U Z A Y|14'

509 52 7
                                    

#Cem Adrian-Biz Senle.

🍀

14. BÖLÜM:"CAN'PARE"

Lia'nın Evreni'nden çıkarken kalbim tarif edilemez bir huzurla doluydu. Şiir ve uzay birleşince insanı bir anda iyileştirebilecek bir güce sahip oluyorlardı.

Lâcivert'in son mesajına cevap vermemiştim. Sahi...o mesaja ne denirdi ki? Beni Lavinia'ya benzetmişken, saçma bir şey söyleyip de o anı bozamazdım. Ve bir Gece'nin eli ayağına dolaştığı zaman yapmayacağı aptallık yoktu.

Telefonumun melodisini duyunca cebimden çıkarıp ekrana baktım. Esila arıyordu.

Açtım.

"Efendim, Esila?"

"Ağğğh! Bu adam beni deli ediyor! Ciddi anlamda deli ediyor! Çıldırmamak elde değil! Sonra neden Esila böyle?! Neden Esila sürekli kırmızı pelerin görmüş boğa gibi?! Neden Esila agresif?! Bir sürü soru, tek cevap! Rüz-gâr! Bu kadar basit ve net! Ayh! Vermekten sinirden çıldıracağım! Hayatım boyunca bu kadar konuştuğumu hatırlamı-"

Ve kapattım.

Yoluma devam ettim.

Eve geldiğimde ağabeyim ve Şimal Abla yoktu. Ağabeyimin işleri yüzünden bir sürüdir birlikte zaman geçirememelerinden yakınıyordu Şimal Abla. Muhtemelen şimdi beraberdiler.

Odama çıkıp üzerimi değiştirdim ve pijamalarımı giydim. Aç olduğumu guruldayarak belli eden midem yüzünden aşağı inip tost yapmaya karar verdim. Tost, lahmacun, pizza, poğaça gibi hamur işi şeylere bayılırdım.

Telefonumu alıp aşağı indiğimde Lâcivert'in hala mesaj atmış olmaması beni şaşırtmıştı. Yine de umursamayıp tost yapmaya koyuldum. Bu sırada televizyonu açarak herhangi bir kanalda durdum. İzleyeceğimden değildi de, sadece ev tamamen sessiz olunca kendimi yalnız hissediyordum. Gündüzleri ağabeyim işte olduğu zaman evde iki kişi kalıyor olsak dahi illaki ses çıkıyordu.

Tostu yaptıktan sonra dolaptan meyve suyu aldım ve bardağa doldurdum. İçecek bir şey olmadan boğazımdan geçmiyordu.

On dakika boyunca tostumu aheste aheste yerken boş boş etrafı izledim. On ikinci dakikada telefonuma bir mesaj düştü. Hızla elime şifreyi girdim ve WhatsApp'i açtım. Lâcivert mesaj atmıştı!

Lâcivert: Nasılsın?

G: İyi, sen?

Lâcivert: İyiyim,

Lâcivert: Ne yapıyorsun bakalım?

G: Hiiç

G: Yemek yiyiyordum öyle

Lâcivert: Anladım.

Lâcivert: Ağabeyinle Şimal Abla evde değil mi?

G: Hayır da

G: Ne alaka?

Lâcivert: Araba evin önünde değil de ondan

G: Ne

G: Sen burada mısın? Ne işin var burada?

Lâcivert: Bilmem, kuytu köşelere bakıyorumdur belki de;)

G: Lâcivert! Dalga mı geçiyorsun?!

Lâcivert: Yoo

Lâcivert: Gayet de kapının önündeyim

Lâcivert: Ama gidip kapıyı açmak gibi bir hata yapma çünkü beni göremezsin

G: Aptal

G: Yağmur yağıyor!

Lâcivert: Endişelenmene gerek yok Kuytu, Lâcivert'in ıslanmıyor😏

G: Sen nereden benim Lâcivert'im oluyorsun be!

G: Hiçte değilsin bi' kerem!

Lâcivert: Hı hı

Lâcivert: Öyle öyle

G: Bak çıkar açarım kapıyı görürsün

Lâcivert: Çok korktum şu an-,-

Öfkeyle kaşlarımı çattım ve yerimden fırladım. Üzerimde kısa kollu olmasını ve yağmur yağmasını umursamadan kapıya koştum. Hadi bakalım Lâcivert efendi! Nasıl da tutuşacak bir tarafların!

Kapıyı bir hamle de açarak dışarı fırladım. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Hızla etrafı taradım.

"Ne oldu Lâcivert efendi?! Pek bir dalga geçiyordun! Çık karşıma da görelim!" Sırıtmama ramak kalmıştı. Burada bir yerde olduğunu biliyordum.

Derken ağaçların arasında kıpırdayan bir karartı gördüm. Haydee. Tamam, gece gece tırsmadım değildi. Sonuçta onun Lâcivert olduğu ne malumdu ki?

"Lâcivert?"

Ses çıkmadı.

"Sen misin?"

Karartı ortadan kayboldu.

"Neredesin be adam?!" diye soludum isyanla. Yine kaçmayı başarmıştı anlaşılan!

O anda ıslak saçlarımın arasında bir nefes hissettim.

"Buradayım Can'parem."

Can'pare.

🌘

Cennet Çiçeği Senfonisi'ne bakmayı unutmayın:)

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin