U Z A Y|11'

498 50 3
                                    

#Ufuk Beydemir- Ay Tenli Kadın.

🌊

11. BÖLÜM:"AY TENLİ KADIN."

İçimdeki yanardağın bir sahibi vardı. Yıllar önce ki gülüşümün de bir eceli. Fakat farkım şuydu ki; benim birden fazla cellatım vardı.

Acı benim için basitti. İki hece, üç harften oluşan soyut varlık. Vücudum artık o kadar alışmıştı ki acının varlığına, beni rahatsız bile etmiyordu.

Annem, Ayperi Soykan.

Hayatımda görüp görebileceğimi en kusursuz kadın. Kaderim anneminkiyle benziyordu. Tek fark; annem onu haketmeyen bir adama sadık kalmış, hata dahi görülemeyecek bu fedakârlığını canı ile ödemişti.

Canım ile.

Babam, Hakan Soykan.

Zeki, güçlü ve yılmayan. Hakan Soykan'ı bu üç kelime özetlerdi işte. Kelimeler ne kadar göz boyasada, Hakan Soykan'da çok yanlış bir şekilde vücut bulmuştu. O zekiydi, annemi kusursuzca kandırmıştı. Güçlüydü, yüreğine çocuklarının sevgisini dahi almayacak kadar. Yılmazdı, o daha çok...ona ulaşmak isteyenleri yıldırırdı.

Ağabeyim, Levent Soykan.

Hakan Soykan'ın tek varisi. Ağabeyim, annemi bataklıkta açmış beyaz güle, Hakan Soykan'ı ise o gülün dikenlerine benzetirdi. Haklıydı, hep. Ağabeyim babasına çok benzerdi. Daha on sekizinde koca bir şirketin başına geçmiş, ve yıllarca ayakta tutabilmişti. Beni ayakta tutmuştu, Şimal Abla'yı...tutunamayan ise bir tek kendisiydi. Benim, güzel ağabeyim.

Ben, Gece Soykan.

Bir kurban mı, yoksa katil miyim bilmiyordum. Bildiğim tek şey; birilerinin intihar edeceği uçurumuyken, birilerinin neşe saçarak oynadığı salıncağıydım.

Ve bir de...Lâcivert.

Onu tanıyordum. Dahası, Lâcivert de onu tanıdığım farkındaydı.

Ölüm kadar güzel olan.

O'ydu.

O gece sahilde müzik dinlediğim çocuk. Gözlerinin lâciverti beni içine çeken çocuk. Sadece 'ismin?' sorusundan sesini beynime kazıdığım çocuk.

Kendime deli gibi kızıyordum.

Çünkü ben o çocuğun sesi ve gözleri dışındaki hiçbir yerini hatırlamıyordum! Yüzünü de! Aklımda kalan tek şey erkeksi hatları olduğuyu. O da eminim ki işime fazlasıyla yarardı!

Telefonumun titreşimini hissettiğim an kalbim alacalı bir korkuyla kasıldı. O muydu?

Lâcivert: "Tenin almış beyazlığını aydan..saçlarının rengi geceden...bundan geceye sevdam.."

Lâcivert: O gece de, aynı böyleydin. Ayın ışığı tenine vurup, senin güzelliğini görünce kendi aydınlığından utanmıştı.

Lâcivert: Saçlarının kokusunu ilk o an hissettim. Rüzgârda ahenkle süzülen saçların geceden bile daha karaydı.Ve yemin ederim ki, orada bana biraz daha yakın olmuş olsaydın kalbimin gürültüsünü kesinlikle duyardın.

Lâcivert: O an anladım.

Lâcivert: Kalbimin bu kadar sıkışmasının tek nedeni;

Lâcivert: Senin en çok sevdiğim geceden bile daha güzel olmandı.

Lâcivert: Seni seviyorum, Gece.

Lâcivert: Seni; Küçük Prens'in gülünü sevdiği kadar masum bir sevgiyle seviyorum, Kuytu. Ne kadar ruhum öyle olmasada.

🔥

S E V İ L İ Y O R S U N U Z . 💮

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin