Bölüm 21: Son Gece

26 2 0
                                    

Hava tamamen karardı. Zaman ne kadar çabuk geçiyordu..

"Bugün çok güzeldi değil mi Duygucan?"

Gülümsedim. "Evet. Ve çok çabuk geçti."

Gözlerimin dolduğu görünce "Duyguu.." Dedi.

Yüzümü göle çevirip, demirlikleri tuttum. "Elimde değil, üzgünüm."

Saçlarımı okşadı. "Bugün ağlama."

Dudaklarım titremeye başladı. "Seni çok geç buldum ve çok çabuk kaybediyorum." Başımı göğsüne yaslayıp ağladım.

"Duygu.." Derin bir nefes alıp bana sarıldı.

"Eren nolur gitme, yalvarırım." Bunları söyler söylemez ağzımı kapattım. "Özür dilerim.."

Ereninde gözleri dolmuştu. "Duygu, yapma böyle.." Gözyaşlarımı sildi.

"Özür dilerim." Diye tekrar ettim.

Cebinden birşey çıkarıp avcuma koydu.

"Eren.." Avcuma baktım. Minik bir çiçeği olan kolyeydi. Dört pembe yapraklı, kenarlarında iki minik yeşil yaprağı olan bu çiçek fazlasıyla tanıdık geliyordu. Avcumda taşları parıldarken "Bu.. O resmini çizdiğin çiçek değil mi?"

Eren gülümsedi. "Benim için senin simgen bu çiçek.." Avcumdaki kolyeyi gösterdi. "Minik, saf, duru bir güzelliği olan ama parlaklığıyla dikkat çeken bir çiçek.. Sen benim gözümde böyle birşeysin işte."

Avcumu tutan eli ve bana oldukça yakın olan yüzü.. Dudakları..

Bir anda dudaklarımı onun dudaklarında buldum.. Öyle yumuşak öyle romantikti ki... Bu gerçek ikinci öpüşümüzdü. Hiç bitmesini istemediğim şey ne yazıkki bitti.

"Seni seviyorum Eren. Bana bakışlarını, yüzünü, özellikle dudaklarını, her ders izlediğim omuzlarını ve boynunu, bana Duygucan diye seslenmeni, benimle uğraşmanı ve dalga geçmeni, elini tutmayı, beni öpmeni.. Herşeyini ama herşeyini çok seviyorum. Ben seni seviyorum Eren. Kim olduğun umrumda bile değil."

Elini boynuma götürüp bir kez daha dudağımdan öptü. Bu kısa bir öpücüktü.

"Senin gibi birisinin kalbinde olduğum için çok şanslıyım, Duygucan.."

Gök yüzüne baktı. Ay çoktan çıkmıştı. "Sanırım günümüz bitti."

"Yarın kaçta gideceksin Eren? Neyle gideceksin?"

Bana döndü. "Duygu.. Yarın.." İç geçirdi. Otobüs terminaline gelecek misin?"

"Tabi ki! Otobüsle mi gideceksin? Kaçta?"

Gülümseyip yanağımı okşadı "Sen 12'de orada ol."

"Tamam."

Yol boyunca hiçbirşey konuşmadık. Sadece elini tuttum ve hiç bırakmadım.

Evime yaklaştığımızda ona bakmadan "Bana nereye gideceğini söylemiyeceksin değil mi?" Dedim.

Eren bana hiçbirşey demedi.

"Peki.. Yarın seni son kez öpeceğim Eren Derlen." Ona dönüp gülümsedim.

"İyi geceler Duygum, Duygucan.."

Beni öptükten sonra yüzümü boynuna gömüp kokusunu içime çektim. "Bu kokuyu hiçbir zaman unutmayacağım."

Kırık TaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin