10.Bölüm (Hisler)

1.4K 225 112
                                    

NATSU

Lucy'nin beni model olarak kullanmasına izin vermemin üzerinden iki hafta geçti. Her geçen gün onunla daha fazla yakınlaşıyorduk.

Artık ona tavsiye vermeyi bırakmıştım ama o da garip bir biçimde Gray'den bahsetmeyi bırakmıştı. Hala görüştükleri düşünüldüğünde bu biraz garipti çünkü Lucy heyecanla yaşadıklarını anlatır dururdu normalde.

Ama şimdi bunun tam aksine moralinin gittikçe bozulduğunu fark etmeye başlamıştım. Bir sıkıntısı vardı ama bana söylemiyordu. Bu da oldukça can sıkıcıydı.

"Lucy." Dedim en sonunda sessizce üzerime tuttuğu kıyafete iğne sokmaya çalışan güzel kıza. Hiçbir şey yokmuş gibi gülerek bakmaya çalışmıştı yüzüme. "Efendim?"

"İyi misin?" Diye sordum. "Bir kaç gündür çok iyi görünmüyorsun." Yine sorun yokmuş gibi gülümsemeye çalışıyordu. "Evet, iyiyim. Sadece kıyafetleri yetiştirememe telaşına girdim."

Elimi omzuna koyup "Endişelenme!" derken kocaman gülümedim. "Her şeyin en iyisini yaparsın sen. Kesinlikle yetişecek."

Buruk bir tebessümle "Teşekkürler." dedikten sonra tekrar dikiş makinasına doğru gidiyordu ki onu bileğinden tutup yavaşça durdurdum. "Lucy?"

Gözlerini bana dikip "İyiyim." demişti titrek bir sesle. Hiç yapmak istemediğim halde kutsal soruyu sorarak "Gray ile bir şey oldu?" dedim

Hayır anlamında kafasını iki yana sallamadan öce fazlasıyla kararsız görünmüştü gözüme. "Biliyorsun, bana anlatabilirsin." Diyerek ona güven vermeye çalıştım.

"Önemli değil." Dedi soğuk bir sesle. "Ben iyiym. Sadece biraz yorgunum o kadar."

Üstüne gitmemek için daha fazla bir şey demedim onun yerine "Bize bir kahve yapmama ne dersin?" diye sordum. Gözleri parlayarak "Gerçekten yapar mısın?" diye sorduğundaysa beni gülümsetmişti.

Küçük bir çocuk gibi bir anda heyecanlanmasına kıkırdadım. "Sana kahvemi içtikten sonra bensiz yapamazsın demiştim." Yanaklarını şişirerek "Bir kahve yapacaksın, böbürlenip duruyorsun." dediğinde yanına sokuldum ve gözlerinin içine baktım.

Yakına gelmemle donup kalmıştı ve güzel gözleri yüzümde geziniyordu. Burnunu sıkıp "Bu beni hafife alan yorumlarını görmezden geliyorum." dedikten sonra sanki onun dedikodusunu başkasına yapıyormuş gibi kafamı yana çevirerek "Kahvemi ilk içtiğinde tadı damağımda kaldı diye ikincisini istemiştin oysaki." diye övündüm.

"İlkti sonuçta! Zevk almam suç mu?"

Gözlerimi dudaklarına dikerek "Hayır." Dedim. "İlkin günahı olmaz derler." Sonra gözlerine çevirerek "Konu bensem de zevk alman normal." dediğimde artık kahveden bahsetmediğimi anlayıp kızarma operayonuna girişmişti yine.

Koluma vurarak "Tamam, anladım!" dedi gözlerini kaçırırken. "Madem ilacım sende, ölmeden kurtar o zaman bu zavallı hastayı."

"Hastalıkları iyileştirmenin bir numaralı yolu sevgidir." Dedim göz kırparak. "Bir öpücük falan ister misin?"

Hala ona yakın duran suratımı eliyle ittirmeye çalışarak "Sadece kahve istiyorum, lütfen." demişti. Ben de gülerek "Emrinize amadeyim." dedim.

Ne söylediğime dikkat etmem gerekiyordu çünkü heyecanla "Gerçekten mi? Her zaman mı?" diye sorarken gözlerinin içi kendine yeni bir eşya bulmuş biri gibi parlıyordu.

"Sadece bugünlük." Dedim gözlerimi kısarak. "O da senin güzel hatrın için."

Göz devirerek "Pazarlık yapan pazarcılar gibisin." dediğinde "Sana kendimi pazarlıyorum, daha ne istiyorsun?" diyerek elimi belime koydum. "Eşi benzeri bulunmaz biriyim ben."

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin