14|travel?

652 51 8
                                    

-1 hafta sonra.-

Annabel Lee.

Bir sonraki dersim edebiyattı. Neyazık ki edebiyat defterim ve kitabım dolabımda olduğu için iki kat yukarıya çıkıp dolabımdan kitaplarımı almam gerekiyordu. Şu sıralar aklım fazlasıyla annem ve Harry'de olduğu için bir çok şeyi unutuyordum, ihmal ediyordum. Mesela öğleden önceki dersimin ödevini yapmayı unutmam gibi.

Elimden bir şey gelmiyordu. Kendimi sürekli derin düşüncelerin içinde buluyordum. Bir yandan annemin geceleri geç gelmesini,erken geldiği zamanlarda ise geç saatlere kadar konuştuğu kişiyi merak ediyordum. Öte yandan Harry'e olan hislerimin değişmesi,birine karşı ilk defa bu kadar merhametli ve sevgi dolu olmam kafamı dolduran şeylerdendi. Bu durumları anlatacağım kimse de yoktu. Belki annemle olan durumu Harry'e anlatabilirdim fakat onun yanında kendimi bambaşka bir dünyaya ait hissettiğim için bu fani konu aklımdan siliniyordu. Anneme ise Harry'e olan hislerimi açıklamama gerek yoktu. O ve Anne zaten aramızda bir şeyler olduğunu düşünüyordu. Bu bir bakıma iyi bir şeydi. Yani Anne de böyle bir şey düşünüyorsa demek ki Harry de bana karşı bir şeyler hissediyordu. Gerçi son bir haftadır -okula gitmediğimiz günün ardından- ne kadar görüşemesek de kendimi bunlarla avutmaya çalışıyordum.

Son merdiven basamağından çıktıktan sonra acele etmem gerektiğini düşünerek beynim gibi hareketlerimi de yavaşlatan düşünceleri sildim ve adımlarımı hızlandırdım. Duvarlar bu gün fazlasıyla ilan barındırıyordu. Normalde onlardan bir kaç tanesi okusamda şu an hiç zamanım yoktu. Bu yüzden onları es geçerek dolabıma ulaştım ve şifresini girerek kapağını açtım.

Bir kağıt düşmüştü.

Önce etrafıma baktım ve sonrasında emin olduktan sonra yerdeki kağıdı elime aldım. Ters düşmüştü ve ben sadece bom boş bir sayfayla karşı karşıyaydım. Hızla elimdeki kağıdı düzelttikten sonra nerden tanıdığımı bilmediğim kağıdı incelemeye başladım.

İtalya gezisi.

Duvarlardaki fazlaca renklilik kendini belli etmişti işte. Okulun düzenlediği bir geziydi bu. Yeterince düşünceyle kafam doluyken bir de bu geziyi düşünemeyeceğim için kağıdı dolabıma geri koyarak almam gerekenleri aldım ve alt kattaki sınıfa ilerledim.

***

"Sayfa kırk üçteki şiiri okumanızı istiyorum. Bir sonraki ders herkese bu şiiri yorumlatacağım. Aynı zamanda bir hafta sonraki derse ise sizden bir şeyler yazmanızı istiyorum. Şiir gibi ya da bir hikayenin ana fikri de olabilir. Tercih sizin. Şimdi çıkabilirsiniz."

Beynim fazlasıyla melankolik şiirlerle dolmuştu ve emindim ki sayfa kırk üçteki şiirde bana hitap etmeyen bir şiirdi. Üstelik bir hafta sonrası için yazacak hiç bir şeyim yoktu. Ne şiir ne de bir hikaye fikri. Evet edebiyata karşı ilgim vardı fakat ben daha çok tiyatroyla ilgileniyordum ve yazmayı okumaktan daha çok seviyordum.

Derin bir nefes alarak sıramın üzerindeki kitapları kucağıma aldım ve kalktım. Şimdi ki dersim biyolojiydi. Hani Harry ile birlikte olan.

"Annabel!"

Sınıftan çıkacağım sırada duyduğum sesle birlikte olduğum yerde durdum. Miranda.

"Hey."

"Nasılsın? Derste çok dalgın görünüyordun. Sürekli sayfaları karıştırdığını fark ettim."

Maalesef derste garip düşünceler beynimi istila ettiği için dalmıştım ve sayfaları bir kaç kez karıştırmıştım.

"Sadece biraz uykusuzum. Sanırım her şey bundan kaynaklı."

No Love.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin