2. BÖLÜM "Korku."

1.2K 131 5
                                    


Sara'dan..

Evden çıkamıyor olmak, özgür olmamak zor bir durum. Hele ki 20 yaşında bir insan için çok daha zor bir durum. Okul bittiği için çalışayım diye gözümün içine bakan ailem yüzünden iş arıyorum. Benim mesleğimde yani anestezi teknikerliğinde iş imkanı maalesef çok az ama bulamayacağımı bile bile mecburen arıyorum işte.

 Maksat "bakın aradım ama yok olsa çalışırım" demek. Hastane dışında başka bir yerde çalışmama da izin vermiyorlar. 

Bizde Beren'le kaçışı KPSS de görüyor olduğumuz için deli gibi ders çalışıyoruz. Üstelik kafamı dağıtmak için dışarı çıkmamı bile artı bir masraf olarak gördüklerinden sürekli yalan söylemek zorunda kalıyordum. 

Bende durum böyleyken Beren'in de benden farkı yok tabi,o da aynen benim yaşadıklarımı yaşıyor. Aynı izinleri alamıyor, aynı özgürlüğe sahip olamıyor. Bizde buluşabilmek dışarı çıkabilmek için mecburen bir yalan uydurduk ve ailelerimize yaz stajımız var dedik. Vallahi yatacak yerimiz yok ama Allah'ım sen bizi affet başka çaremiz yok çünkü.

 Yalanımızı inandırıcı kılmak adına sabahtan buluşup sahilde saatlerce oturup ders çalışıyoruz bazen de İstanbul'da daha önce görmediğimiz gezmediğimiz ya da önceden gidip gezdiğimiz ama doyamadığımız yerlere gidiyoruz. Staj saatine göre de eve dönüyoruz.

Yalana ayak uydurarak sabahtan evden çıkıp Beren'le her zaman buluştuğumuz otobüs durağına gittim. Bugün birkaç hastaneye gidecektik yine,olmayacağını bile bile sırf vicdanımızı rahatlatmak için gidecektik.

Durağa gidince Beren'in henüz gelmediğini gördüm ve gölge bir köşeye geçip beklemeye başladım. Sözleştiğimiz saat dokuzdu ama saat dokuz buçuk olmasına rağmen Beren hala ortalıkta yoktu. Birkaç kere aramıştım ama telefonu hep kapalıydı ki Beren'in telefonu hiç kapalı olmazdı. İyiden iyiye korkmaya başlamıştım. Durağın çevresinde bir oraya bir buraya gidip duruyordum. Saat on olmuştu. Artık neredeyse kafayı yiyecektim. Ailesi staja gittiğini sandığı için evden erken çıkmak zorunda bu yüzden evden geç çıkma ihtimali yok zaten evden geç çıkacak olsa da bana haber verirdi. 

Marketten yarım saat önce aldığım sigaradan kuytu bir köşede bir dal daha yaktım. Başına kötü bir şey gelmesinden korkmaya başlamıştım. Beren öyle çıtkırıldım naif kızlardan değil. Oturduğu mahalle tekin bir yer değil, mesela her köşe başında mutlaka bir torbacı var ama kolay kolay biri ona bir şey yapamaz. Kendini ezdirecek bir kız değil. Kalın duvarları olan,asi ve çevresindeki erkekleri kendinden uzak tutmak istercesine yaptığı erkeksi hareketlerle insanların kolay kolay yaklaşamayacağı bir kız ama İstanbul işte neler olmuyor ki?

Endişeyle bunları düşünüp sigaramı içerken bir yandan da Beren belki gelmiştir diye etrafıma bakıyordum. Etrafıma göz gezdirirken birden spor giyimli iki adamın çaktırmadan bana baktığını gördüm. İkisinde de siyah camlı güneş gözlükleri vardı. Biri sağ tarafımda 200 metre kadar uzağımda biri sol tarafımda 300 metre kadar uzağımda bana kaçamak bakışlar atıyorlardı. Güneş gözlükleri yüzünden tam olarak anlamıyordum nereye baktıklarını ama yönleri bana doğruydu.

 Ben de duvara yaslanmış insanların pek geçmediği bir köşede sigaramdan son nefesimi çekerken adamlara daha dikkatli bakmaya başladım. Bana doğru bakmaya devam ettiklerini görünce istemsizce etrafıma bakındım. Giyinişim çok sadeydi bana beğeniyle bakıyor olamazlardı zaten yaşları da benden baya büyüktü. 

Adamlara kaçamak bakışlar atıp ne olduğunu anlamaya çalışırken adamların giyinişlerinin, duruşlarının, hareketlerinin birbirine çok benzediğini fark ettim. Hiç birbirlerine bakmıyorlardı ama bu adamlar sanki birbirlerini tanıyorlardı. Çok tedirgin olmuştum. Artık Beren için endişelenmekten ve adamlar yüzünden korkmaktan ağlayacak kıvama gelmiştim. 

ARENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin