U Z A Y|30'

402 48 14
                                    

#Son Feci Bisiklet- Uzaydan Geldiğine Göre Yorgun Olmalısın.

İyi okumalaaaaaaaaarrrrrr!!

30. BÖLÜM:"U Z A Y."

"Aç... Aç parmaklarımı tutuşturan o göz kapaklarını, can'parem."

Ben bir Uzay'a sahiptim.

Milyonlarca yıldızım, kara deliğim, kırmızı devim vardı. Güneşim vardı, gezegenlerim vardı. Galaksilerim, yıldız kümelerim; koskocaman bir evrenim vardı.

Benim Uzay'ım Lâcivert'ti.

Lâcivert, Uzay kadar büyüleyici, ihtşamlı ve gerçekti.

Ne Uzay'ı anlatmaya sözcüklerim yeterdi, ne de Lâcivert'i.

Onlar benim, berceste varlıklarımdı.

Gözlerim, gözleriyle harmanlandığında soluklarım kesildi.

Lâcivert.

Gözleri, lâcivertti.

Kızarmıştılar, yüzünden düşen damlalar vardı. Onu inceledim. Önce gözlerinde dolaştı gözlerim. Gözbebeklerinde lâcivert bir yangın vardı. Kirpikleri... O kadar çok ve uzundu ki... Uyuduğumda üzerime onların örtülmesini diledim. Siyah kirpiklerine tutunan bir damla aşağı doğru usulca süzüldüğüne gözlerim bu sefer burnuna değdi. Düzgün, ince bir burnu vardı. Aldığı nefeslerinden olmayı diledim. Damla süzülmeye devam etti, burnu ve dudaklarının arasındaki küçük çukurda durdu. O damla olmak istedim. Gözlerim dudaklarına geldi. Utanmadım, ona dair her şey çok güzeldi. Üst dudağına göre biraz daha dolgun olan alt dudağından, çenesine doğru süzüldü o damla. Belirgin, köşeleri olan bir çenesi vardı. Köşeleri çok net değildi. Damla çenesinden düşüp, boynuna doğru süzüldüğünde gözlerim oraya takıldı. Sonra, Lâcivert yutkundu. Aşağı doğru kayan adem elması olmayı diledim.

Gözlerimi tekrar yüzüne kaldırdım. Saçları yağmur yüzünden ıslanmış, öne doğru sarkmıştı. Simsiyah tutamlarında parmaklarımı gezdirmek istedim.

Sonra...

Sonra gözlerimiz birleşti.

Yutkunamadım.

Ancak dilim fısıldadı ismini. Her daim olduğu gibi.

"Lâcivert..."

"Kuytu?"

Gözlerinde cennet ve cehennemin harmanlandığı bir savaş vardı. Sevgi vardı, umut vardı, çaresizlik vardı. Bir de, bilinen bir gerçek vardı. Lakin ben o gerçeği bilmiyordum.

Parmaklarım benden bağımsız bir şekilde havalandı. Parmak uçlarım yanağında bir noktada durduğunda, etraf sarsıldı. İkimizde, aynı anda, nefeslerimizi tuttuk. Lâcivert'in titrediğini hissettim. Ben de titriyordum, ama bunun sebebi O muydu, yoksa yağmur muydu bilemiyordum. Sanki Lâcivert'in gözlerindeki yangın benim kalbime sıçramıştı.

Elim yanağına dokunduğunda içimde varolan hisle sarsıldım. Gerçekti, buradaydı.

"Sen... Gerçek misin?"

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin