LUCY
Natsu'yu dinleyip dünden beri Gray'e göz ucuyla bile bakmamıştım ki bunun bayağı bir zor olacağını düşünüyordum ama Natsu benim için kolaylaştırmıştı.
Bana onun sevip sevmediği şeyleri anlatırken tam bir stratejist gibi davranmasının yanı sıra animelerden örneklere de başvuruyordu. Onunla birlikte oldukça eğlendiğimi fark etmiştim.
"Hayır dedim. Spoiler verme yoksa gözlerini oyarım."
Omuz silkip "Sen bilirsin ama benden söylemesi..." diye başladığı cümleyi devam ettirmemesi için daha önce yaptığım gibi elimle ağzını kapattım. Ve yine güzel kokusu burnuma gelince ona fazla yakın durduğumu fark ettim.
Elimi çekip sinsice gülümsemişti. "Bunu bilerek yapmaya başladığını düşüneceğim artık."
"Alakası bile yok!" Derken aramızdaki mesafeyi açtığımdaysa kahkaha atıp elini saçlarıma daldırmıştı.
"Şa-kay-dı. Ama yüzündeki ifadeyi görmeliydin kesinlikle alakası var diye bağırıyordu!"
Elini ittirip "Kes şa-ka-yı." derken onu taklit ederek kelimeyi bölmüştüm ki bu durum onun tekrar gülmesini sağlamaktan başka bir işe yaramamıştı.
"Lucy."
Kadife gibi gelen o sesi duyduktan sonra kafamı çevirdiğimde Gray'i görmek bunun bir hayal olmadığına beni ikna etmişti.
"E-efendim."
Sıcacık bir gülümsemeyle "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sorduğunda yardım ister gibi neden Natsu'ya bakmıştım hiçbir fikrim yoktu ama onun doğrudan Gray'e korkutucu bir bakış attığını görünce şaşkınlıkla gözlerimi kaçırmıştım.
Onun aksine Gray hala bana bakıp benden bir cevap bekliyordu ve Natsu ona baktığımı fark etmeyecek kadar odaklanmış durumdaydı. Şu animelerdeki gibi korkunç bir aurası vardı.
Sonunda "Olur." demiştim çünkü bu tam Natsu'nun düşündüğü gibi olmuştu. Bana doğru gelen bu sefer Gray'di, böyle bir durumda savaştan çekilmenin bir anlamı yoktu.
Natsu'ya bir şey söylemek istiyordum ama gerek kalmamıştı. Birden surat ifadesini değiştirip gülümseyerek "Sonra görüşürüz." demişti. Bende Gray ile birlikte yürümeye başlayıp ona odaklanmıştım.
Bahçedeki çardaklara geldiğimizde sakince oturup konuşmyı onun başlatmasını bekledim.
"Dün için üzgünüm seni öylece bırakıp çıkmak zorunda kaldım ama Erza'yı bilirsin kendisi ölümcüldür."
Gülümseyerek "Sorun değil." dedim. "Hem zaten Natu yardımcı oldu."
Bu suratındaki ifadenin değişmesine neden olmuştu. Gerçekten onu kıskanıyor olabilir miydi? Ama bunun için bana karşı bir şeyler hissetmesi gerek yani neredeyse imkansız.
"Çok kıskandım şimdi."
He?! Yüzümdeki ifade tam olarak buydu. He?!
"Ne- Neden?"
"Yine seninle vakit geçirme fırsatını kaçırdım da ondan. Anlaşılan tüm zamanını yine Natsu çalmış"
Gülümsemeye çalışıp "Çalmak değil aslında, sadece öyle gelişti." dediğimde burukça gülümseyip gözlerini bana dikmişti.
Bir anda yanağıma dokunan eliyle irkilmiştim. Gray bana dokunuyor muydu?! Heyecanlanmıştım ama garip bir şekilde aklım düne gitmişti.
Natsu'nun yanağımdan öptüğünde hissettiğim gibi bir heyecan değildi bu daha sönüktü. Belki de dün ki durum benim için tam bir süpriz olduğundır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)
FanfictionNatsu aralarına yeni katılan Lucy'nin bir yalancı olduğunu anladığında ondan kendini açıklamasını ister. Lucy Natsu'nun en yakın arkadaşı Gray'e aşık olduğunu söylediğinde bu güzelliğe yardım etmeye karar veren kişi yine Natsu olur. Lucy ile vakit g...