Bölüm 12

671 35 10
                                        

"Aramak yerine görmeyi tercih ettim."

*

Dane'i karşımda gördüğümde Keegan ve Kate'le birlikte yere düşmemizle başlayan kahkaham boğazımda kalmıştı. Sanki gitmesini sağlayacakmış gibi sertçe yutkundum. Kahkaha atmaya devam eden Kate Keegan'ın sustuğunu görünce susmuş daha sonra Dane'i görünce kıpırdamayı da kesmişti. Lydia ve Jon hala Emilia'yı ıslatmaya çalışıyordu ama her zamanki gibi geç de olsa sessizliği fark edip gözlerini bana ve Dane'e diktiler. 

Bir şey söylemeden Dane'e doğru ilerledim. Yüz ifadesi sert ya da donuk değildi. Aksine sırılsıklam olmuş halim onu eğlendiriyor gibiydi. Yine de bakışlarını benden çekip bize bakmakta olan Keegan'a çevirdiğini fark ediyordum. Keegan sol tarafımda duruyordu. Kate Lydia'yla beraber Jon ve Emilia'nın yanına gitmişlerdi. Dane ise gözlerini benden çevirdiğinde sadece sol tarafıma bakıyordu. 

Sanki sorun yamyaş oluşum değilmiş gibi önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına ittim. Dane'e yaklaşınca elimdeki boş şişeyi fark edip arkama sakladım. Yine de bu,  görmesine engel olamamıştı. Sırıtıp "Bölmüyorum ya?" diye sordu. İkinci habersiz karşıma çıkışıydı ve ikisinde de birbirine yakın replikler geçiyordu. Rahatsız etmiyorumdur umarım. Bölmüyorum ya?

Başımı hayır anlamında iki yana sallayıp açıklama yapmaya giriştim. "Biz.. yani şey.. aslında.." Daha sonra ne kadar saçma bir konumda ne kadar gereksiz bir açıklama yapmaya çalıştığımı fark edip güldüm. "Sadece lise hayatımızda bir kez olsun bir delilik yapalım dedik ve sonuç bu."

Yüzünü buruşturup "Fazla sulu bir şaka olmuş" dediğinde omuz silktim. Bayat esprisine normalde bayılma numarası yapmam gerekirdi ama omuz silkmekle yetindim. "Ee neden geldin?"

"Dedim ya. Aramak yerine görmek daha iyi olur diye düşündüm." 

"Ah doğru, numaramı vermiştim." dedim son anda hatırlayarak. Tüm geceyi Kate'le ev telefonundan değerlendirme yapıp aynı zamanda saniyede 5 kez telefonu kontrol edişim gözümün önüne geldiğinde, bu görüntüleri yok etmek için hayali bir sineği kovalıyor gibi elimi gözlerimin önünde salladım. 

"Evet." dedi gülüşü daha da yüzüne yayılırken. İçten içe aklımdan geçenleri okuyor gibiydi. Eğleniyordu. "Bana biraz şehri dolaştırır mısın diyecektim ama pek uygun bir zamanlama olmadı sanırım." 

Üstüme göz gezdirdikten sonra tekrar Dane'e döndüm. "Öğleden sonramı seninle geçirmemi isteyerek buraya geldiysen, öğleden sonramın boş olmasını sağlayan şeyin bu 'sulu' şaka olduğunu unutma derim."

"Ne diyorsun yani?"

"Önce eve uğramam gerek, daha sonra olur diyorum."

Tekrar gözlerini arkamda duran arkadaşlarıma çevirip "Ee tanıştırmayacak mısın beni arkadaşlarınla?" diye sordu. Arkamı dönüp bize anlamayan gözlerle bakan Jon ve Keegan'a, yanlarında romantik bir film izliyor gibi ara ara iç çeken kızlara çevirdim. Daha sonra tamamen dönerek onlara doğru ilerledim. Dane de anlamış olacak ki, peşimden geliyordu. Yanlarına vardığımızda tanıştırma işine giriştim.

"Bu Kate." dediğimde "Tanışmıştık." diyerek sözümü kesti Kate. Ona susmasının mesajını verdiğim gülümseme ile Lydia ve Emilia'ya döndüm. "Lydia ve Emilia. Kızlar, bu Dane." 

"Memnun oldum Dane." Neşeyle gülümseyerek Dane'e karşılık veren Lydia içimi rahatlatmıştı. 

"Grace senden ço- Ah!" Emilia tam o klişe "senden çok bahsetti" cümlesini kuracakken Kate'in dirseğini karnına yemesiyle cümlesi havada kaldı. "Grace'in çok yakın arkadaşlarıyız." diyerek toplarlamaya çalıştı. Aceleyle Keegan ve Jon'a döndüm. 

Geçmişe BağımlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin