1.Bölüm~

1.1K 73 34
                                    

*Bu kitap artıl hayatta olmayan kuşum Deniz'e ithaf edilmiştir.💙*

Piyano çalan Aurora'yı izlerken farkında olmadan gülümsüyordum. Bir hafta önce Leonidas'la evlenmeye karar verdiklerini söylemişti. O kadar tuhaf duygular içerisindeydim ki bir süre ne diyeceğime karar veremedim. Kıskanma konusunu halletmiştim. Elbette birini sevecek ve onunla evlenecekti. Leonidas'ı da seviyordum gerçekten. Aurora'yı üzmeyeceğinden emindim. Üstelik artık ölümsüzdü. Aurora onun ölümünü izlemek zorunda kalmayacaktı. İlk önce benim ve Apollon'un iznini aldı. Sonra da Hera'nın ve Athena'nın. Hera'nın üvey kızıyla dünür olacak olması komikti bence. Buna biraz alındığını düşünüyordum açıkçası.

Şarkı bitince Aurora aynada kendine bakmaya başladı.
"Düğünde beyaz giyersem çok açık renk olmaz mı? Saçlarım da sarı. Başka bir renk mi giysem?"
Başımı iki yana salladım.
"Başka renk olmaz. Emin ol çok güzel olacaksın. Afrodit sana en çok yakışan modeli oluşturacaktır. Ben de yardımcı olurum," dediğimde gülümsedi.
"Leonidas'la kampa gideceğiz. Gelecek misin?"
Buna hayır diyebilir miydim? Asla! Üçümüz birlikte kampa gittik. Oyun bitmiş olmalıydı. Tahmin ettiğim gibi bizim köşemizde oturuyorlardı. Aurora ve Leonidas ayrılınca bizimkilerin yanına gittim. Kate çikolata yiyordu.
"Hoşgeldin Rosa,çikolata yemek istemediğine emin misin?" Dedi bir parça uzatarak. Çok yemek istiyordum ama yiyemezdim.
"Teşekkürler Kate. Yarın düğün var. Gelebilir misiniz bilmiyorum. Artık Zeus'tan izin almak için çekiniyorum."
Mirena kollarını bana sardı.
"Üzülme Rosa. Fotoğrafları getirirsin bize. Gelmemiz şart değil."
Kate ve Austin de bana bakıp gülümsediler. Keşke istedikleri zaman Olimpos'a girip çıkabilselerdi. Harry gelip Kate'in yanına oturdu. Beline sarılınca gülme geldi bana. Başka tarafa baktım.
"Ne yapıyorsun?" Diye çıkıştı Kate. Harry sırnaşınca Kate ayağa kalktı.
"Laf anlamaz mısın sen? Arkadaşlarımın yanında dokunmak yok! Kurallara uyacaksın!"
Diğerlerine baktım. Gülmemek için dudaklarını ısırıyorlardı. Harry ayağa kalktı.
"Sevgili miyiz arkadaş mı? Anlamadım ki Kate. Beni sevdiğine emin misin?"
Kate öfkeden delirmek üzereydi. Harry'nin üzerine yürümeye başladı.
"Kurallarımı sorgulamayacağına söz vermiştin! Bir daha aynı hatayı yaparsan yüzümü bile göremezsin!"
Harry yürüyüp gitti. Kate derin nefesler alarak oturdu. Elini tuttum. Sinirden titriyordu. Kimse konu hakkında yorum yapmadı. Sinir bozucu sessizliği yine ben bozdum.
"Düğünde ne giysem sizce?"
Mirena elini çenesine yaslayıp hayal kurmaya başladı.
"Şöyle mavi pullu bir elbise. Etekleri hareket ettikçe minik akımlar saçar gibi olsa. Dans ederken mesela."
Güldüm. Austin ellerini Mirena'nın gözlerine doğru salladı.
"Dünya'da mısın Mirena? Kendi düğününü hayal ediyorsun galiba?"
Mirena içini çekti.
"Nerede o günler? Düğünümüz yine kampta olur herhalde. Buraya tıkılıp kaldık."
Austin ona sarıldı. Ortam hüzünlenince neşesi yerinde olan Kate espiri yapmaya başladı.
"Ben gelinlik filan giymem. O ne öyle? Takılır düşerim ben. En iyisi pantolon giymem. Gelin çiçeği yerine de kalkanla çıkarım. Çiçek çok kadınsı."
Herkes gülmeye başladı. Akşam yemeği zamanına kadar onlarla oturdum. Sonra da Olimpos'a döndüm. Yanımdaki çalılığın arkasından fısıltılar geliyordu. Normalde yürüyüp giderdim ama adım geçince durdum. Çalılığa biraz yaklaşıp dinlemeye başladım.
"Biri görürse ne olur?"
Daniella'nın sesiydi bu.
"Bir şey olmaz," dedi Ares. Minik bir alandan yüzlerini görebiliyordum. Daniella ellerini Ares'in ellerinden çekti.
"Sen burada kalıyorsun. Afrodit te burada. Ne kadar güzel olduğunu gördüm. Hem bizi görürse beni lanetleyebilir."
Afrodit Ares'le konuşmuyor diye biliyordum. Konu gittikçe ilginç bir hal alıyordu. Ares güldü.
"Kinci biri değil o. Hera'ya benzemez. Tuhaf olan Rosa'nın bile Hera'ya benzememesi. Baksana Apollon'u ne çabuk affetti."
Daniella buna epey güldü. Sinirden yumruklarımı sıkıyordum.
"O kız tanrıça olmayı hak etmiyor. Baksana basit bir melez gibi davranmış. Periyi lanetlememiş bile. Apollon'a da bundan sonraki aldatmaları için bahane çıkmış. Neydi? Çok sarhoştum Rosa."
Sözlerini kahkahalar izleyince kendimi tutamayıp hışımla yanlarına gittim. Ares şok olmuştu. Daniella ise hâlâ gülüyordu. Elimi açıp Daniella'yı dikenli sarmaşıkla sardım. Acıdan yüzü kıpkırmızı oldu.
"Az önce dediklerini tekrar etsene! Sen kimsin de benimle alay ediyorsun? Değersiz melez!"
Daniella özür dilemeye çalıştı ama öfkeden onu duyamayacak haldeydim. Bağırarak konuşmaya başladım.
"Gecenin canavarlarının olduğu ormana git te aklın başına gelsin!"
Ares engel olmaya çalıştı ama dinlemedim bile. Daniella gittikten sonra ona döndüm.
"Sana da yazıklar olsun. Apollon'la aramızdakileri melezlere anlatacak kadar küçüldün mü?"
Kapıya doğru yürürken Ares kolumu tutup durdurdu beni.
"Benimle böyle konuşamazsın Rosa," dedi meydan okuyan sesiyle. Kolumu sertçe çekip kurtardım. Odama ışınlanmadan önce söylediğim son söz konuşmayalım o zaman oldu.

Gün ışıyınca düğün hazırlıkları başladı. Afrodit'e konuyu anlattığım için keyfi yerindeydi. Yüzünde güller açıyordu adeta. Aurora'nın saçlarını yaparken bir yandan da anlamını bilmediğim Yunanca bir şarkı söylüyordu. Artemis gelip yanıma oturdu.
"Heyecanlı görünüyorsun," dedi gülümseyerek. Elini tutup sıktım.
"Neredeyse kendi düğünümdeki kadar heyecanlıyım. Daha otuz yaşında bile değilim ama kızım evleniyor. Bütün kanunlara karşıyız."
Bunu duyan herkes güldü. Aurora bana bakıp göz kırptı.
"Ne yani anne? Düğünüme bastonla katılmayı mı tercih ederdin?"
Bunu hayal ettim ve güldüm. Hele bastonla dans ettiğim görüntüm çok komikti. Bütün tanrıçaların saçı bitince sıra elbiselere geldi. Athena sarı bir elbise istiyordu. Artemis te yeşil. Hera mavi elbise istedi. Afrodit pembe elbise oluşturdu. Bana baktığında kararsızca ona bakıyordu.
"Bence sana tek renk yapmayalım Rosa. Gökkuşağı gibi görünmelisin. Her renkten kullanacağım."
Başımı memnuniyetle salladım. Oluşturduğunda mükemmel olmuştu. Aurora'nın gelinliği için hepimiz dikkatlice Afrodit'e bakıyorduk. Ellerinin her hareketini izliyordum. Beline kadar olan kısım çok güzel olmuştu. Vücuduna tam oturan parlak biraz dekolteli,kalın askılıydı. Balık model oluşturmuştu ama belden aşağısı biraz boldu. Aurora gözlerini açıp aynaya bakınca çığlık attı.
"Hayalimdeki gelinlik! Mükemmel olmuş!"
Hepimize sarıldı. Diğerleri odadan çıkınca geriye Hera kalmıştı. Aurora'nın elini tuttu.
"Çok mutlu olacağına eminim. Seni üzerse durmadan şarkı söyle," dediğinde Aurora güldü.
"Tamam."
Apollon içeri girince Hera da çıktı. Lacivert takımlarının içinde ne kadar da yakışıklıydı. Mavi gözleri güneş ışığıyla buluşunca parladı. O an onu ilk kez okulda gördüğüm günkü gibi görünüyordu. Aurora'nın önünde durduğunda derin bir nefes aldı. İlk defa onu bu kadar heyecanlı görüyordum. Aurora'nın elini tuttu.
"Çok güzel olmuşsun. Yıllar önce annenin olduğu kadar güzel. Çok mutlu olmanı istiyorum. Biz hep yanındayız."
Gözlerim dolmuştu. Afrodit burada olsa makyajın bozulacak diye bağırmaya başlardı. Aurora da ağlamamak için tavana bakıyordu. Apollon boğazını temizledi.
"Aşağıya inelim mi artık? Herkes bizi bekliyor."
Aurora Apollon'un koluna girdi. Ben de arkalarından yürüyordum. En alt merdivende Leonidas Aurora'yı Apollon'un kolundan aldı. Onlar önden biz arkadan düğün alanına doğru ilerledik. Leonidas gerçek nikahta ısrar etmişti. Zeus ta gerçek bir nikah memuru getirtmişti. Zavallı adam hayatında bir kez Olimpos'a gelecekti ama anında her şeyi unutarak geri dönecekti. Biz yerimize oturunca onlar da nikah masasına oturdular. Nikah kıyılınca gözyaşlarım akmaya başladı. Zeus nikah memurunu gönderip kendi de nikahı onayladı. Benim küçük kızım artık evliydi. Bir süre yerimden bile kalkmak istemedim. Yendiğimi düşündüğüm o kıskançlık duygum geri gelmiş gibiydi. Apollon elimden tutup dans alanına çekince karşı koyamadım. Dans ederken maskeli baloya gelmiş gibi giyinen dört kişi dikkatimi çekti. Peri olmalıydılar. Bir çift yanımıza yaklaşınca oraya baktım. Kız maskesini biraz havaya kaldırdı.
"Kate! Siz... Nasıl?"
Kate güldü.
"Aurora'nın düğününü kaçıracağımızı düşünmedin herhalde?"
Diğer maskeli çiftlerden erkek olan içkisini kaldırınca Austin olduğunu anladım. Apollon'a bakınca ikimiz de aynı anda güldük. Bunu gerçekten beklemiyordum. Düğünün sonuna doğru Aurora da durumu anladı ve hep birlikte dans ettik. Zeus'un gülümsediğini gördüğümde anladığını fark ettim ama bir şey demedi. Saat geç olduğu için yanlarına oluşturduğum yemeklerden verdim. Herkes dağıldığı için yüzlerini açtılar. Austin ve Mirena Aurora'ya kolye almışlardı. Aurora boynuna takıp okşadı. Mirena gülümsedi.
"Kapağını açınca şarkı çalıyor."
Aurora hemen denedi.
"Çok beğendim. Teşekkür ederim," dedi gülümseyerek. Kate'e bakıp kalkan vereceğinden endişe etmeye başladım. Gerçi Leonidas Athena'nın oğlu olduğu için olabilirdi. Kate bilet tarzı bir şey çıkardı cebinden.
"Yunan adaları tatil bileti. Bol bol eğlenin olur mu?"
Aurora Kate'e sarıldı.
"Bu çok iyi oldu. Ah,Kate ne kadar düşüncelisin. Hediye olunca da ayrı bir heyecanlı oluyor."
Kate-duygusuz görünen Kate- gözlerini sildi. Austin'e döndü.
"Kampa dönelim mi artık. Bizi içeri almayacaklar yakında."
Austin başını salladı. Son kez vedalaştık ve gittiler. Bunca yıldır ilk kez Aurora bir erkekle aynı odada kalacaktı. Gözlerime bakınca ağlamaya başladık. Apollon gözlerini devirdi.
"Sizi yalnız bırakayım," diyip odamıza girdi. Ağlamamız bitince bir şey demeden Aurora'nın duvağını düzelttim. Odasına girişini izlerken Hera'nın omzuma elini koyduğunu hissettim.
"Alışacaksın Rosa. En azından yanında olacak. Ondan ayrılmak zorunda değilsin."
Ona sımsıkı sarıldım. Haklıydı. Benim küçük sarı meleğim kocaman bir kız olmuştu. Üstelik artık evliydi. Hem de sevdiği biriyle.

Madalyonun İntikamı{HK3}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin