27

9.6K 798 328
                                    


"Taehyung!" Sabahtan beri Jimin ve Jungkook'un barışmalarına gerek olmadığını savunan Taehyung, Hyeri'nin öfkeli ses tonuyla susmuştu. Jimin ise dünden beri telefonu kapalı olan Jungkook'u aramakla meşguldü. Jinyoung dün eve gitmediğini, gitse bileceğini söyleyip Jimin'i engellemişti.

"Ya bir şey olduysa?" "O salağa bir şey olacağını mı düşünüyorsun cidden?" "Ya Taehyung! Sussana bi!" Hyeri sakince Jimin'e döndü. "Bir şey olmadığına eminin, endişelenme boşuna şarjı falan bitmiştir." Söylemesi kolay. Diye geçirdi Jimin içinden. Dünden beri içi içini yiyordu ve biraz daha haber alamazsa delirecekti.

"Anlamıyorsunuz, merak ederim diye şarjı bitince mutlaka gördüğü birinden beni arayıp haber veren Jungkook'tan bahsediyoruz." "Yalnız kalmak istemiştir Jimin, abartıyorsun." Sıkıntıyla yanaklarını şişirdi Jimin, hiçbiri anlamıyordu onu.

Ayağa kalkıp kapıya ilerledi. "Ben biraz hava alacağım." "Hava soğuk montunu al." "Gerek yok." Yüzüne çarpan soğuk havayla ürperdi Jimin. Telefonu çalınca panikle elini cebine attı. Jungkook 3 arıyor... Sevinçten ağlayacaktı neredeyse. Hızla cevaplayıp kulağına götürdü telefonu.

"Jungkook!"
"Eve gir, üşüyeceksin." Ardından kapanan telefonla şok olmuştu Jimin. Tekrar arasa da ulaşılamıyordu. Kafayı yiyeceğini düşünüyordu. Çevresine bakınsa da bomboş sokakta Jungkook'a dair tek bir şey yoktu. Umutsuzca eve girecekken aklına gelen fikirle durdu.

Montsuz olduğunu bildiğinde aradığına göre böyle gezerse belki bir kere daha arar diye saçma bir umutla eve girmek yerine boş sokakta yürümeye başladı. Dünden sonra yüze yakın mesaj atan Yoongi'yi engellemek zorunda kalmıştı. Kabalık yaptığını bilse de konuşmak istediği son kişi bile değildi.

Jimin yürümeye karar verirken bu kadar soğuk olacağını tahmin etmemişti. Seul'de bu sonbahar fazla soğuk geçiyordu. Birden hapşırınca yüzünü buruşturdu, bu ara zaten acıyan boğazı onu zorlayacak gibiydi. Dakika başı telefonunu kontrol etse de hiçbir mesaj ve arama yoktu.

Soğuktan ellerini hissetmemeye başlayınca geldiği yöne geri döndü Jimin. Bu sefer gerçekten umutsuzdu. Jungkook'un böyle davranacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Bağırıp çağırmasını ve kavgalı kalmalarını bile tercih ederdi.

Sonunda eve geldiğinde gözlerine hücum eden yaşları geri gönderdi zorlukla. Tüm yol boyunca buralarda olduğunu düşünüp yanına geleceğini sanmıştı. Titreyen elleriyle zile bastı. "Nerede kaldın?" Hyeri'nin anaç tavrına karşılık omuz silkti. "Tanrım, donmuşsun! Montunu al demiştim." "İyiyim sorun yok." Salondaki ince pikeyi Jimin'in omuzlarına bıraktı Hyeri. "İçeri geç, sıcak bir şeyler getireceğim."

Kafasını sallayıp içeri Taehyung'un yanına geçti. "Jungkook iyi, merak etme." Çatılan kaşlarıyla Taehyung'a baktı Jimin. "Sen nereden biliyorsun?" "Her ne kadar birbirimizden nefret etsek de gizli ve saçma dostluğumuz sayesinde." Jimin daha önce bu kadar şaşırdığını hatırlamıyordu. Jungkook ve Taehyung? Üstelik Jungkook içlerinden sadece Taehyung ile konuşmuştu? Fazlasıyla garipti. "O zaman ona benim için ulaşabilirsin?" "Hayır." "NE DEMEK HAYIR?" "Bildiğin hayır." "DALGA MI GEÇİYORSUN SEN BENİMLE? MERAKTAN ÖLÜYORUM BURADA VE SEN ONUNLA KONUŞTURMUYORSUN BENİ!"

"Hey, ne oluyor?" Hyeri Jimin'in bağırışıyla panik olup salona gelmişti. "Taehyung'un Jungkook'tan haberi var ve beni Jungkook ile konuşturmuyor." Onun da en az Jimin kadar şaşırdığı belli oluyordu. "İhanet edemem." Jimin sinirle kollarını göğsünde bağlayıp sustu. Taehyung'un ne olursa olsun verdiği aptal sözü tutup aramayacağını biliyordu çünkü.

•••••

"Şimdi nasılsın?" "Bininci soruşun bu Hyeri...iyiyim." Hyeri gözlerini devirdi. Gece hastalanıp serum yemiş birine göre fazla rahattı. "Bir şey istersen söyle." "Uyuyacağım." "Peki o zaman. İçerideyim ben." Jimin kafasını salladığında Hyeri çıkmıştı. Oflayarak gözlerini kapattı Jimin. Hiçbir şey yapası yoktu ve çözümü uyumakta buluyordu.

Uykusundan uyanmasını sağlayacak şiddette baş ağrısıyla gözlerini araladı Jimin. Yanında gördüğü bedenle kalbi heyecandan çıkacak gibi hızlandığında doğruldu yavaşça. Doğru gördüğüne emin olmak ister gibi gözlerini kırpıştırdı bir kaç defa. Jungkook, yatağının kenarına oturmuş sırtı yatak başlığına yaslıyken uyuyakalmıştı.

barista 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin