Bölüm 20: Son Buluşma

30 2 0
                                    

Sabah saat 9:30'da zar zor uyandım.

"Olamaz, olamaz! Uyuyakalmışım." Banyoya deli gibi koşup elimi yüzümü yıkayıp üzerimi giydim.

Bu gün özel olarak hazırlanmak istemiştim ama 8'e kurduğum alarmı duymamıştım.

Çantamı kaptığım gibi evden çıktım. Metroya binip adrese baktım.

"Allah'ım ne olur, nolur yetişeyim!"

Metro ineceğim yere gelince tüm gücümle koştum. "Saat 10 olmak üzere! Çabuk Duygu! Çabuk!"

Sonunda okulu bulmuştum. Ygsye girecek öğrenciler sıraya girmişti. Gözümü kısıp, erkeklerin olduğu tarafa baktım.

İşte oradaydı.

"Kayra!" Deli gibi koşup Kayra'ya sarıldım.

Kayra beni görünce gözleri ilk parladı, üzerine atladığımda ise sadece o değil, herkes şaşırmıştı.

"Duygu.. Ne işin var burada?"

Sonunda ondan ayrılabildim. Nefes nefese "Ben.. Ben.."

"Dur sakinleş biraz." Sıraya baktı. "Yalnız çabuk ol, 7 dakika sonra sınav başlayacak."

Ona tekrar sarıldım, tüm gücümle. Bir süre sonra ellerini sırtımda hissettim.

"Ben başarılar dilemeye geldim. Ve sana yaşattığım herşey için çok özür dilerim."

Birden ondan uzaklaştım. "A! Ailen!" Etrafıma baktım. Zaten herkes bize bakıyordu.

Güldü. "Merak etme ailem gelmedi. Duygu ben giriyorum." Elimi sıktı. "Teşekkürler."

Arkasından bağırdım. "Başaracaksın biliyorum." Insanların bakışlarını umursamadan 10 dakika orada durdum. Sonra metroya binip merkezde indim.

Erenle 10:30'da buluşacaktım. Ama 10 dakika daha erken gelmiştim.

Vitrinlerden kendimi görünce şok geçirdim. "Bari saçımı tarasaydım.." Elimle saçımı çabucak taradım. Bir kaç dakika bekledikten sonra Eren geldi.

"Duygu.." Dudağımdan öptü. "Günaydın.."

Gülümsedim. "Bana bugün hep Duygucan de tamam mı? Melodiyle söylemeni.. Özleyeceğim."

Gülümseyip derin bir nefes aldı. "Sen nasıl istiyorsan Duygucan." Elini uzattı.

"Bir planın var mı?"

Başını yana eğdi. "Hayır yok. Senin?"

Yüzüne baktım. "Ben sadece seninle zaman geçirmek istiyorum, sana rahatça dokunabileceğim, istediğim zaman öpebileceğim şeyler yapmak.." Ağlamamak için yemin etmiştim. Ve yalvarmamak için.

O zaman göle gidelim. Hem gezeriz hem de çimenlerin üzerinde uzanırız."

Güldüm. "Otobüsle gidelim ama!"

O da güldü. "Tamam."

Yarım saatten fazla otobüs bekledik. Yolda tam 1 saat sürüyordu. Çok şükür ki otobüs neredeyse boştu, bizde önceki sefer gibi en arkaya oturduk. Bu sefer Eren başını benim omzuma koydu.

Yol boyunca elini sıkıca tuttum. Belki omzumda uyumuştu.. Ben sadece dışarıya bakıp düşünüyordum. Yarından sonraki günleri, Erenin gidişini, gitmese ne olacağını, gitse ne olacağını.. Filan filan. Neredeyse herşeyi düşünmüştüm ama bir sonuca ulaşamadım.

"Duygucan geldik."

"Aa.." Ona baktım. "Sen uyumuyor muydun?"

"Hayır." Ayağa kalkıp düğmeye bastı. "Düşünüyordum."

Kırık TaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin