U Z A Y|36'

348 37 6
                                    

#Cem Adrian-Sarı Gelin.

Geçen bölüm ithaf yapmayı unutmuşum... Ancak bu bölüm hemen yapıyorum ve bölümü maybeitisbeautiful'a ithaf ediyorum. Desteklerin için teşekkürler, seni seviyorum!

36. BÖLÜM:"BEKLENMEYEN SONLAR."

Cam kapıyı araladım ve açık renklerle bezenmiş kafeden içeri girdim. Ferah bir görüntüye sahipti. Koltuklu oturma grupları cam kenarlarına dizilmişti, ancak yaz olduğu için camlar açık, camların mermerleri rengarenk çiçek saksılarıyla süslüydü. Ortalara dörtlü ve daha fazla olacak şekilde masalar yerleştirilmişti. İnsanlar gruplar halinde oturuyor, neşe ve keyif içerisinde sohbetlerini sürdürüyorlardı. Kafenin arkaya doğru kalan bölümünde bilardo oynayanlar vardı. Alttan popüler şarkılardan biri çalıyor, ortamdaki neşeye neşe katıyordu.

Gelgelelim asıl soruya. Benim burada ne işim vardı?

Şu meşhur Rüzgar'la tanışacaktım. Gruptan birkaç kişinin de olacağını biliyordum ancak kim olduklarından haberim yoktu. Ve tabii bir de Esila ve Lidya ikilisi vardı. Esila'nın Rüzgar'la olan garip husumetinin ne durumda olduğunu bilmediğim için ona bir şey söylemekten kaçınmış, yalnızca Lâcivert'le buluşacağımı söylemiştim. Fakat Lidya'ya gerçeği söylemiş ve Esila'ya söylememe konusunda tembihlemiştim.

Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirdim. Sonunda tanıdık bir surat gördüğümde aynı zamanda kaşlarım da çatılmıştı.

Benay.

Oturdukları yer cam kenarındaki geniş koltuklardandı. Benay ve Lâcivert haricinde iki kişi daha vardı ve bunlardan biri Kaan'dı. Dolayısıyla diğer kişi de Rüzgar oluyordu.

"Merhaba." Hemen önlerinde durduğumda tüm bakışlar beni buldu. Bunların içerisinde kalbimdeki sancımaya sebep olan lacivertler de vardı.

"Hoşgeldin, Gece!" diye şakıyan kişi tam olarak Benay'dı. Bu kız niye bu kadar samimiydi?

Gırtlağıma bıçak dayamışlarcasına samimiyetsizce güldüm. "Hoşbulduk, Benay."

Bu sırada Lâcivert ayaklandı ve yanımda durdu. Elini hafifçe sırtıma bastırarak masadakilere doğru dönmemizi sağladı. "Rüzgar, işte en güzel Gece!" diye tanıtınca utanmama engel olamadım. Ve fark ettiğim bir şeyse bu iltifatıydı. Sürekli tekrarlıyor, bana 'en güzel' diye hitap ediyordu. Geceleri sevdiğini biliyordum, fakat en güzel Gece'si olmak bambaşka bir duyguydu.

Rüzgar yüzünde hoş bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve bana elini uzattı. "Memnun oldum, en güzel Gece. Ben Rüzgar." Aynı iltifatı o da yapınca kafamı deve kuşu misali yere gömmek istedim doğrusu. Elimi uzatarak elini sıktım ve bu sefer samimiyetle güldüm. "Ben de memnun oldum Rüzgar. Ama lütfen bana böyle hitap etmeyi kesin."

Sözlerimle onlar da güldü. Masaya oturduğumuza, hemen Lâcivert'in yanındaydım. Köşeli şekilde giden koltuklarda sıralı şekilde dizilmiştik. Sıralama şöyleydi; Lâcivert, ben, Kaan, Benay ve Rüzgar.

Rüzgar'la karşılıklı gelmiştik ve bu iyi olmuştu. Onu daha iyi incelemem için güzel bir fırsattı. Koyu kahve saçları ve gözleri vardı. Uzun boylu, yapılı biriydi. Lâcivert ona göre daha ince kalıyordu, ancak boyları eşitti. Ayrıca Rüzgar kirli sakallıydı ve sakalın ona epeyce yakıştığını söyleyebilirdim.

"Eee, Gece, neler yapıyorsun?" Rüzgar'ın sorusuyla dikkatimi ona verdim.

"Doğrusu şu an hiçbir şey yapmıyorum," dedim gülerek, "ama okullar açıldığında sıkı bir döneme gireceğimi söyleyebilirim. Üniversite zorlayacağa benziyor."

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin