2.1

3.9K 213 161
                                    


Odadan giren Bora'ya bakıyordum büyülenmiş bir şekilde. Gelmişti. Bana gelmişi o.

Benim Bora'm bana gelmişti.

Gelmişti ulan gelmişti.

Yavaş adımlarla yanıma yanaştı. Yastığımın hemen yanına oturdu. Dibime.

Benimle hiçbir şekilde temas kurmayan sevdiğim dibimde duruyordu. Büyülenmiş bir şekilde ona bakarken o da tam gözlerimin içine bakıyordu.

Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum. Ama Bora bakışlarını benden indirip yere bakmaya başlamıştı. Ben ise hâla ona bakıyordum.

Ona bakmaya doyamazdı insan.

Bakmayanlar uzaylıydı bence.

Duvardaki dijital saate çevirdim gözlerimi.

22:24

Yaklaşık 20 dakikadır buradaydı. Ve ağzını hiç açmamıştı.

Tam yüzünü tekrar bana doğru döndüğünde aniden yerimde doğruldum. Yüzlerimiz dip dibeydi ve kalbim çok hızlı atıyordu.

Kesik kesik nefesler alıyordum heyecandan. Feci bir sıcak basmıştı. Ama ne o geri çekiliyordu ne de ben. Telefonda mesajlaştığım Bora, bu Bora değildi sanki.

Çok yumuşak bakıyordu. Ama gözlerinden ne düşündüğü anlaşılmıyordu. Dudaklarına indirdim bakışlarımı. O ise hâla gözlerime bakıyordu. Zorlanıyormuş gibi bir hali vardı.

Hayatım boyunca beklediğim şeyi yapacaktım. Hayallerimi süsleyen o anı gerçekleştirecektim. Sonucunu düşünmek istemiyordu beynim. Sadece yapmak için yanıp tutuşuyordu vücudum.

Sonra yaptım.

Dudaklarımı Bora'nın yumuşacık dudakları üstüne kapattım. Ne onun dudakları hareket ediyordu, ne benim.

Duruyorlardı sadece.

Geri çekilmemişti Bora. Ama nefesi kesik kesik geliyordu. Zorlanıyordu, belkide tiksiniyordu. Benden tiksinmesi düşüncesiyle bir an çok az geri çekildim.

Ama yapamadım. Ondan ayrılma düşüncesi engelledi beni. Yıllar sonra o dudaklara sahip olmuşken, bir daha bırakmak istemedi dudaklarım onun dudaklarını.

Tekrar birleştirdim dudaklarımızı. Boraya baktığımda kapatmıştı gözlerini. Göz kapakları titriyordu. Geri çekilmemesinden cesaret aldım.

Dudaklarımı onun dudakları üstünde yavaş hareketlere oynatmaya başladım. İnanılmaz bir histi.

Onun dudaklarında yaşayabilirmiş gibi hissediyordum. Hiç ayrılmak istemiyordum.

Kendimden geçiyordum.

Durduramıyordum kendimi. O ise hala duruyordu hareketsiz. Ama iğrenseydi uzaklaşırdı benden değil mi?

Döverdi bile belki hatta.

İçimde oluşan hisleri dizginleyemedim. Elimi yavaşça tişörtünden içeri sokmaya başladım.

Allah'ım inanamıyordum. Karın kasları ellerimin altındaydı resmen.

Pürüssüz cildine dokunuyordum yavaş hareketlerle. Kasılmıştı bedeni. Nefes almıyordu.

Ellerimi yavaşça aşağıya doğru indirmeye başladım. Pantolonunun düğmesinde durdum.

Kendimden geçmiş bir halde ilerliyordum.

Tam düğmeyi açacaktım ki kalktı bir hışımla.

-N'apıyorsun lan sen!, kim söyledi sana bana dokunabileceğini pis herif! Ne sanıyorsun lan sen kendini. Ben senin gibi İBNE değilim Mert Özer! Yaklaşma lan bana bir daha ibne, mesaj bile atma!,

dedi. Eline telefonunu alıp bir şeyler yapmaya başladı. Ben ise hareketsiz bir şekilde onu izliyordum. Dikiliyordu kapının önünde.

-Engelledim her yerden. İstesen de mesaj atamazsın zaten, dedi ve arkasını döndü.

Tam kapıdan çıkarken durdu. Arkası dönük bir şekilde;

-Dua et yaralısın, yoksa çoktan elimde kalmıştın, dedi. Ve çıktı gitti.

Yanağımdaki ıslaklık ile fark ettim ağladığımı. Farkında bile değildim. İçimdeki o son umut da yok olmuştu.

Bir anlığına Bora'nın beni sevebileceğini düşünmüştüm, lanet ettim.

Ama ona değil kendi salaklığıma lanet ettim. Tamamen kaybetmiştim onu.

Madem bu kadar tiksiniyordu benden. Neden dudaklarımdan ayrılmamıştı. Anın şokudur diye geçirdim içimden.

İbne.

İbne demişti bana değil mi. Haklıydı. İbneydim ben. İğrenç bir ibneydim.

Ağlamam sayıklamaya dönmüştü. Kendi kendime sayıklamaya başlamıştım deli gibi.

-İbne.

-İbne.

-İbne.

-İbne.

Sayıklarken annem girdi odama.

-Oğlum ne bu halin, n'oldu sana! Neden ağlıyorsun!, dedi.

Cevap veremedim. Anne ben bir ibneyim diyemedim. Beni böyle kabul eder misin diyemedim.

Hem ibne, hem de korkaktım ben.

-Mert yaran kanıyor! Hemen doktor bulacağım bekle beni burada, dedi, gitti.

Tekrar yalnız kaldım odada.

Bora.

Yine tek kelimesi ile öldürmüştü beni. Fiilen yaşıyordum.

Ama dakikalar önce içimdeki umutlu Mert ölmüştü.

«••»

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Orospu Bora diyenler el kaldırsın.

Ama abi oda haklı diyenler el kaldırsın.

Hadi ben kaçtım :*

Siz Tek Ben Hepiniz | texting | boyxboy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin