12.Bölüm (Aşk)

1.4K 223 103
                                    

NATSU

Az önce ne dedi o? Rüya falan görmüyorum öyle değil mi? Bu pis bir şaka olmalı diyeceğim ama Lucy'nin birinin duygularıyla oynayacak tarzda şakalar yapacak biri olduğunu sanmıyorum.

Gray'e bana karşı hisleri olduğunu mu söylemiş? Gerçekten bunu yapmış mı? Onu geç bana karşı hisleri mi varmış? BANA KARŞI HİSLERİ VARMIŞ!!

İç sesim çığlık çığlığa bu cümleyi haykırırken yüzüm şaşkınlıktan kaskatı kesilmiş durumda. Kal geldi, mimik yapamıyorum resmen. Nasıl gülünüyordu bir dakika, unuttum galiba ben.

İtiraf etti. Lucy. Bana. Bana da değil, benden önce aşk rakibime. Sevgili beynim. Bak ciddi ciddi söylüyorum, bu bir rüya falansa eğer uyandığımda seni umut verme potansiyelinden dolayı ben ölünce alınmak üzere bir müzeye bağışlarım haberin olsun.

Mimik denilen şeye yeni yeni ısınırken bu itirafa karşılık sadece gözlerimi kırpıştırabilmiştim ki dilim hala tutulmuş vaziyetteydi. Neyse en azından rüya değil, rüya olsa duramazdım zaten.

"Cevap vermemekte haklısın, özür dilerim çok ani oldu."

Çok mu ani oldu? Uzun süredir bu hayale sarılıp uyuyorum ben ama bu hayalimin gerçek olmasını diyorsan, bak işte o, o kadar ani oldu ki dilim tutuldu cevap veremiyorum, aptal kelimeler çıksanıza ağzımdan!

Kafasını eğip "Bu sana tuhaf gelebilir, zaten Gray bunun ihtimalini ilk söylediğinde ben de şok geçirmiştim ama düşününce..." dedikten sonra kızarmış olması kalbimi on ikiden vuran bir ok niteliğindeydi.

"Senin daha önce bana söylediğin şeyler de zihnime doluşmaya başladı. Gray'i sadece uzaktan sevişim ve o beni sevsin diye kendi karakterimin dışına çıkıyor olmam, bunların hepsi ama hepsine baktığımda kendimi çok uzakta gördüm birden bire."

Yüzüme bakıp bir tepki bekledi, alamadığındaysa üzgün bir suratla "Seni sıktığım için kusura bakma, muhtemelen bunun saçmalık olduğunu düşünüyorsun." demişti ki bu sırada ben beynime artık harekete geçmesi gerektiğiyle ilgili sinyal yollamaya çalışıyordum.

Yolluyordum yollamasına ama aşırı serotonin yüklemesinden tüm hücrelerim iflas etmiş gibi bir his vardı içimde, gerçekten kıpıdayamıyordum. İnme mi inmişti acaba?

"Cevap vermek zorunda değilsin, sadece dinlesen de yeter çünkü bunları bir daha söyleyebileceğimi sanmıyorum."

Söylersin canım, cevap verip harekete geçsem daha sonrasında bal gibi söylersin de şu an dondurulmuş bir insan gibi karşında durduğum için kendini geri çekmen gayet normal tabii.

"Ben çok aptalca bir şey yaptım, Natsu Dragneel."

Söyle hadi. Ben aşırı heyecandan aşık olduğum kızdan itiraf alınca hareket edemeyecek kadar şoka giren bir aptalım ama lütfen bu aptalı görmezden gelip duymak istediğim o güzel cümleyi söyle.

"Sanırım sana aşık oldum."

Aşık olmuş. Bana. Benim gibi bir aptala. Bana aşık olmuş. Rüyalarımı süsleyen kız bana gerçekten aşık olmuş ve ben şu an ciddi ciddi uyanığım, ya da öldüm ama ikinci seçeneği anlık mutluluğumu göz önünde bulundurduğumda çok da aklıma getirmek istemiyorum.

Gözlerini bana beklentiyle diken bu kıza 'Seni seviyorum.' diye haykırmak için ağzımı açtığımda sadece dudaklarımı oynatabilmiştim.

Resmen bedenim kontrolümden, hatta bırak kontrolü beden olmaktan çıkmıştı da bir robota dönüşmüş gibiydim mutluluktan.

Şansımın içine tüküreyim ben, millet aşktan robotken insana döner ben tam tersi robota döndüm, evrenin bana garezi mi var anlamadım ki? Evrenin de tek derdi bendim ya neyse...

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin