ENES ÖZET-3

49 6 1
                                    

Saat 04:45 iki gün süren yüzme yarışmalarının ardından ölü gibi uyuyan zihnimi kulağımın dibinde çalan telefon uyandırdı. Kolumu bile kaldıracak halim yokken zorla telefonu açıp kulağıma koydum.

“Alo.” 

“Enes sadece dinle olurmu?” Bu uykuyu bozacak en güzel ses ilişti kulaklarıma, zaten konuşmaya mecalim olmadığından huzur dolu sesini dinlemek paha biçilemez. Bu saatte neden aradı hiç düşünmeden gözlerim kapalı sesine odaklandım.

“Söyle.”

“Hiç biri gerçek değildi, mesafelerim, nefretim, şiddetim. Sende başka bir şey vardı, ilk gördüğüm andan beri kabul etmediğim bir şey. Zamanla ne kadar inkar edersem edeyim yenik düştüm. Bilmiyorum belki takıntıdır, yada bu boktan hayatımda normal insan gibi hissettirdiğin için bi saplantıdır yada gerçekten aşk ’tır. Gerçekten bilmiyorum ama neticede kabul ettim Enes.” Söyledikleri, asla açılmayacak uykumu ferahlık getirirken zihnimi uyandırdı, beklediğim hatta belki bekleme hayalini kurduğum sözcüklerden çok daha fazlası.....

“Elif bak...” sözümü kesip devam etti.

“Özür dilerim, her şey için. Ama benim iradem yok özür bile dilesem yarın seni öldürmeyeceğimin garantisi yok Enes. Sana bunu yapamam, zaten bende yoruldum. Hayata seninle tutunma fikri yanlışmış onu anladım.” Az önce içimde oluşan huzur merak ve hayal kırıklığıyla yer değiştirdi, ben yanlış kişi olamam. Onu bu kadar severken asla yanlış kişi olamam.

“Elif bak saçma sapan konuşuyorsun, nerden çıktı şimdi bu konuşma.”

“Onu yok edicem, her şey için teşekkür ederim. En çokta Sinan gibi bana öğrettiğin bu duygu için. Eğer gerçekten aşk buysa ben çok memnunum Enes, kendine iyi bak.”  Söylediği ilk ve son cümle tüylerimi diken diken etti, onu öldürecem demek intiharla eş değer değil mi?” Ne düşüneceğimi bilmeden yataktan fırladım ve yukarı çıktım, doğru kapıya yöneldim. Annemin evinde olduğum için buradan çıkmak bir mahkumun hapisten çıkmazıyla eş değer, hastalıklı annem yine kapıyı kilitlemiş ve anahtarı bulmak labirentten çıkmaktan daha zor. Titreyen ellerimle çekmeceleri kurcalamaya başladım, sürekli Elifin kurduğu korku dolu cümleler zihnimde yankılanıyor. Koridoru, salonu, mutfağı heryeri talan etsemde anahtarı bulamadım ve sonunda annemle karşı karşıya geldim, sabahlığını giymiş uykulu ve baskın gözlerle bana bakıyor.

“Noluyor oğlum!” elini tutup nefes nefese çaresizce anahtarı istedim.

“Anne anahtarı ver, çıkmam lazım.” Elini çekip kollarını bağladı.

“Ne saçmalıyorsun Enes, odana dön bu saatte dışarı çıkamazsın.”

“Anne lütfen, sadece bir kez benim için bir şey yap.”

“Ben her şeyi senin için yapıyorum zaten uzatma ve odana dön.”  Sinirden ağlama tınısıyla çıkan sesimle yalvarmaya devam ettim.

“Anne lütfen, gitmem gerekiyor, eğer yetişemezsem yaşayamam neolur.”  Parmağıyla merdivenleri işaret etti.

“Enes sinirlenicem, derhal aşağıya inip yatağına yatarmısın.”  Ayaklarının önünde dizlerimin üzerine oturup elini tuttum ve yalvarırken çaresizce sürekli öptüm.

“Anne ne olur, eğer beni ufacık seviyorsan ver şu anahtarı. Yemin ederim ölürüm anne, eğer yetişemezsem yaşayamam anne lütfen..... izin ver gideyim bir kerecik izin ver.”

AYNADAKİ KİMLİĞİM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin