3. Bölüm : Güven, Oyun
Hazan bilgisayar başında uyukluyordu, yazmayı kesip kahvesini tazelemek için kalktı. Tazeleyip yeninden oturdu ve kahvesini yudumladı. Parmakları tuşları yeniden buldu.
'O günün ardından bir gün geçmiş sabah uyanmış ekmek almak için yeniden çıkmıştım. İlerlerken köşede duran bir kadının çantası çalındı ve çalan kişi bana doğru koşmaya başladı. Siyah ceketinin şapkasını yüzünü yarılayacak bir duruma getirmiş açılmaması içinde eliyle tutuyordu, kadın çığlıklar içerisinde 'polis' diye bağırırken çalan kişi yanımdan geçiyordu, gözleri yemyeşildi. Ben neden duruyorsam koştum peşinden, yakalayana dek koştum en son nefesim kesiliyordu, durdum. Ellerimi diz kapağımın üzerine koyup hafif yere eğildim ve soluklanıyordum. O sırada çantayı çalan kişi önümde belirdi, şapkayı geriye atıp yüzünü gösterdi. Bu Yağız idi. Dudaklarım baya aralanmış bir şekilde gözlerim pörtlemiş ona bakıyordum.
''Sen... ''
''Beni polise verecek misin?''
''Bunu niye yapasın ki zenginsin zaten.''
''Sorumun cevabını alamadım.''
''Vereceğim elbette.'''
''Vermeyeceksin.''
Bir adım yaklaştım, ellerimi belime yerleştirdim başımı biraz daha geriye yatırıp göz hizamı düzelttim. Pisliğin boyu benden uzundu tabii.
''Kendine bu kadar çok güvenme, vereceğim.''
''Arkadaşımsın sen vermeyeceksin.''
''iki günden arkadaş olunmaz bir kere. Bu nedenle hemen polisi arıyorum.''
Telefonumu çıkardım tam tuşluyordum elimden çekip aldı. Üstelik havaya kaldırdı, zıplayıp almaya çalıştım olmadı tabii. Kaşlarımı çatıp dudaklarımı ısırdım.
''Ayaklarım yok mu gider karakola öyle şikayet ederim.''
Arkamı döndüğüm sıra o kadın belirdi karşımda, gülerek bana bakıyordu. Elini uzattı.
''Merhaba! Ben Ece Egemen.''
Alık bir şekilde ona bakarken Yağız Ece'nin yanına geçti. Ece'nin elini sıkıp ''Hazan.'' Dedim. Yağız'a bakıp kaşlarını kaldırdı ve dişlerini birbirine bastırıp güldü.
''Bu kardeşim Ece. Sana ikimiz ufak bir güven testi yapıyorduk. Benim fikrimdi. 2. Kural : Güven. Sana güvendim fakat sen beklediğim şeyi yapmadın. Olsun, yine de geçtin testi. ''
Yağız'ı kolundan tuttuğum gibi kenara çektim, sinirlenmiştim.
''Şaka mısın LAN SEN!''
Sesim bir anda yükselmişti kendiliğinden. O ise pişkin bir şekilde gülüyordu karşımda.
''Sen kızınca çok tatlı oluyormuşsun A-R-K-A-D-A-Ş-I-M. ''
''Yağız!! Arkadaşım, canım arkadaşım kaşınıyorsun...''
''Yalnız 'canım' kelimesinde büyük bir anlam yatar. Can-Anım. Bu sözcüğe geçtiğimize göre benimle çıkar mısın?''
''Siktir deli!''
''ABİ BÖLMEK İSTEMEM AMA SİNAN ÇAĞIRIYOR YANINA GİTMEM LAZIM, HAZAN TANIŞTIĞIMA MEMNUN OLDUM!''
Deyip kız kardeşi gitti, Yağız da fark ettirmeden bana bir adım yaklaşmıştı.
''Küfür de o güzel ağzına hiç mi yakışmaz?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Öykümüz
Fiksi PenggemarBir genç kadın yazar düşünün (Hazan); yaşadığı aşk öyküsünü hikayeye çeviren. Bir genç adam düşünün (Yağız) ; zengin ve yakışıklı ve hiç beklenmedik bir şekilde dünyasına, dünyadan soyutlanmış bir kadını alır.