9.BÖLÜM "Güvenlik sorunsalı."

805 102 26
                                    


Beren'den...

Sara akbilini kaybetmiş kadar üzgün bir surat ifadesiyle masaya dönünce bir şeylerin ters gittiğini anladım.

"Beren."

"Evet."

"Masada Rojda var. Yavuz ve Alp'le beraber." dedi.

"Ummadığım çiftler rekor kırmaya devam ediyor.."

Derin bir nefes aldım. Benim için tek sorun Yavuz'un Sara'yı canından bezdirmek için bu kadar uğraşmasının yanında Rojda ile eğleniyor olmasıydı. Alp'le istediği kadar vakit geçirebilirdi.

Ama beynini patlatırsam geçiremezdi.

Sara bir şeyler anlatıyordu ama sadece bakıyordum. Ne söylediğini idrak edemiyordum. Sonra omzuma vurunca birden kendime geldim.

"Alo sana diyorum kızım. Bana hayatı zehir ederken onların böyle gülmesi canımı yakıyor."

"Tamam bana on saniye ver bir şeyler düşünüyorum. Bak bakıyım bakıyorlar mı.? Oha pat diye kafanı uzat demedim çaktırmadan bak."

Sara masaya kaçamak bakışlar atarken Rojda'yı masadan kaldıracak şeyler düşünmeye başlamıştım.

"Acaba gidip Rojda'nın suratına yumruk mu atsam ha ne dersin?" dedim.

"Saçmalama Beren. Yavuz bunu bana fena ödetir. Adam manyak bilmiyormuş gibi konuşma."

Biraz daha düşündükten sonra aklıma hiçte etik olmayan bir fikir geldi. Çünkü yumruk atmak çok etikti.

"Ozan'ı arayalım ?" suratıma kocaman bir gülümseme yerleştirip Sara'nın ne diyeceğini merakla beklemeye başladım.

Ozan, Rojda'nın kardeşiydi. Ondan küçük olmasına rağmen Rojda'ya her dediğini yaptırıyordu. Rojda'nın ailesi pekte tekin olmayan bir aileydi ve erkek çocukları onlar için her zaman öncelikliydi. Sara nihayet kararını vermiş gibi konuşmaya başladı.

"Tamam ara."

"Ooo Sara Aydın beni şaşırtıyorsun. Senin şuan olmaz arama yazık belki Ozan'la kavga ederler falan demen gerekmiyor muydu?"

"Fikrimi değiştirmeden ara şunu Beren!"

Telefonu elime alıp rehbere girdim. Önceden Rojda arkadaşım olduğu için elbette Ozan'ın numarası vardı. Numarayı gizliye alıp Ozan'ı aradım. Sonra da sesimi değiştirerek konuşmaya başladım.

"Alo Ozan Bey?"

"Evet benim."

"Rojda şuan iki erkekle bir kafede samimi bir şekilde oturuyor."

Ve telefonu kapattım. Rojda Yavuz'a ve Alp'e bu kadar yakın davranmasa elbette oturabilirdi. Ama gözümüzün içine baka baka yılışıyordu çocuklara. Rojda'nın kahkahası tüm mekanı inletirken telefonu çalmaya başladı. Bu arada çaktırmadan onların masasına bakmaya çalışıyorduk. Telefonu kulağına götürdükten kısa bir süre sonra aniden ayağa kalktı ve masadaki eşyalarını toplamaya başladı. Hemen önümüze dönüp başka şeylerden konuşuyormuş süsü vermeye çalıştık. Zaten ben on numara bir oyuncu olduğum için(!) hemen role girmiştim. Rojda mekandan hızlı adımlarla çıktıktan sonra hesabı ödemek için kasaya doğru yürümeye başladık. Masa numaramızı söyledikten sonra yeni bir şokla duraksadık.

"Hesap ödenmiş efendim."

"Emin misiniz biz ödeme yapmadık."

"Hesap kapatılmış olarak gözüküyor burada."

ARENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin