Umut.
Çiçek.
Eylülden.
uyanınca kendimi yatağın bir ucunda buldum. yavaşça dönüp, yanımda karnı üstünde yatan Aliyi görünce, gülümsedim. başını yastığın ucuna koymuş, kolunu da yastığın altına sokmuş bir şekilde uyuyordu. yavaşça kalktım ve üstünümü giyinip, kahvaltı hazırlamaya gittim. dolabı açınca ,,ne hazırlayım?" sorusu beynimi zapt etti. aklıma sosisli yumurta düştü. Aliyi bilmem ama ben çok seviyorum. dolaptan yumurtaları ve yağı çıkarttım. onları masanın üzerine koyup, sosisleri çıkartıp, dolabın kapısını kapattım. tavanın üzerine yağı döküp, gazın üzerine koydum. yağ yavaş yavaş üstüme sıçramaya başlayınca, dört yumurta kırdım. hazır olurken, kokusu burnuma geliyordu. yumurtaların üzerine birazcık tuz döktüm ve tavanın kapağını kapattım. o sırada çay için su koydum ve çayı demlemek için onun çaydanlığını sıcak suyun altında birkaç kez yıkadım. demi doldurdum içine ve su döküp, koydum gazın üzerine. birkaç dakika sonra yumurtalar hazır noktasına yaklaşırken, kesilmiş olan sosisleri attım tavana. kapağı kapatıp, masayı toplamaya başladım. sonra ise çayın suyunu koydum bir tarafa ve demlemek noktasına gelen çayı aldım elime, tabi çok sıcak olduğu için daha önceden paçavra aldım elime. bir tane bardak çıkarttım ve ağzına kadar doldurdum demi ve sonra tekrar geri döktüm. böyle dem daha güzel oluyor.(yazar: babamda çayı öyle demliyor. çay değil, cennettir sanki 😋) geri demlemeye koydum ve Aliyi uyandırmaya gittim. Ali uyurken, yavaşça yatağa geri uzandım ve sarıldım. ohh mis..
Eylül: Ali... Ali uyan hadi, sabah oldu çoktan..
Ali hâlâ uyuyordu. dürtmeye başladım ve daha yüksek sesle konuştum.
Eylül: Ali aşkım uyan hadi... Ali... Ali! (göz devirerek) öküz nasıl da uyuyor ya.. 😒
biraz daha dürttüm ama odun hâlâ uyuyordu. ne uykuymuş be arkadaş..
Eylül: Ali uyansana be, öküz! ALİ!!!!!
Ali yerinden sıçrar.
Ali: HA!!!! NOLUYO BE?!!!! 😧
başını yan tarafa çevirip, Eylülü görür. Eylül ona ters ters bakar.
Eylül: günaydın!!!
kahkaha atar. Ali sinirlenir.
Ali: Eylül ciddi misin ya?! ödüm ağzıma geldi!
Eylül daha fazla güler, Ali ise göz devirir.
Eylül: (gülerek) kalk hadi, sana kahvaltı hazırladım. 🤣🤣🤣🤣🤣
Ali Eylüle bakar.
Ali: ya aslında şey...
yaklaşır, Eylül ona boş gözlerle bakar.
Eylül: Ali bak sakın. döverim ha seni!
Ali: ama gece hiç öyle demiyordun. 😏 aksine; öyle karşılık veriyordun ki, benim birşey yapmama gerek yoktu.
Yazardan.
Eylülün üstüne çıkar, Eylül gülümseyip kollarını onun boynuna dolayıp, gözlerinin içine bakar. Alinin nefes alış verişi gittikçe hızlanınca, Eylül gülmemek için kendini zor tutar. Ali yaklaşır ve dudaklarına milimetreler kalınca, Eylül onun yanağından öper. Ali şaşkınca ona bakar.
Eylül: (gülümseyerek) ya şey.. kocacığım, eğer ben şimdi mutfağa gitmezsem, çaysız kalırız.
Ali hâlâ şaşkınlıkla ona bakarken, Eylül göz kırpıp Aliyi iter ve ayağa kalkar. arkasını döndüğünde, Ali arkadan ona yaklaşıp, belinden tutar ve geri yatağa çeker.
Eylül: ahh!!! Ali napıyorsun ya?!! 🤣🤣
Ali: göreceksin şimdi.
Ali ani hareketle Eylülü üzerine çıkarır ve kollarını tutar.
Ali: he, şimdi kaç bakalım kaçabilecek misin? 🤣
Eylül gülerek kollarını bırakmaya çalışıyordu.
Eylül: (gülerek) ya Ali! 🤣🤣🤣🤣 ya bırak, bak çay gidecek ya! 🤣🤣
Ali: (gülerek) bırakmam! 🤣 ha bu arada; gömleğim baya yakışmış ha. nerden aldın sen onu?
Eylül: ya dolaptan. tamam bırak. 🤣
Ali: ya ne yapmamı bekliyorsun? o kadar zaman seni görmedim. çok özledim kızım seni. sen özlemedin mi?
Eylül: (üzgünce) özledim tabiki, öküz. ne kadar çok ağladım bi bilsen.
Ali onu kendine çekip, sarılır sımsıkı. saçlarını okşayarak, kokusunu içine çeker.
Ali: artık özlem yok, acı yok. (kısık sesle) artık sadece bizim aşkımız var sevgilim.
Eylül Alinin üzerinden kalkar. Ali de hemen üzerine şortunu çeker, ayağa kalkıp, Eylülün yanına gelir.
Eylül: hadi ama kahvaltı etmeye gidelim çabuk. ben çok acıktım.
Eylül kahvaltıya gidince, kapı çalar. üzerinde sadece bir gömlek olarak kapıyı açmaya gider. karşısında Meteyi görünce, şaşırır. Mete onu süzer bir süre.
Mete: E.. Eylül... n'oluyo?
Aliyi görünce, gözlerini kocaman açar. Ali ise sadece şort ile çıkmıştı onun karşısına.
Ali: Mete?
Mete hâlâ susarak ona bakar. içinde hem mutluluk, hemde acı vardı. aklında Alinin nasıl kurtulduğu varken, beyninin bir ucuna da Eylül gelir. Ali biraz öyle durup, birden Meteye sarılır. Metenin gözleri dolmuştu ve biraz sonra o da sarılır Aliye.
Mete: a... ama bu nasıl olur ki? 😢 s.. sen ölmüştün.. gömdük biz seni...
Eylül üzülerek başını eğer, Mete bir ona, bir ona sarılmış Aliye bakar. Aliyi kendisinde ayırıp, gözlerine bakar. Ali de öyle bakar. bir süre sonra Metenin gözyaşları akar ve sımsıkı sarılır dostuna yine. Eylülün de gözleri dolar.
Ali: kardeşim... iyiyim ben.. merak etme ve asla ağlama.. artık ağlamak düşmez bize.
ayrılırlar, Mete içeri geçer. Eylül ile Ali birlikte içeri geçerken, içi acımaya başlar. giyinip gelirler. Eylül ona çay koyar. Ali ile yan yana otururken, Mete gözlerini kaçırır.
Ali: dün gece geldim. Eylül burda ağlıyordu, sonra ayağa kalkarken, ben gizlice girdim içeri. tabi beni görünce çok şaşırdı, hatta eline ne geçtiyse bana fırlatmaya başladı.
Eylül güler, Mete başını eğer.
Ali: sonra ben onu susturdum. gerisini sen anlarsın.
Mete acı ile gözlerini kaldırır, onları birbirlerine aşk dolu gözlerle bakarken yakalar. kalbi sızlanmaya başladığında, gözlerini kaçırır.
Mete: öhöm öhöm.. şey.. ya Fatoş teyze? o biliyor mu?
Ali: evet, ben dün önce polisin yanına gittim. İlker komiser ile konuştum. ifademi aldı ve Korkuttan şikayetçi oldum, sonra da annemin yanına gittim. tabiki o da beni görünce çok şaşırdı, Eylül gibi ağladı.
Mete Eylülün ağladığını duyunca içi kötü olur.
Mete: (içinden) ama ben sana kıyamam ki..
Mete: peki bunca zaman nerdeydin?
Ali herşeyi anlatır. Mete duydukları karşısında şok geçirir. Eylül ona sarılınca, daha fazla bu acıya dayanamadığını anlayıp, ayağa kalkar.
Mete: (yalandan gülerek) tabi böyle birşeyi bizden sakladığın içn seni burda dövebilirdim ama..
sarılır yine.
Mete: aramıza hoşgeldin kardeşim. çok özlettin kendini.
Ali da gülümseyip ona sarılır. Mete biraz sonra gider. tabi içindeki acı ile. yolda ise gözyaşlarına hakim olamayıp, bırakır. yanaklarını ıslatırken, Mete artık ne yapacağını bilemez. tek çare Eylül açılmak kalıyor.
Eylül ile Ali kahvaltı edip, birlikte masayı toplarlar.
Ali: aşkım bugün ne yapalım?
Eylül: yani aslında benim planım falan yoktu ama tüm gün evde oturacak değiliz.
Ali: hmm tamam o zaman bugün düşelim şehirin canına. gezelim, eğlenelim. bugün bizim günümüz olsun. hem bende seninle vakit geçirmiş olurum.
gülümser. Eylül de aynı şekilde gülümser ve kafasını sallar. hazırlanıp çıkarlar.
Eylül: (gülümseyerek) ilk nereye gidiyoruz?
Ali: (gülümseyerek) sen nereye istersen oraya bir tanem.
Eylül düşünür.
Eylül: tamam o zaman ilk AVM gidelim. belki eşya falan alırız.
Ali: olur.
birlikte gelirler AVM ime. ilk gördükleri eşya marketine girerler. Eylül kırmızı bir şapka bulunca, kafasına geçirir. tatlı bir surat yaparken, Ali güler.
Ali: (gülerek) çok yakıştı. dur fotoğrafını çekeyim.
fotosunu çeker. Ali siyah deriden olan ceket bulur ve giyer. kendine ayna da bakar. yanına Eylül gelince, onun bu haline güler.
Eylül: ( gülerek) Giorgio Armani on numara.
Ali de buna kahkaha atar. birkaç şey daha giyip, gülerler ve çıkıp başkasına girerler. burası mobilya mağazasıydı. çok büyüktü. ikisi başka başka taraflara giderler. Ali bir televizyona bakıp bakıp gözleri ayıramayınca, Eylül kocaman iki kişilik yatak bulur. yatağa bakıp gülümser ve üzerine atlar. kahkaha atınca, Ali onun sesine gelir ve o da dayanamayıp güler. kaş göz yapar.
Ali: (gülerek) kız kalk çabuk, millete rezil olacağız.
Eylül gülerek elini uzatır.
Eylül: (gülerek) gel. 🤣
Ali onun elinden tutar ve kaldırır. yine başka taraflara giderler. Eylül büyük bir dolap bulur ve aklına bir fikir gelir. Ali tüm mağazayı gezip Eylülü bulamayınca, arar ama Eylül telefonun sesini kısar ve hafif dolabın kapılarını açıp, izler. Ali Eylüle ulaşamayınca, tüm mağazayı yine gezer.
Ali: Allah Allah... nerde ki bu? çıktı mı acaba?
Eylülün olduğu yere gelince, Eylül cesaret toplayıp bir hışımla çıkar ordan.
Eylül: BUU!!!
Ali yerinden sıçrar ve elindeki montu yere düşer.
Ali: AAAAAA!!!!!!!! napıyorsun be?! 😰
Eylül kahkaha atınca, Ali elini göğsüne koyar.
Ali: ödüm koptu be.. kızım sen daha önceden plan mı yapmıştın bugün tüm gün beni korkutacaksın diye?
Eylül: (gülerek) hayır ama çok komik oldu 🤣🤣🤣🤣
Ali da güler. birlikte çıkarken Ali hâlâ kalbinden tutuyordu.
Eylül: çok mu korktun?
Ali: korktum mu? kızım aklım gidiyordu ya!
gülerler ve çıkarlar dışarı. arabaya binip, yola koyulurlar. Eylül şarkı açar. birisini bulunca hayli bi şaşırır.
Eylül: aa bu nerden çıktı?
sesini yükseltir. Ali de gülümser. birlikte söylerler.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Hayatım
Teen FictionSenden nefret ettiğim halde sana değer veriyorum. Bu nasıl bir hiss? 2. SEZON!!!