Umut var, umudum var benim.
Sonunda eve vardığımda direkt Müzeyyen teyzenin yanına gittim. Masada pirinç taneleriyle uğraşıyordu. Yanındaki sandalyeye oturdum hemen. "Yardım edeyim mi Müzeyyen teyze."
"Yok kızım,bitti sayılır. Öğle yemeğine daha var diye ağırdan alıyorum zaten."
Kafamı salladım. Bir an susadığımı fark ettim. Buzdolabının kapağını açıp ne var ne yok diye bakınmaya başladım. Vişne suyu ve şeftali suyu buldum fakat çok şekerli olduğu için içmek istemedim. Dolabın alt raflarını karıştırınca bir kavanoz kırmızı sıvı buldum. Daha iyi tanımlayamazdım :(
"Müzeyyen teyze bu ne?" dedim elimde kavanozu sallayıp.
Güldü." Erik kompostosu."
"Ne?" dedim. Safım ben.
"Erikli meyve suyu diyelim kızım"dedi. Bir yandan da gülmeye devam ediyor. "Vehbi amcanla ben içiyoruz diye bu dolapta da saklıyorum bir kavanoz. Doğal meyve suyu. Sende dene istersen. Tadı ekşimsi olur. Güzeldir."
Kavanoza dudağımı ısırarak baktım. Ekşi varsa bende vardım. Fakat ya içemezsem diye düşünüyordum.
Müzeyyen teyze kavanozu elimden alıp iki bardak doldurdu. "Beğenmezsen bırakırsın kızım, gel dene bakalım." dedi gülümseyip.
Yerime geçip bardaktan bir yudum aldım. Tadı... Ekşiydi gerçekten. Ekşi ve güzel. Bardağı fondipleyip " Müzeyyen teyze artık bundan bana da getiiiirr."dedim sevinçle.O sırada mutfak camının önünden birinin geçtiğini gördüm. Dikkatim oraya yoğunlaşırken Müzeyyen teyzenin söylediği şeyi duymamıştım.
"Masal?""Efendim." dedim ona dönüp.
"Nereye daldın kızım, beni de duymuyorsun?"
"Hiç,ben duyamadım. Tekrarlar mısın?"
"Odanda diyorum. Bardak bulamadım. Düştü mü yoksa bir yerlere. Mazallah ayağına falan batıverir."
"Camın önündeki sehpadaydı."
"Orda yoktu kızım."
Garip. Kim alacak bardağı.
Kafamı buna yormadan dışarı çıktım. Camın önünden kimin geçtiğini merak etmiştim. Bahçede mutfak camının olduğu yere gittim. Kimse yoktu. İlerde çiçekleri sulayan Vehbi amcadan başka.
Onumgörmüş olma ihtimali yüksekti. Hemen yanına koştum.
"Vehbi amca.""Buyur Masal."
"Biraz önce buradan biri geçmişti gördün mü? Şuradan, nutfak camının önünden." diyerek orayı işaret ettim.
"Valla ben birini görmedim Masal. Belki beni görmüşsündür."
"Hm olabilir. Teşekkür ederim." diyip yanından ayrıldım.
O değildi. Gördüğüm kişiyi Vehbi amcadan ayırabilecek kadar seçebilmiştim. Hem küçüktü o.Biraz dolanıp arka bahçedeki çardağa oturdum.
"Beni mi arıyordun?
Duyduğum sesle irkildim. Hemen arkama döndüm.
" Aa sen.?."
"Beni kaybettin."
"Ne?"
Bu o çocuktu. Spor alanlarında gördüğüm. Buraya nasıl gelmişti?
Öylece yüzüme bakıyordu. Aynı ifadesiz bakışlarla. Bu çocuk beni korkutuyordu.
"Neden bahsettiğini anlayamadım." dedim gülümsemeye çalışarak.
O sırada bahçenin öbür tarafından annem seslendi.
"Masaal. Kiminle konuşuyorsun?"
Yanıma geliyordu.Gözlerimi devirdim. Ah anne birkaç saattir yoksun. Yapma böyle şeyler. Yüreğim dayanmaz ama. Ne kadar ayrı kaldık.
Oflayıp arkama döndüm. Çocuğa gitmesi gerektiğini söyleyecektim ki çocuk çoktan kaybolmuştu.
SELAMLARR😄 OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYOR OLACAĞIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ...😊
İnternet sıkıntısı çekiyorum ve bölümler aksıyor şimdiden kusura bakmayın:)
İnstagram : stranger__sn (link profilde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DONUK (Ara Verildi)
Teen FictionGüçsüz hissediyorsun, belki gerçekten öylesin. Korkuların,zaafların seni yönetmeye başlamış. Artık onların esirisin. İliklerine kadar donuk,önemsiz, hissiz hissediyorsun... Fakat... Savaşmadan yenilmek mi? Asla! "Her şey sona ermiş göründüğünde gözl...