1.8

4.6K 248 52
                                    


   Sessiz adımlarla kulağımda kulaklıklar ile okula doğru yürüyordum. Bugün metrobüse binmek istememiştim.

Çünkü huzurlu bir yolculuk geçiremeyeceğimi biliyordum. Beynimdeki düşünceler kulaklıkta çalan şarkıya bile odaklanmamı engelliyordu.

Ne ara karışmıştı hayatım bu kadar amınakoyayım?

En son babamla salonda maç kavgası yapıyorduk.

En aksiyonlu günlerim onlardı benim.

Okyanusla dedikodu yapar, Doğukanla kız keser, Onurla muhabbet eder, Aybars ile pes atardım

Şimdi bilinmeyenden Bora'ya yazıyordum. Normalde de ara sıra yazıyordum fakat eskiye nazaran hızı bir düşüşe geçmişti yazma sıklıklarım.

Kurt ne zaman atağını gerçekleştirecek diye bekliyordum, malum son yaptığı davranış bahçede ki olay olmuştu, ve ondan sonrada okula az az uğrar olmuştu. Tabi bir de Doğukan'ın sevgilisinin kuzeni olduğunu öğrenmiştik.

Bu da daha fazla yakınımızda olacağı anlamına geliyordu.

Tedirgin oluyordum ister istemez. Aklıma o masum çocuğu dövüşü geliyordu, sinirleniyordum kendi kendime.

Okula varmama az kalmıştı.Onur beni arabası ile götürmek istemişti fakat ben yürümek istemiştim.

Onurun dün ki yaptığına hâla anlam verememiştim. Geldiğinde söylediğimde ise "Ya görmemiştim abi, keşke hemen söyleseydin gitmezdim" falan deyip geçiştirdi.

Hem kafamı toparlayacaktım, hem de biraz daha erken gidip o 1 haftadır ertelediğim o işi yapacaktım.

Birde bugün maçımız vardı ve erkenden gittiğim için vakit kalırsa ona ısınacaktım. Fakat ilk işim o fotoğrafları kimin verdiğini öğrenmekti.

İtiraf sayfasının Adminini Aybars sayesinde bulmuştum. Şimdi ise o fotoğrafı ona kimin yolladığını öğrenecektim.

Kısacası bugün büyük kavga vardı.

O fotoğrafları öğrendiğim an Aybarstan admini bulmasını ve onları sildirmesini istemiştim. Okulun büyük bir çoğunluğu görse bile yalan haber olduğunu kısa süre içinde herkese inandırmıştım.

Aileme duyurmadan başarmıştım.

Ve bir karar vermiştim.

Artık sosyal medya açacaktım kendime.

Okulda her ne kadar aktif olsamda sıkılmıştım etrafımdakiler stlak stalk gezerken sap gibi oturmaktan.

Okulun aşağısındaki ara sokaktan gidiyordum daha hızlı olabilmek için. Pek insan olmazdı bu saatlerde burada. Ve tahmin ettiğim gibi olmuştu, hiç insan yoktu.

Derken ilerden bir insan sürüsünün geldiğini fark ettim. Benim yaşıtlarımda iri yarı yaklaşık 6-7 tane oğlan bana doğru geliyordu. Hepsinin gözleri üzerimdeydi.

Sanırım korkmalıydım, fakat hiçbir şey hissedemiyordum. Eğer gay olduğum öğrenilirse her gün böyle şeylerle karşılaşacağım aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum.

Aramızda 3 metre falan kalmıştı ve ben hala yürüyordum.

En sonunda dibime geldiklerinde durdular, bende durdum.

İlk önce en öndeki karnıma bir tekme savurdu. Aniden gelen tekme ile bir anlık şaşkınlık yaşayıp sendeledim. 

N'OLUYO LAN!

En sonunda kendime gelip bende yüzüne bir yumruk savurduğumda sendeledi ve geriye düştü.

Hemen ardından arkasındaki diğerlerine nazaran çelimsiz bir oğlan hızlı adımlarla arkama dolanırken onun sağındaki oğlan boğazıma atıldı.

Ondan sağa doğru kaçarken arkamdaki diz kapağımın arkasına tekme atınca dizlerimin üstüne doğru yere düştüm. Ani acıyla bağırdım;

-Siz busunuz işte göt delikleri, anca 7'ye 1 saldırırsınız sizi gönderen h- hangi pezevenkse ona söyleyin yiyorsa teke tek çıksın k- karşıma!, dememle ağzıma yumruk yemem aynı anda olmuştu.

Ayağa kalkmaya çalışıyordum fakat başım feci dönüyordu. Bu kadar çabuk pes edemezdim.

Ama hepsi aynı anda saldırıyordu şerefsizler.

Görebildiğim kadarıyla yerde yatarken yüzüme doğru savrulan bir tekmeyi zorla da olsa elimle ayak bileğinden tutup asılıp yere düşmesini sağlamıştım.

Yerde bulduğum büyük bir taşı da yukarıya doğru rastgele savurduğumda çıkan acı çığlık sesiyle amacıma ulaştığımı anlamıştım.

Yüzümde sadist bir sırıtma belirdiğinde aniden gelen enerji ile birden ayağa kalmıştım. Bir ani hareketten dolayı karnıma bir acı saplanmıştı, fakat ayakta durmak zorundaydım.

Hemen önümde duran ve bana yumruk atmak için hazırlanan çocuğun karnına kalkar kalkmaz bir tekme atıp, sağ taraftan gelen yumruğu, yumruğu atan kişinin kolunu ters çevirip aşağıya doğru çekerek yere düşmesini sağladım.

Yere düştükten sonra arkamda duran üstüme saldıracağını anladığım o çelimsiz çocuğu bir anda ters kafa atarak yere düşürdüm. Düştüğü an bacağından tutarak az önce yere serdiğim oğlanın üstüne doğru sürükledim.

3 tane oğlan aynı anda üstüme doğru gelirken birinin suratına tekme attım, ama bunu bekliyor gibi bacağımdan tutarak beni geriye doğru fırlattığında kafamı çok sert bir şekilde betona çarptığımda bir anlığına gözüm karardı.

Bayıldığımı sanarken kahkaha sesleri duyunca bayılmadığımı anladım. Ama acıdan dolayı yerde kıvranmaya devam ediyordum.

Az sonra yere serdiklerim de kalkmaya başlayacakları için kendime gelmem gerektiğini biliyordum.

Fakat bacaklarımın tutmadığını hissediyordum. Kalkamıyordum.

Aklıma cebimde taşıdığım çakım gelmişti. Dibime kadar gelip karnıma doğru tekmeye atmaya başladıklarında baygın olduğumu sanıyorlardı.

Az sonra ağzımdan kan geliyordu ve bilincimi kaybediyordum. Elimi zorla cebime götürüp yavaşça çakımı çıkardım.

Çıkarır çıkarmaz daha fazla vakit kaybetmeden çakımı birinin bacağına doğru savurdum bağırıp yere düştüğünde diğerleri de ne olduğunu şaşırıp tekmelemeyi kesmişlerdi.

Onların bu ani saşkınlığından yararlanarak yerimden biraz doğrulup ikisininde aynı anda bacaklarına kesik atmıştım. Onlarda yere düşerken çakımı cebime koyup yavaş yavaş kalkmaya çalışıyordum.

Her adım attığımda başım dönerken çantama ilerlemeye çalışıyordum. Onları arkamda bırakmıştım. Gözüm karardığında sendeleyip kenarlardaki duvarlara tutundum.

Tam çantama eğilmiştim ki sırtımda hissettiğim derim acı ve sıcaklık ile acı içinde bağırarak yüz üstü yere düştüm.

Bıçaklandığımı anlamıştım.

Ama ölemezdim, hayır. Burada bu dakikada daha hayallerimi gerçekleştiremeden ölemezdim.

Bora ile çocuk yapmadan, Okyanusu evlendirmeden ölemezdim.

Ailemle o hep hayal ettiğim büyük Avusturalya tatiline gitmeden ölemezdim.

İstediğim Tıp fakültesini kazanamadan ölemezdim.

Yetimhane açmadan ölemezdim ben.

Hayallerim vardı benim.

Ölmek için gençtim değil mi?

Gözüm karardığında direnmekten vazgeçtim. Kendimi belki de sonsuz olan o derin karanlığa doğru bıraktım.

************************************

600 olmanın şerefine bölüm yayınladım 🎉

Böyle bir bölüm oldu

Üzgünüm

Diğer bölüm Mert'in gerçeklerini öğreneceksiniz

Hazırmısınız?

Siz Tek Ben Hepiniz | texting | boyxboy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin