938.828 beğenme
2772 yorumjjeonkook: so I walk out in silence
that's when i start to realize
what you bring to my life
damn this guy can make me smilei'll give you everything
i'll treat you right
if you just give me a chance
i can prove I'm right(sessiz bir şekilde uzaklaştığımda
fark etmeye başladım
beni hayata neyin bağladığını
kahretsin bu adam beni gülümsetebiliyorsana her şeyi vereceğim
sana doğru davranacağım
eğer bana sadece bir şans verirsen
haklı olduğumu kanıtlayabilirim)
747.837 beğenme
2728 yorumpjmin: i'm better off without you, anyway
i thought it would be hard but i'm ok
i don't need if you are gonna be that wayi hate you now
so go away from me
you are gone, so long
i can do better
i found myself again
that's why, your gone(sensiz daha iyiyim, neyse
zor olacağını düşündüm fakat iyiyim
eğer böyle olacaksan sana ihtiyacım yokşimdi senden nefret ediyorum
bu yüzden benden uzak dur
gittin, çok uzaklara
daha iyisini yapabilirim
kendimi tekrar buldum
nedeni senin gitmendir)————————
jjeonkook: gerçekten öyle mi düşünüyorsun
pjmin: nasıl
jjeonkook: şarkıdaki gibi
pjmin: nereden çıktı bu soru
jjeonkook: eğer gerçekten o şarkıyı dinlerken aklına ben geliyorsam ve öyle düşünüyorsan
pjmin: ee
jjeonkook: çevrende dolaşıp boşuna seni sinirlendirmem
pjmin: evet
öyle düşünüyorum
çevremde dolaşıp sinirimi bozmajjeonkook: seni seviyorum
(jjeonkook çevrimdışı)————————
"Yazmadı mı hiç?" Yanaklarımı şişirip ofladım. "Hayır. Dokuz gün oldu. Sence fazla mı abarttım?" Taehyung bir şeyler karaladığı defterden kafasını kaldırmadan mırıldandı. "Abarttın mı bilmiyorum ama kırılmış olmalı." Evet, bilerek yapmıştım.
Gerçi şu an yazsa hala aynı sinirim yerindeydi ve aynı şekilde cevap verirdim. Sıkıntıyla gözlerimi bahçede gezdirdim. Jungkook yaklaşık yüz elli metre ilerimde arkadaş grubuyla oturuyordu. İki kız üç erkeklerdi. Daha önce kısaca tanışmıştık.
"Sohbetine doyum olmuyor Taehyung." "Konuşmak beni yoruyor." Gözlerimi devirdim. Konuşmaya üşenmek harikaydı cidden.
Ayrıca...Jungkook bir kere bile olduğum yere bakmamıştı. Ve bu her ne kadar kabul etmek istemesem de sinirimi bozuyordu. Üstelik böyle giderse sanırım artık konuşmayacaktık bile.
Sadece yan profilini görüyordum ve kaşındaki yara bandını ayağa kalkınca fark etmiştim. Bu neydi şimdi? Arkadaşlarından ayrılırken iki dakika sonra ben de kalktım. Sadece ne olduğunu soracaktım. Sonuçta bir beraberliğimiz olmuştu ve tamamen insancıl bir davranış sergileyerek öylesine soracaktım, hepsi bu.
"Jungkook," Gerçekliğimi tartar gibi bir kaç saniye bana baktıktan sonra toparlandı. Bir şey demese de bir cevap bekliyordu. Git deyip benim ona gelmem saçmaydı. Aramızda on cm bırakıp karşısına dikildim. "yüzün."
Kaşının üstündeki bant ve dudağının kenarındaki yara beni üzmemeliydi. Evet, kesinlikle üzmüyordu. Güzel yüzündeki yara izleri için üzülmüyordum.
Gözleri yüzümde gezinirken yutkundu. "Önemli bir şey değil." Ellerimi yüzüne yerleştirmemek için yumruklarımı sıkmam gerekmişti. "Bilmek istiyorum."
Şu an laf atıp yaptıklarını yüzüne vururdum fakat yapamadım. "Kavga ettim." Dedi önemsiz bir şeymiş gibi. Hafifçe kafamı salladım. "Görüşürüz."
Bakışlarını sırtımda hissederken hızlı adımlarla Taehyung'un yanına ulaştım. En sonki 'görüşürüz'ü bilerek söylemiştim, daha geçen gün çevremde dolaşma diyen ben değilmişim gibi.