U Z A Y|28'

434 44 8
                                    

#Feridun Düzağaç-Alev Alev.

(Şarkıyı belirttiğim yerde açın lütfen.)

Hissettiklerinden kaçamayan, renklerine yenilen herkes için...

Bu bölümü hissedin.

***

28. BÖLÜM:"ALEV ALEV YANAR EGE."

İki hafta sonra...

İçimde amansız bir yangın vardı.

Cayır cayır yanıyordum sanki.

Lâcivert, bana ne yapıyorsun böyle?

Tam iki hafta geçmişti bana söz verişinin üzerinden. İstanbul'a dönmüştük. Zaten o andan sonra ne kadar gezdiysek de zevk alamamıştım. Ağabeyim ve Şimal Abla bir şeyler olduğunu anlasalar da ses etmemişlerdi. Bu iyiydi.

O konuşmadan sonra mesajlaşmaya devam etmiştik fakat o eski samimiyeti bir türlü kuramıyorduk tekrardan. Sanki ikimiz de birbirimizden çekiniyor veya utanıyor gibiydik.

İki gün sonra Bodrum'a gidecektim ve O da oradaydı. Artık onu daha çok görmek istiyor, daha çok merak ediyordum. Ve bir de... Bu aralar içimde yeni tattığım bir duyguyu daha taşıyordum. Ben bir de Lâcivert'i özlüyordum. İnsan, gözünün hiç görmediği, kulağının sesini hiç duymadığı, burnunun kokusunu hiç solumadığı birini nasıl özlerdi?

Ben sanki bunların hepsi gerçekleşmiş gibi özlüyordum Lâcivert'i.

Aynı zamanda içimde bir sıkıntı da vardı. O sözleri... Kötü bir şeyleri sezinliyordum. Babasıyla olan konuşmaları, ağabeyimin adının geçişi, Lâcivert'in söyledikleri... Hepsi gelecek olan kötülüklerin habercisiydi.

Hissediyordum.

Bekliyordum.

Hazırlanıyordum.

+

Sıcak, sıcak ve daha çok sıcak.

Karadeniz'in serin havasından sonra Ege sıcağı kesinlikle beni bunaltmıştı.

Havaalanından çıktığım gibi bir taksiye bindim ve kaldıkları yazlığın adresini verdim. Esila, Lidya, ve ben Mete'nin evinde kalacaktık. Esila ve ben bunu ilk duyduğumuzda pek hoşnut olmasak da Lidya ne yapmış, ne etmiş bir şekilde ikna etmişti. Ben de uzatmamıştım.

Yaz kalabalığı yüzünden oluşan trafikle beraber yaklaşık yarım saat içinde villaya varmıştık. Parayı ödedikten sonra taksiden indim ve taksicinin yardımıyla bavulumu aldım.

Otomatik demir kapı beni gördüğü gibi açılırken büyük bahçeye giriş yaptım. Etraf yeşilliklere ve çiçeklere bezenmişti. Ortada bir süs havuzu bulunurken hemen arkasından büyük villa tüm ihtişamıyla dikiliyordu. Krem tonlarındaydı ve dış cephesi güzel bir işçilikle süslenmişti.

Kapının önüne gelince zile bastım. Birkaç saniye sonra açılan kapıyla karşıma otuzlarında bir kadın çıktı. Samimi bir gülüşle, "Gece Hanım?" diye sorduğunda tebessüm ederek onayladım.

"Buyrun, efendim," diyerek kenara çekildiğinde içeri girdim. Elimden bavulu alırken mahcup bir gülüşle karşılık verdim.

"Mete Beyler arka bahçedeler efendim."

"Ah, peki. Ben yanlarına gideyim o zaman."

"İsterseniz size eşlik edebilirim."

"Gerek yok, teşekkür ederim."

U Z A Y | Lâcivert Anonim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin