Sabah büyük bir heyecanla uyandık onu yaparız bunu ederiz derken baya acıktık. Aşağıya indik ve Bayan Perry kahvaltıyı hazırlamıştı. Masayı düzenlerken bizi farketti.
"Günaydın kızlar"
Kitty "Günaydın Bayan Perry"
"Sen Kitty olmalısın. Adını çok duydum"
"Artık kendisi bizimle kalacak Bayan Perry. Ayrıca bugün yeni şirketimiz olacak"
"Ne? Sen ciddi misin? Ow kızlarımla gurur duyuyorum"
İkimize aynı anda sarılmıştı.
"Kahvaltıda ne var çok açız"
"Türk mutfağından bir şeyler hazırlamak istedim. Umarım menemen seviyorsunuzdur"
Aynı anda bağırıp Bayan Perry'ye sarıldık. Onu öpüp ayrıldık.
"Bu kadar sevineceğinizi bilsem her gün Türk mutfağından hazırladım. Hadi yemeğe geç kalmak istemezsiniz"
İki aç ayı gibi yemeği iştahla yedikten sonra duş aldık. Tam dolabın önünde kıyafet seçerken Kitty beni durdurdu.
"Bekle bir dakika"
"Noldu?"
"Bu bir iş görüşmesi. Resmi ama şık giyinmeliyiz. Ayrıca yaşımıza uygun olmalı"
"Ne önerirsin bayan her şeyi bilen"
"Kumaş pantolon olabilir. Üstüne düz renk t-shirt ve mütevazi bir ceket"
"Seni stilistim yapabilir miyim?"
"Beş binden aşağıya olmaz"
Yanımdaki yastığı hafifçe ona attım ardından giyinip Bay Erik'i beklemeye başladık.
Bir süre sonra spor arabasıyla Bay Erik gelmişti.
"Kızlar nedir bu şıklık?"
Kitty "Resmiyet iyi olur dedik"
"Çok iyi demişsiniz"
Ofis gibi bir yere gelmiştik. Dışarıdan çok büyük ve şık duran bu bina her haliyle modelliği yansıtıyordu. Girdiğimizde bizi bir sekreter karşıladı.
"İyi günler efendim. Toplantı odamız bu tarafta"
Binanın sanırım en büyük odasının önüne gelmiştik.
"Bay Evan içeride sizi bekliyor"
İçeriye girdiğimizde kocaman bir masada üç kişi oturuyordu. En baştaki erkek Bay Evan olmalı yanında iki tane kadın vardı.
"Merhabalar Bay Erik"
Ufak bir el sıkışması yaşandı ardından eliyle oturmamızı işaret etti.
"Ah kızlar o kadar güzelsiniz ve altın oran vücudunuz var. Diğer şirketler sizi nasıl kaçırdı bilmiyorum"
Ki ile birbirimize bakıp hafifçe sırıttık.
"Bu arada yanımdakileri tanıtayım. Bu Bayan Sunny kendisi tasarımcı olur. Şirketteki en tecrübeli ve sizden sorumlu olacak tasarımcı"
Elini uzattı tokalaştıktan sonra
"15 yılı aşkın bu meslekle uğraşıyorum ama sizin kadar güzel fizikli modeller olmamıştı. Ayrıca giyiminize bayıldım"
Sıra diğer bayana geldi.
"Bu Bayan Kate kendisi ödüller almış bir stilistimiz. Giyiminize o sorumlu olacak"
Tekrar tokalaşma.
"Tanıştığımıza memnun oldum. Sizleri yakından araştırdım ve giyim tarzını tanımaya çalıştım. Şunu söylemeliyim ki zevkleriniz inanılmaz. Özellikle Y/N senin sevgilinle lunaparkta giydiğin çift kıyafeti beni benden aldı."
Yüzüm biraz düşmüştü. Marcus'un bize verdiği kıyafeti kastediyordu. Her ne kadar artık arkadaşımla çıksa da o gün söyledikleri beni derinden etkiledi.
Düşüncelerden sıyrılıp kendime geldim.
"O halde tek bir şey kaldı"
Merakla Bay Evan'ın söyleyeceklerini bekliyorduk.
"Sonuçta bu bir şirket sözleşmesi ve kızların çift olarak görünmeleri gerekebilir. Eee sevgilileri olduğunu biliyoruz bu yüzden Marcus ve Martinus'u da aramızda görmek isteriz"
Kitty ve ben Bay Erik'e bakıyorduk.
"Bu teklifi geri çeviremeyiz"
"O halde aramıza hoş geldiniz"
Sözleşmeyi imzaladıktan sonra evin yolunu tuttuk. Kimse tek kelime etmiyordu hepimiz heyecandan tutulmuştuk. Evin önüne geldiğimizde Marcus ve Martinus bahçede futbol oynuyordu. İner inmez yanımıza geldiler. Neler olduğunu anlattıktan sonra kendileri de çok sevinmişti.
Marcus "O zaman bunu kutlamalıyız"
Martinus'a bakıp güldü. Martinus ise cebinden bir kağıt çıkardı ve bize uzattı. Kağıt rezerve kağıdıydı. Akşam yemeği için restoranttan yer ayırmışlar.
"Ya çocuklar çok tatlısınız"
Tinus "Ne demek canım okullar açılmadan biraz vakit geçirmek için"
Cidden yarın okullar açılıyordu yeni bir hayat için ilk adımlar atılacaktı.Yemek saati yaklaşmıştı odamda hazırlanıyordum. Arkamdan uzun süredir duymadığım o sesi duydum.
"Çok şık olmuşsun"
Gözlerimi kapattım. Orada olmadığını biliyordum.
"J-Jane"
"Tanıdın demek beni"
"Sen gerçek değilsin biliyorum. Sen öldün"
"Bana söz vermiştin. Sana koyduğum şartlara uyacaktın"
Şartlar, doğru. Onları ihmal edeli çok oldu.
"Git burdan"
"Sevgilinle yemeğin var biliyorum. Bu akşam seni rahatsız etmicem ama yarına dikkat et"
"GİT!"
Kitty aniden odama girdi.
"Y/N noldu? İyi misin?"
Cevap veremedim.
"Jane onu yine gördün değil mi?"Kitty'nin ağzından
Jane yine o hayal. Jane Y/N'in yurtdışına ilk çıktığı günden beri yanında olan menejeriydi. Katı biriydi sürekli ona şartlar koyardı ama onu çok severdi. Adeta Y/N'i korumaya adadı kendini. Yine bir konser günüydü Y/N, Jane'in şartlarında konserini veriyordu. Anlattığına göre Jane ona ne olursa olsun sahnenin ortasından ayrılma demişti. Şarkının ortasında biri ona silahla nişan alıyordu. O farketmedi ama Jane farketti ne yapacağını bilemedi ve kurşun ona gelmesin diye önüne geçti. Y/N çok şanslıydı Jane tam zamanında gelmişti ama Jane o ölmüştü. Sanırım bir ay oldu onu kaybedeli. Y/N o ölürken ona söz verdi senin vizyonunu takip edeceğim diyerek. Hâla Jane'in hayalini görüyor. Kendisinde ufak bir şizofren başlangıcı olduğu söyleniyor.
Y/N ağzından
Yerle bir süre bakıştan sonra Kitty önüme eğildi.
"Bak zor olduğunu biliyorum ama şuan sevgilinle mükemmel bir akşam geçirmene dakikalar kaldı. Hadi kalk son rötuşları yap ve oradaki en güzel kız olmaya hazırlan"
Yüzüne baktım gülümsüyordu. Ona tebessüm ettim. Son dokunuşları yaptıktan sonra ayakkabılarımı elime alıp aşağı indim. Ayakkabımı giymeye kalmadan kapı çaldı. Hemen Kitty ile kapıyı açtık. İkisi de çok şık olmuştu arkalarına baktığımda gözlerime inanamadım. Limuzin. Bir limuzin kiralamışlardı.
Tinus "Çok güzel olmuşsun"
"Sen de çok şıksın"
"Gidelim mi?"
Kolunu uzatmıştı. Koluna girip arabaya bindim. Koltuklar karşılıklıydı. Yol boyu Kitty Marcus ile, ben Tinus ile fısıltıyla konuşuyordum. Geldiğimizde şoför kapıyı açtı önce Martinus indi elini uzatarak inmeme yardımcı oldu. Ardından Marcus aynı şekilde. Kollarına girip restoranın önüne geldik. Garson bize masamıza gösterdi. Cam kenarında bir masaydı. Bütün Trofors görünüyordu. Görgü kuralları gereği karşılıklı oturuyorduk. Siparişleri verdikten kısa bir süre sonra geldi. Yemek eşliğinde klasik müzik çalıyordu.
"Tinus buna bayıldım. En güzel akşamım olabilir"
"Elimizden daha iyisi gelmedi"
"Şaka mı yapıyorsun bu harika"
"Terasa çıkmak ister misin?"
Elini uzattı. Elini tuttum ve terasa çıktık. Garson alkolsüz meyve kokteyl ikram etti. Tek elimle ona sarılırken bir yandan içeceğimi yudumluyordum. Başımı omzuna yasladım.
"Mutlu oldun mu?"
"Bu en güzel geceydi teşekkür ederim"
Uzanıp dudaklarına hafif bir buse kondurdum.
"Tatlı servisi olacak hadi içeri geçelim"
İçeride servisler çoktan başlamıştı. Masamıza geçip hem sohbet ediyor hem tatlı yiyorduk. Birden bir kız yanımıza geldi.
"Mac, Tinus merhaba"
Marcus "Merhaba Kate seni görmedik"
"Yeni geldim zaten. Ne zamandır görüşemiyoruz haberlerinizi alıyorduk hayırlı olsun"
Martinus "Teşekkürler. Kate bu sevgilim Y/N bu da Marcus'un sevgilisi Kitty"
"Merhaba memnun oldum"
"Ben de memnun oldum. Neyse ben sizi rahatsız etmeyim. İyi akşamlar"
Ortalama bir saat sonra kalktık. Elimi cüzdanıma attım ama Tinus beni durdurdu.
"Biz ödemeyi yaptık"
Elini belime koydu ve çıktık. Eve kadar bize eşlik ettiler. Eve geldiğimizde direk üstümü değiştirip yattım. Yarın için hem heyecanlı hem tedirginim.Uzun bir aradan sonra merhaba. İnternetim yok ama bölüm yüklemeye çalışıyorum. Bu arada 4 gün önce rüyamda Marcus ve Martinus'u gördüm. 12-13 yaşlarındaki halleriydi. Onları yolda gördüm ve yanlarına gittim İngilizce olarak biraz konuştum Marcus sürekli gülümsüyordu ama Tinus başka yere bakıyor ve somurtuyordu. En son fotoğraf çekinebilir miyiz dedim Mac hemen poz verdi ama Tinus onu kolundan çekip götürdü. Eve geldiğimde Martinus'dan bir paket buldum içinde bir sürü eşya vardı bir de not. Notta "Bunu Marcus'un zoruyla gönderdim yoksa asla yapmazdım" gibi ağır şeyler yazıyordu. Sizce bunun anlamı ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Gunnarsen
Fanfiction"Hey Bayan Gunnersan" "Sen gerçek değilsin" "Martinus seni seviyorum"