U Z A Y|37'

337 38 4
                                    

#Cem Adrian-Hala Senin Suçun Var.

Bölüm ithafını, SeherKaya97 'ye yapıyorum. Desteklerin için teşekkürler, seni seviyorum💕.

37. BÖLÜM:"KORKMAK."

"Ege! Korkuyorum!"

Ege.

İlk defa ismini andım. Hiçbir isim dudaklarıma böylesine yakışmamıştı.

Lâcivert, dudaklarımdan ismini duyduğu an buz kesti, dondu kaldı adeta. Onun afalladığını gören çocuk tekrar ayağa kalkmak için hareketlenirken, Lâcivert ondan hızlı davrandı ve bir yumruk hamlesiyle yere serdi.

Ardından bakışları bana bir an bile dönmeden, "Arabaya bin." diye emir verdi. Sesi buz gibiydi, içerisinde hiçbir duyguyu barındırmıyordu. Onun bu hali doğru bir hamle yapıp yapmadığımı sorgulamama neden olsa da, ona fazlaca öfkeli olduğum için bunu bir kenara bıraktım. Arabanın etrafında dolaştım ve yolcu koltuğunun yanında duraksayarak kapıyı açtım. Koltuğa yerleştiğimde o çoktan arabayı çalıştırmıştı bile.

"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum cidden! Kavgaya girmek de ne demek, sokak serserisi misin sen?!" Hışımla söylediğim sözleri takmadan yola devam etti. Parmakları direksiyonu öyle bir kavramıştı ki, boğumları bembeyaz kesilmişti. Hiçbir tepki vermemesi beni daha da sinirlendirirken burnumdan soluyarak önüme döndüm, fakat susmadım.

"Bir günümüz de olaysız, sakin bir şekilde geçsin istiyorum, senin yaptığına bak! Ne idüğü belirsiz tiplerle saçma bir laf dalaşı yüzünden kavga ediyorsun!"

Tepki yok.

Ya da... Var.

Gaza iyice yüklenmek?

"Bir şey söyle!"

Ani bir frenle öne doğru savruldum ve son andaki elimin desteğiyle kafamı torpidoya çarpmaktan kurtuldum.

Lâcivert, yine bir şey söylemedi fakat hızla kapıyı açıp dışarı çıktı ve delice bir öfkeyle kapıyı çarptı. Kaşlarımı çattım ve ben de dışarı çıktım.

"Senin derdin ne?!"

Sahildeydik, yüzünü denize dönmüş, elleri belinde bir şekilde hızlı hızlı soluyor, sakinleşmeye çalışıyordu.

Kolundan tuttum ve kendime çevirmeye çalıştım. Başarılı olamayınca önüne geçtim.

"Bir şey söyle Lâcivert! Derdin ne?!"

Yine hiçbir şey söylemedi ve arkasını döndü. Tam ağzımı açmış, bağıracaktım ki, öfkeden deliye dönmüş bir şekilde bana döndü ve kükredi.

"Sana hakaret etti!"

"Sana bıçak çekti!"

Durmadı.

"Aptal! Senin hakkında iğrenç şeyler söyledi! Söyleyemez!"

"Seni bıçaklayacaktı! Ölebilirdin!"

Durmadık.

"Bu benim sorunum!"

"Aptal! O zaman bana laf atması da benim sorunum! Seni bıçaklayacaktı diyorum!"

"Sana laf falan atamaz! Onu öldürürüm! Bıçaklarsa da bıçaklasın! Sen bunu niye sorun ediyorsun?!!"

"Çünkü korkuyorum!"

Sonunda bilinçaltımdaki gerçek günyüzüne çıkmıştı.

"Korkuyorum! Sana bir şey olacak diye ödüm koptu aptal! Çok korktum! Ne kendine ne de bana bunu yapmaya hakkın yok!"

Efsunlu bir sessizlik oldu. Birkaç saniye hayat durdu. Kuşlar uçmadı, rüzgar esmedi, deniz dalgalanmadı, insanlar konuşmadı... Herkes sustu, dudaklarımdan çıkan gerçekler çarpıştı gözlerimizde.

Ve her şeyin tekrar konuşmaya başladığı an, yüzüm bir göğüse yaslandı. İki güçlü kol sırtımı sımsıkı kavramış, bir yüz saçlarımın arasına, boynuma gömülmüştü.

Lâcivert... Bana sarılıyordu.

Yüzüm göğsüne gömülmüştü, kokusu aldığım her nefeste akciğerlerime doluyor, aklımı başımdan alıp götürüyordu.

"Aptal... Sana kaç kere dedim bu kadar güzel olma diye. Aptal..."

Aptal olmak ne güzel şeydi.

◻▪◻

Yine geciktim:( Çook özür dilerim...

Bölüm de içime sinmedi zaten... Neyse artık, yapacak bir şey yok.

Sizi çok öpüyor ve desteklerinizi bekliyorum,
Sevgiler <3

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin