U Z A Y|29'

389 48 10
                                    

#Duman- Haberin Yok Ölüyorum.

Mutlaka şarkıyla okuyun.

Umutlar, lâciverttendir. Hep.

29. BÖLÜM:"HEP LÂCİVERT'TİR UMUT. "

• Lâcivert •

On dokuz yıl boyunca, kendim için yaptığım tek bir şey vardı.

Sevdim.

Sadece sevdim.

Yanlıştı herkese göre benim sevgim. Yasaktı, imkansızdı. Oysa sadece sevmek istemiştim. Kalbim bir işe yarasın, hiçbir derdim yokmuşçasına seveyim istedim.

O'nu sevdim.

Solum gibi, soluğum gibi sevdim onu. Akıttığı göz yaşından, bağıramadığı cümlelerine kadar; her zerremle sevdim.

Lakin çok gördüler.

Bu hayatı, bir kez olsun kendim için yaşamamı bana çok gördüler. Ki, kendim için yaşadığımı söylerken bile onun için nefes alıyordum ya, orası ayrı.

Benim yıllarca, dokunamadan, öpemeden, okyaşıp koklayamadan içimde büyüttüğüm sevgimi bir hiç sayıp çöpe attılar.

Ben istemedim böyle olmasını. Biliyordum, o da istemezdi. Tüm suç benimdi, bunun da farkındaydım, ama ben bunu suç olarak görmüyordum ki.

Bu benim hayatım boyunca yaptığım en masum şeydi.

Onu ilk cenazede gördüm. Gördüm ve sevdim. Ben önce anlayamasam da, kalbim hep sevdi onu içten içe.

İçim olan, güzel Gece.

Kim olduğunu öğrendiğimdeyse yıkıldım. Hayır, dedim içten içe. Hayır. Hayır. Hayır. Allah aşkına! Hayatımda ilk kez sevmiş, ilk kez birine tapacak kadar bağlanmıştım! Neden illaki bir engel çıkıyordu önüme?! Hayattan bir şey istedim, yalnızca bir şey. Özgürce seveyim, doya doya seveyim istedim.

Onu bile beceremedim.

Yıllar geçti, ben hep sevdim. Gündüzlerim onunla geçti, geceler zaten oydu. O ağladı, ben korlandım. Acımda, çaresizliğimde boğuldum. Göğsüme soka soka sevmek istesem de, uzaktan baka baka sevdim.

Sonra aklıma bir şey düştü.

Bunun asla yapılamayacak, tehlikeli ve her şeyi daha da berbat edecek bir şey olduğunu biliyordum.

Durmadım, duramadım.

Ona mesaj attım.

Olmayan bizi, bir uçurumdan yuvarladım.

Kendi sonumu kendim yazdım.

Ama... Bizim hikayemizin başlamasına neden olan şey 'umut' değil miydi zaten?

Ben, yıllarca içimde besleyip büyüttüğüm umudumla yaşadım. Ona dayandım, bel bağladım.

Gece de benim gibiydi. Tüm bu kıyamete rağmen, içinde her zaman bir umut vardı. Kurtuluşa, mutluluğa erebileceğine inanıyordu o. Belki de bu yüzden onu bu kadar çok sevdim.

Ona da demiştim zaten.

İşte ruhum, senin ruhuna; kaybetmişliğimizden kalan tek şey olan, o umut ile bağlı Kuytu.

Bir de Kuytu diyordum ona.

Lâcivert bedenin, en Kuytu'su...

Tek bir fotoğraf, tek bir cümle her şeyi özetliyordu aslında. Ben Lâcivert'tim. O ise göğüs kafesimin derinliklerindeki kalbim, kuytum.

Canımın parçası.

Can'parem.

Canımdan, kalbimden, ruhumdan, zihnimden, bedenimden bir parça.

Kendime Lâcivert demiştim, sırf laciverti çok seviyor diye. Acımdan, canımdan geçmiştim onun için.

Şimdi...

Şimdi, her şeyin yitip gittiği o ana gelmiştik.

Biliyordum karşısına çıkarken gelecekte olacakları.

Ama onu da bile bile sevmemiş miydim zaten? Bile bile solmamış mıydım ona?

Dayanamıştım ağlamasına, yağmurda sırılsıklam olmasına. Biliyordum onun da canına yettiğini. Benim de yetiyordu canıma, taşıyordu hatta. Lakin onun canına bir şey olmasın, kafiydi.

Ben, Lâcivert.

Ya da Ege Eroğlu.

Babamın ailesini katlettiği kızı sevdim.

Ve hiç pişman olmadım.

Onu umudumdan daha çok sevdim.

Seveceğim.

Hep.

Hep.

Hissediyor musunuz, Lâcivert'in içindeki çaresizliği, çıkmazı, umudu? Ben çok derinden hissediyorum, en kuytumdan. ❤

Peki ya Lâcivert'in gerçek adı ve büyük sır hakkında ne düşünüyorsunuz? Bombayı finalde patlattım sanırım! :)

Diğer bölümün büyük bir kısmını yazdığım için yakın bir zamanda gelecek inşallah.

Sizi seviyorum.

Hep.

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin