18.Bölüm (Takıntı)

911 114 72
                                    

NATSU

"Beni deli ediyorsun!" Dedim sinirli bir şekilde Lucy'e bağırarak. "Daha fazla buna katlanamıyorum!"

"Senin katlanıp katlanmaman umrumda bile değil, Natsu!"

"Umrunda değil mi? Umrunda değil mi?! Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun?"

"Bencillik mi? Asıl sensin bencil! İki eğlencem var onu da kursağımda bırakıyorsun resmen!"

"Ha, benim bencil olan yani?"

"Evet, sensin!"

"Asla kabul etmiyorum!" Ellerimi iki yana açarak "Ve daha fazla buna katlanamıyorum!" diye kükredim Lucy'e doğru.

"O zaman beni yalnız bırak!"

"Seni yalnız bırakayım, öyle mi? Gerçekten istediğin bu mu?"

"Evet!" Bağırmıştı, tüm gerçekliği yüzüme tokat gibi çarptırarak.

Sonra da sakinleşmeye çalışıp "Beni yalnız bırak da şu kitabı bitireyim, sen de kıskançlıktan başımın etini yiyip durmak zorunda kalma." demişti en sonunda.

"Ah, hayır efendim. Seni o kitapla başbaşa falan bırakmam, okurken nasıl derinden iç çektiğini gördüm ve burama kadar geldi artık!"

"Saçmaladığının farkında mısın sen?"

"Aragorn aşağı, Aragorn yukarı! Filmlerini bin kere izlemiş olman yetmiyormuş gibi şimdi bir de kitabını bilmem kaçıncı kez okuyor..." Kendi sözümü keserek "Onda olup bende olmayan ne var?" diye sordum yarı hüzünlü bir sesle.

Göz devirdi. "Çocuk musun sen? Büyü artık."

"Hayır, ben ciddiyim. Adam gerçek olsa kıçıma tekmeyi basacaksın resmen."

"Natsu." Yanıma gelip ellerini omzuma koydu. "Bazen gerçekten tam bir çocuk gibi davranıyorsun." Sonra da yanağıma bir öpücük bırakıp "Ama haklısın." demişti. "Kesinlikle kıçına tekmeyi basardım."

O geri çekilirken ben şok olmuş bir şekilde elimi göğsüme doğru götürdüm ve derin bir nefes alıp verirken suratımı ekşittim. "Haıı! Nasıl cürret edersin?"

Kahkaha atmaya başladığındaysa tekrar sinirlenmiştim. "Kötü olan bunun da Juvia'nın başının altından çıkması!" Yumruklarımı sıktım. "Sana o kitabı getirmemeliydi."

"Natsu, her şeyin suçunu Juvia'ya atmaktan vazgeçmelisin. Sorun sen ve senin takıntılı tavırların."

"Benim takıntılı tavırlarım mı?" Ona doğru parmağımı doğrultup "Bunu sen söylüyorsun?" diye sordum. "Dün gece uykunda Aragorn diye sayıklıyordun!"

Kendi de şaşırmış gibiydi. "Gerçekten mi?"

"Ah, evet. Ve inan seni yastıkla boğmamak için kendimi çok zor tuttum!"

Yanına gidip omuzlarından tutarak onu koltuğa oturttum ve "Biraz da benim gözümden bak" dedim televizyon ekranını sanki kendi halini orda görebilecekmiş gibi göstererek.

"Adamın adını şehvetle fısıldayıp duruyorsun bütün gün! Uykunda bile ki bu kadarına da katlanamam, asla olmaz!" Parmağımı hayır der gibi salladıktan sonra "Rüyaların dahi benim küçük hanım, başka birinin o aleme girmesine asla müsade etmem!" demiştim hırçın bir sesle.

Bir süre bekledikten sonra "Şey..." demişti. "Sanırım haklısın. Juvia kitabı verip aşkımı gün yüzüne çıkardıktan sonra biraz kendimden geçmiş olabilirim."

"Birincisi küçük hanım, aşk yok. Unut o kelimeyi. Ve ikincisi..." Sesim bu sefer yüksekti. "Biraz mı?!"

"Tamam, tamam. Haklısın." Bana dönüp "Özür dilerim." dedi. "Şimdi oldu mu?"

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin