24.Bölüm (Utangaç)

993 95 75
                                    

LUCY

"Az önce ne oldu?" Bunu sorarken içinde bulunduğum durumdan fazlasıyla uzaktım. Natsu gülüp gülmemek arasında kararsız kalan bir surat ifadesiyle "Bana sorma." dediğinde utanarak çarşafı kafama kadar çekmiştim bir anda.

Kafamı çıkarmadan "Biz?" diye sordum zorlanarak, devam etmemi ister gibi yastığa dirseğini koyup yatakta bana doğru dönmüştü. "Evet, biz?"

"Bu gerçek mi? Çok utanç verici." Çarşafı yüzümden çekerken "Duştan önce pek de utanıyor gibi bir halin yoktu oysaki." diyerek şikayet etmişti. Bense çarşafı tekrar yüzüme çekip "Kapa çeneni!" demekle yetindim.

Kızarak tekrar elini çarşafa artmıştı. "Kendini boğmaya mı çalışıyorsun? Bunun seviştiğimiz gerçeğini değiştirmeyeceğini bilmen gerekir."

Suratındaki tatlı tebessüme rağmen ona bakamıyordum, bu yüzden çarşafı çekmesine izin vermeme rağmen ona sırtımı dönmüştüm, bu şekilde kurtulabileceğini sanıyordum ki dudaklarının sırtıma değmesiyle irkildim.

Kekeleyerek "Na- Natsu?" dediğimde, gülümseyerek "Yüzünü görmek istiyorum." demişti omzuma da bir öpücük bırakırken. "Gözlerime bakmaktan sonsuza kadar kaçamazsın, küçük hanım."

"Bunu biliyorum ama en azından bırak bari birazcık kaçayım." Belimi saran elleriyle titrer gibi oldum. "O zaman sen de bırak bari sana azıcık sarılayım."

Ellerini çekmeye çalışırken "Koala gibi yapışmasana!" demiştim. "Sen bugün yeterince sarıldın bence bana!" Hafifçe gülüp "O sarılmak değildi..." demişti utanmama neden olacak şekilde.

Kafamı iyice yastığa gömdüğümde "Deve kuşu gibi davranmayı ne zaman bırakmayı planlıyorsun?" diye sormuştu dudakları bu sefer boynumda gezinirken. Kıpırdanıp onu ittirdim ve "Hiçbir zaman!" dedim.

Bu küçük kıpırdanmamdan faydalanıp beni yakaladı ve sevimli bir gülümsemeyle yüzüme baktı. "Seni seviyorum." Elimle suratını yana doğru ittirmeye çalışırken "Kapa çeneni..." diye mırıldandım.

Parmaklarımı tutup öpmeye başladığındaysa bunun kötü bir fikir olduğuna karar verip elimi çektim hemen. "Natsu, dudaklarına söyle rahat dursunlar."

"Önce sen kendin rahat durmayı öğren!" Gözlerimi kaçırdığımda "Beni şaşırtıyorsun." diye mırıldanmıştı. Bu ruhsuz cümlesi yüzünden ben ona endişeyle bakarken o birden gülüvermişti. "Acaba utangaçlığının geçmesi için tekrar mı sevişsek?"

Beni nasıl sinirlendireceğini iyi biliyordu kesinlikle! Onu üstümden ittirip "Olmaz!" dediğimde oturup omuz silkmişti. "Denemeye değerdi." Güldü. "Her fırsatı değerlendirmeliydim."Bu duruma göz devirmekle yetinmiştim ben de.

Sakin durması yalnızca beş saniye sürmüştü, sonra tekrar gülerek kolumu okşamaya başlamıştı. Bu duruma karşılık ben de tekrar "Olmaz." demek zorunda kalmıştım.

"Yorgunum! Bırak da dinleneyim." Fısıltı gibi çıkan "Sonuçta kimse ilk seferinden hoşlanmaz." cümlemi duyup sırıtarak "Sen hariç." dediğinde o sırıtan suratına bir tane geçirmek istemiştim ama utangaçlığım daha ağır basmıştı.

Yavaşça bana uzanan eline tekrar bir tane geçirip "Uzak dur benden, korkunç şey." dedim. "Sana elini veren kolunu kaptırır." Bu cümlemin sonu "Ah, hayır seni sersem!" dememle devam etmişti. "Bunu beni öpmeye elimden başla diye söylemedim!"

Kendimi tekrar geri çektiğimde "Sana hayır demek, evet demekten daha yorucu!" diye karşı çıktım içinde bulunduğum duruma. O ise bu cümlemden hiç hoşlanmamış gibi bakmıştı bana. "Bunu bir meydan okuma olarak kabul ederim."

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin