Gitmek yok, yanımdasın.
Her zaman daha yakınımda ve cesur.Ağlamak yok, güçlüsün ve her zaman hazır.
.....................................Bazen bir bakış, bazen bir gülüş mest eder insanı. Unutturur yaşadıklarını ve sadece mutluluğu hatırlatır. Gülümser.
Fakat bu etki hayatın gerçeklerinin yüzüne vurmasıyla geçiverir. Gülücükler ve masum hayallerle zar zor inşaa ettiğin küçük dünya tekrar tekarar üzerine yıkılıverir. Bazen bir yer, bazen bir anı , bazen tek bir söz yüzündeki gülüşü ve içindeki hevesi söküp atar. İşte ben de şimdi aynı bu durumdayım. Yol boyunca yüzümdeki gülüşü eksik etmezken eve vardığımızda aynı korku ve panik hali bedenimi ve zihnimi ele geçirmişti. Hastane odasında oturup hiçbir sey olmamışçasına ,belki biraz korkarak da olsa, konuştuğuma hayret ettiğim o çocuktan şimdi eve yaklaşan her adımımla beraber çok daha fazla ürküyordum. Eve girerken kendimi annemden sıyırdım ve tek başıma merdivenlere yöneldim. Annemin arkamdan iç çektiğini duymuştum fakat arkama geri dönmedim.
Tedirgin adımlarıma ve titrek vücuduma aldırış etmeden merdivenlerden çıkmaya başladım. Olabildiğince etrafıma bakmamaya çalışıyordum. Çünkü korkuyordum, onu görmekten ve hissetmekten.
Aynı şeyleri yine yaşamaktan.Merdivenlerden çıktığımda ilk işim ışıkları açmak oldu içerdeki boğucu havanın biraz kaybolması adına. Koşarcasına odama ilerledim ve tam kapının önünde durdum. Ellerim daha çok titriyor ve terliyor, aldığım nefes ciğerlerimi doldurmuyor kesik kesik çıkıyordu.
Ellerimle zar zor kavradığım kapı kolunu açmaya yelteneğimde aniden gelen sesle irkildim."Masal,kızım?!"
Müzeyyen teyze.. Telaşla yanıma geldi. Koluma girdi, ayaküstü ateşimi kontrol etti ve bir türlü açmaya cesaret edemediğim kapıyı bir hamlede açtı.
O kadar hızlı olmuştu ki korkudan hemen gözlerimi kapattım. Müzeyyen teyze "Ah kızım üşütüp hasta mı oldun yoksa? Terli mı dolaştın güzel kızı..."diye cümlesini yarıda kesti ve bana sokularak "kızım kendini iyi hissetmiyor musun? Hala hasta mısın? Doktora gitmek ister misin?".
Sımsıkı kapattığım gözlerimi zorlukla araladım. Bana şevkat ve endişe dolu bakan bir çift gözle karşılaştım.
Ah Müzeyyen teyze,seni annem yerine koymakta haklı değil miyim?Daha fazla bekletmeden cevap verdim."İyiyim ben Müzeyyen teyzeciğim, bir şeyim yok geçti."dedim tebessüm ederek.
"Eminsin değil mı?"
"Evet sadece biraz dinlenmeliyim. "
"Tamam ben çıkayım da sen rahat rahat uyu dinlen. " dedi ve yavaşça odadan çıktı.
Hemen pencereden güneş ışığının girmesini engelleyen büyük perdeye yöneldim ve pencerenin önünden çektim. Şimdi içerisi daha aydınlıktı ve. Yalnızdım.Daha fazla oyalanmadan üzerimi hızlıca değiştirip kendimi yatağa bıraktım. Hemen ayak ucunda duran pikeyi üzerime örtüp sıkıca sarındım.
Gözlerimi kapattım ve uykunun beni ele geçirmesine izin verdim.Uyandığımda havanın karardığını fark ettim. Panikle yataktan kalktım ve ışığı açtım. Aslında karanlıktan hiç korkmazdım ama artık şartlar çok başkaydı.
Yalnızlığı seviyordum, yıldızları yalnız seyretmeyi ve yağmurda yalnız yürümeyi.
Zihnim beni yalnız bırakmayacak kadar kalabalık.Midemin gurultusuyla acıktığımı farkettim ve mutfağa gitmeye karar verdim.
Merdivenlerden inerken salondan gelen seslerle durdum. İçeriye kulak kabarttım. Hararetli bir konuşma olduğu belliydi fakat ne söyledikleri anlaşılmıyordu. Annemin ve Emirhan'ın seslerini zorlukla seçebildim fakat yabancı birinin de olduğundan emindim.
Ne konuştuklarını anlayabilmek için birkaç basamak daha indim."Anlamıyorsun! Hastalığın daha fazla ilerleyebileceğini söylediler! İyilesmesini istemiyor musun?!"
"Hayır, iyileşmesini istiyorum! Ama öyle değil! Yanımda kalacak!"
Neden bahsediyorlar? Kimle konuşuyorlar?
Bir şey anlamadığımdan ıçeri girmeye karar verdim. Kalan basamakları indim ve salon kapısına yöneldim. Kapıdan içeri girdiğimde beni fark etmediler bile. Tartışmanın sebebini daha çok merak etmiştim.
Tanımadığım birkaç adam ve bir kadın beni ilk fark edenler oldu. Annemin ve Emirhan'ın tartışmalarından onlar da bunalmış gibiydi.
Varlığımı belirtmek için hafifçe öksürdüm ve " Neler oluyor?" diye sordum. Annem o anda bana döndü. Gerçekten gözlerinden ateş çıkıyordu. Onu bu kadar sinirlendiren neydi acaba?"Odana git Masal, lütfen."
Sesi o kadar keskindi ki, itiraz istemez emrine boyun eğdim ve salondan çıktım. Aç midem daha ne kadar sabredebilirdi bilmiyordum ama yemek için kesinlikle uygun zaman değildi.
Ağır ağır odama çıkarken hâlâ annemin sesini duyuyordum.
"Hiçbir yere gitmeyecek! Defolun hemen burdan!"
Selamlarrr. Umarım beğenmişsinizdir. Hoşçakalın...😊
Bölümleri uzatmaya devam edicem. Bu böyle oluversin 😅Instagram: stranger__sn (link profilde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DONUK (Ara Verildi)
Novela JuvenilGüçsüz hissediyorsun, belki gerçekten öylesin. Korkuların,zaafların seni yönetmeye başlamış. Artık onların esirisin. İliklerine kadar donuk,önemsiz, hissiz hissediyorsun... Fakat... Savaşmadan yenilmek mi? Asla! "Her şey sona ermiş göründüğünde gözl...