"Ben de istiyoruuummm." diyorum heyecanla. Babamın elindeki gül çok güzel görünüyor ve ayıcık çok tatlı. Yaşım küçük ama kıskanıyorum annemi böyle güzel sevildiği için.
"Sana da alırım prensesim ama önce anneye bir süpriz yapalım değil mi ?" diyor o da. Evimizin bahçesinde heyacala yürüyoruz eve doğru. Ben çok mutluyum ve heyacanımı oldukça fazla dışa vuruyorum. Süprizi mahfetmek istemiyorum tabi. O yüzden çok sessizim ama hızlı hızlı eve koşuyorum. Anneme ilk ben sarılmak istiyorum.Babam arkadan daha yavaş geliyor. Asıl süpriz o çünkü. Evin bahçeye açılan büyük kapısından giriyorum. Anneme bakınıyorum ama aşağıda yok. Koşa koşa yukarı çıkıyorum. Odasının kapısına kadar gidiyorum. Ve... ve... gördüğüm şeyle bir çığlık...""Masal! Masal!"
Annem tarafından dürtülerek uyandım. Kabus etkisiyle tuttuğu kolumu geri çektim aniden. Her kabusum ondan uzaklaşmama ona karşı soğumama neden oluyordu. Bana telaşla bakan anneme tepkisiz kaldım. Yatağımdan kalkıp yine duşa girdim. Bu kabusa ılık duştan başka ne iyi gelebilirdi ki...
İşimi halledince giyinip odamdaki koltuğa oturdum. Perdeyi sonuna kadar açtım. Odada tek sevdiğim şey penceremin büyük olması ve güzel bir manzarayla beni başbaşa bırakmasıydı. Sabahları deniz tüm güzelliğiyle gözler önüne seriliyordu. Akşamları yıldızlar ve ay denize eşlik ediyor ve gözlerimi şenlendiriyordu. İşte huzurun tanımı buydu.
Kulaklığımı taktım. Ruh halime uygun bir müzik listesini oynattım. Koltukta iyice yayılıp manzaranın keyfini çıkarmaya başladım.Saat 06.40'tı. Geri uyumayı düşünmüyordum. Gözlerimdeki azıcık uykuyu alması adına kahve içmeye karar verdim. Mutfağa gittim ve kahve hazırlamaya başladım. Kahvemin olmasını beklerken merdivenlerden gelen ayak sesleri duydum. Çok geçmeden içeri Sude girdi. Önündeki tezgahtan su aldı. Ona bakmamaya çalışıyordum. O kadar rahatlamışken huzurumun bozulmasını istemiyordum. Arkasındaki duvara yaslandı. Bana dik dik baktığını hissedebiliyordum.
Kahvem sonunda olduğunda bir bardağa boşalttım. Çıkmak için ilerlediğimde konuşmasıyla duraksadım.
"Daha ne kadar devam edeceksin?" dedi umursamazca. İşte başlıyoruz.
"Neye devam ediyormuşum Sude?""Adımı ağzına alma Pislik! İğrendiriyorsun!" dedi yüzünü buruşturarak.
Göz devirmekle yetindim bu sözlerine. Hakarete başladıysa uzayacak demektir ve ben sabah sabah bunu kaldıramam."Ne oldu? Haklı olduğumu düşünmüyor musun? İnsanlar istenmediği yerde durmazlar. Babacığın sana bunu öğretmedi mi?"
Yine beni sinirlendirmeye başlamıştı. O pis ağzıyla nasıl babamı anabilirdi!
Olabildiğince sakin kalarak "Haklısın Sude insanlar istenmedikleri yerde durmazlar. Keşke baban ve sen bunu bilseydiniz." diye cevap verdim ve mutfaktan çıktım. Hızla odama gittip kapımı kilitledim. Kulaklığı telefondan çıkardım. Müziği sonuna kadar açtım.Titremeye başlamıştım. O kız zaaflarımı kullanarak beni sinir etmekten hiç vazgeçmeyecekti. Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Yanaklarımdaki sıcaklığı fark edince daha çok sinirlendim. Bu kadar zayıf olmamalıydım. Her seferinde ağlamamalıydım.
'Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce güzel yüzün yanakların ıslanır.
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce hüzün keder yüreğime yaslanır.
Sen ağlama. Bir damla gözyaşın yeter. Sen üzülme gülüm,gamzende güllerin biter...'
Müziğe kendimi kaptırmak üzereyken müzik listemde bu şarkının olmadığı geldi ve gözlerimi açtım. Telefonum çalıyordu. Ne zaman bu şarkıyı zil sesi yapmıştım?
Arayana baktım. 'KURTARICIM arıyor...' Bu da kimdi?
Merhabalarr... Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin..😊 Umarım beğenirsiniz. Sevgiler😊❤
İnstagram:stranger__sn (link profilde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DONUK (Ara Verildi)
Teen FictionGüçsüz hissediyorsun, belki gerçekten öylesin. Korkuların,zaafların seni yönetmeye başlamış. Artık onların esirisin. İliklerine kadar donuk,önemsiz, hissiz hissediyorsun... Fakat... Savaşmadan yenilmek mi? Asla! "Her şey sona ermiş göründüğünde gözl...