"Sayın yolcularımız uçağımız inişe geçmekte lütfen koltuklarınızı dik..."
Yavaşça gözlerimi araladım bu 3 saatlik yolculukta bile uyumuştum tebrik ediyorum kendimi. Yavaşça doğrulurken olmaması gereken o şey oldu ve şapkam yere düştü. Ben almaya fırsat bulamadan uçağın içinde bir çığlık koptu ve flaşlar patlamaya başladı. En arkada oturduğum için şanslıydım hostes beni arkaya doğru çekti ve tuvalette beklememi söyledi ardından mikrofonu alıp bir duyuru yaptı "Sayın yolcularımız lütfen sakin bir şekilde uçaktan ininiz Y/N hanım en son güvenlik görevlileriyle beraber çıkışını gerçekleştirecektir" Bunu duymamla rahat bir nefes aldım.
En büyük hayalim olan şarkıcılığı ve modelliği elde etmiştim ama kısa zamanda çok kişi tarafından tanındım. Bu iyi bir şey olsa bile çıkış yapalı daha 2 ay olmuştu ve çok param yoktu. Sonuçta liseye başlayacaktım ve bunun masrafları yetmezmiş gibi bir de Norveç'e gelmek zorunda kaldım. Neden mi? Çünkü Norveç'teki şirkete geçiş yaptım işleri yürütmek için buraya gelmeliydim. Şirket ise daha geçiş işlemleri bitmediği için uçak ödemesini yapamayacağını söyledi. Bu durumda bileti kendim ödedim ve olanlar oldu ekonomi sınıfında bir ünlü hemen magazin yapalım.
Neyse herkes inmiş ve güvenlik gelmişti valizimi alıp beni Oslo'dan Trofors'a götürecek otobüse bindim şansıma bunu şirket karşılamıştı ve özel bir otobüstü. Otobüse geçtim ama oda ne yalnız değilim karşımda iki meteor var "Siz gerçek misiniz ya" bunu Türkçe söylediğim için ikisi de anlamamıştı kafalarını kaldırıp bana baktı bense "Üzgünüm" diyerek onlara en uzak koltuğa oturdum.Yolculuk 11 saat süreceği için uyumalıydım ama bu iki yürüyen taş arkadayken imkansızdı. Şapkam yüzüme kadar indirip uyumaya çalıştım ama tatlı bir ses beni uykudan alı koydu "Merhaba" kafamı kaldırdım ve o da ne gelip karşıma oturmuşlar. Kalbim yerinden çıkmak istercesine çarpıyordu ve nutkum tutulmuştu. Bu sefer diğer yakışıklı konuşmaya başladı "Ben Marcus bu da kardeşim Martinus" hafif silkelenerek kendime geldim ve cevap verdim "Merhaba, ben de Y/N memnun oldum" Bir dakika dur kardeşim mi? "Kardeşim mi?" Martinus lafa atılarak "Buralı değilsin galiba" dedi
"Ah evet ben Türk'üm "
Marcus" Türk mü? Türkiye'ye daha önce gidemedik ama orada birçok fanımız var"
Martinus "Bu kadar güzel olduklarını bilsem daha önce on kere giderdim"
Bu iltifatlar hoşuma gitti ama Martinus konuşurken yüzüme bakmıyordu. Marcus da bunu farketmiş olacak ki bir ona bir baktığı yere kafasını çevirdi ben de oraya bakınca bol t-shirt'ümün göğsüme kadar indiğini gördüm ve düzelttim. Martinus kendine geldi ve özür diledi Marcus gülerek Martinus'a kaş göz işaretleriyle bir şeyler anlattı. İkisi karşımda otururken uyuyamayacağıma göre sohbet başlatmalıydım "Ee beyler demek kardeşsiniz peki hanginiz büyük olan"
Marcus gülerek "Ben" dedi "Ne kadar fark var aranızda" birbirlerine çok benziyorlardı fazla olmayacağını düşünüyorum. "15 dk kadar" Ne? "Siz ikiz misiniz? Anneniz iki meteoru 9 ay boyunca taşımış bravo"
Bazen çok açık sözlü olabiliyorum pek sevmesemde bu özelliğimi...
Marcus "İltifatlar biraz Martinus'a bakarak söylenmiş gibi"
Ya ne biliyim söyledim işte alınan alınsın daha isimlerinizi ezberlemedim. Konuyu değiştirmek için bir soru sordum "Eee peki hangi okula gidiyorsunuz?"
".......... (gittikleri okulu bilmiyorum biliyorsanız👇) lisesi 11. Sınıf"
"Ben de o liseye giricem ama 9. Sınıf"
Martinus "Şanslısın seni koruyacak iki büyüğün var" bunu çok özgüvenli söylemişti.11 saatlik yolculuk boyunca konuşmuştuk ve birbirimizi tanımıştık. Onların şarkıcı olduğunu duymamıştım ama öğrenmiş oldum. Ayrıca kabul etmeliyim ki şeyden çok hoşlandım....
Yeni bölüm gelir mi bilmem belki silerim yani
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Gunnarsen
Hayran Kurgu"Hey Bayan Gunnersan" "Sen gerçek değilsin" "Martinus seni seviyorum"