mSIR SİNANMI??

46 7 0
                                    

......Sorduğum soru karşısında acıyla yutkundu, ve gözlerini kaçırdı.



"Söyle Enes!" Gayet kararlı ve netim.



"Senden çok şey saklıyorum." Lütfen beni yanılt korktuğum kadar kötü bir şey değil de.



"Öylemi, ozaman en önemlisinden başla." Koltuğa oturup ellerini birbirine kenetledi, sanki yaramazlık yapmış bir çocuk gibi başını önüne eğdi.



"Emel benim annem." Ne alakası var! Bunu benden neden sakladı ki!!"



"Neden söylemedin?" Hala anlam veremiyorum, omuzlarını hafiften kaldırdı.



"Bilmiyorum, belki rahat edemezsin kendini yeterince rahat anlatamazsın." Çok saçma hala kafamda oturtamadığım şeyler var.



"Enes, söylediklerin çok mantıksız geliyor, yani oturmayan şeyler var."



"Biliyorum, ama benim de kafam karışık yani hala bazı şeyleri netleştiremedim."



"Peki Anıl'ın söylediği şeyde bunla ilgili miydi, yani bana yalan söylediğin için mi?"



"Annemle görüştüğünü biliyor ama sebebini bilmiyor, basit bir bunalım yada yol gösterme sanıyor."



Aklıma bir anda Emel'in söyledikleri geldi, Enes'le görüşmemi istememişti.



"Enes!" Korkuyla ve mahcubiyetle yüzüme baktı.



"Emel hanım bana bir şeyler söyledi." Kaşlarını çatıp bakışlarını derinleştirdi.



"Ne söyledi."



"İyileşme sürecinde seninle olmamın bana iyi gelemeyeceğini, senden destek alarak iyileşmek yerine kendimi senin arkana sakladığımı söyledi."

Az önceki mahcup halinden eser yok, ayağa kalkıp tam karşıma geçti.



"Ne zaman söyledi sana bunları."

İkisinden biri gözüktüğünün aksine bir karaktere sahip, biri sevdiğim çocuk diğeri ise ruhumu teslim ettiğim doktor. Enes'ten şüphe edeceğim hiç aklıma gelmezdi.



"Son görüşmemizde, sanırım beni değil seni düşündüğü için söylemiş....."

Enes ben konuşurken ceketini ve anahtarını alıp hışımla evden çıktı. Ardından koşup daireden çıktım ve girişin balkonundan aşağıya baktım, arabasına sinirle yürüyor.

"Enes!!" Tok bir sesle seslenmemin ardından başını kaldırdı ve eliyle arkamı işaret etti.



"İçeri gir."

Bakışları son derece karalı ve itaat edilesi derecede baskın, iç güdüsel olarak baskınlığı karşısında kuş kadar güçsüz varlığımla içeri döndüm. Neden bu kadar sinirlendi ki? Koltukta oturmuş endişeyle Enes'i beklerken telefonum çaldı, uzanıp aldım. Damla arıyor.



"Efendim." Sesi hafiften çekingen.



"Elif nasılsın?"



"İyiyim Damla."



"Okula gelmiyorsun, nasıl olduğunu merak ettim."



"İyiyim sorun yok endişelenme."



"Hala yalnız mı kalıyorsun?" Aslında Enes'ten bahsedebilirim, ama nedense bilmesini istemiyorum.



"Sorun değil, idare ediyorum."

AYNADAKİ KİMLİĞİM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin