13. Bölüm:Mektup
Ayaklanıp uzattığı eli tuttum. El sıkışıp geri çektim elimi. Oturunca bende Selim'e pis bakışlar atıp oturdum.
''Hazan lafı hiç uzatmadan sana bir şey diyeceğim.''
Bir cesaret gelmişti onu görünce ondan nefret ediyordum çünkü.
''Daha diyecekleriniz bitmedi mi? Yalanlarınız tükenmedi mi?''
Sevinç Hanım ellerini birleştirip dudaklarını birbirine bastırdı. Tedirgin duruyordu, bir o kadar da kendinden emin aslında.
''Sana yalan söyledik.''
''Söyledik demeyin, Yağız bana yalan söylemedi ama siz, sen ve eşin olacak o adam söylediniz.''
Selim bacağıma dokunup sakin kalmamı istedi ama kalamazdım. Elimde şuan bu kadın varken diri diri sakin kalamazdım...
''Bir nedeni vardı. Ben söylemeyeyim o zaman...''
Çantasını açıp bir kağıt çıkardı.Bana uzattı, kağıda baktım sonra ona baktım. Salladı almam için, elime alıp inceledim.
''Beni affetmeni istemeyeceğim ama bil ki bilerek değildi. Sadece ailemi düşünüyordum.''
Deyip kalktı, Selim onu geçirmek için ayaklandı. Kadın gidince Selim de yanıma gelmedi, sanırım kağıtla yalnız bırakmak istedi. Yavaşça açtım. Göz gezdirdim. Yağız'ın el yazısıydı. Bu adam mükemmel yazıyordu, imrenmişliğim olmuştu.
'Sevgilim...Aşkım... Bu dünyadaki tek varlığım.... Bu hayattan arkada seni bırakıp gitmek istemezdim, seni gözyaşlarına boğmak istemezdim. Ben bu hayata ne kadar tutunmak istesem de yenik düştüm... Ben her gece seni bir kere daha görmek için dua ettim. İyileşmek için her şeyi denedim, özel hastanelerde yattım. Yurt dışına çıkmalarım her şey iyileşmenin bir bölümüydü. Ama sen hep yanlış anladın. Seni hep yanılttım. Şuan bunları yazarken keşke diyorum...Keşke söyleyebilseydim sana. Dökseydim içimdekileri... Seni üzmek istemediğim için söylememiştim ama aptallık ettim. Biliyorum arkamda koskocaman bir enkaz bıraktım. Diliyorum ki hala hayattasındır, diliyorum ki kendine zarar vermemişsindir. Hayatıma girdiğin o günü unutmuyorum, çok özeldin benim için. Arkadaşım...diye başladık....sevgilim...diye bitirdik. Ha beni hala sevdiğinden şüphem yok ama benden nefret ettiğini biliyorum. Söylememi tercih ederdin, üzülmezdin daha çok benimle olur bir çözüm arardın. İşte bunları hep son bir gün önce düşündüm yazarken... Ama çok geç.Hayatıma giren kadın, kalbimdesin... Seni bekliyor olacağım...'
Kağıda dökülen yaşlar ıslatmıştı. Kağıdı kenara koyup ellerimle yüzümü avuçladım. Neden...neden...neden demelerinim cevapları sonunda ulaşmıştı elime. Mutlu muydum? Hayır. Çünkü hala onsuzdum. Hayatıma bir lunapark gibi girdi, cenaze arabasından çıkıp gitti.... Ruhu benimle diye hissede hisse de delirdim... Çünkü ona deli gibi aşıktım... Başında söyleseydi...bunlar olmazdı.... Gerekirse onunla ölürdüm. Ama yapamadım... Çünkü... benim o sıcak kollarımın arasına girmeyi bekleyen bir miniğim vardı. Şuan onu göremiyor olsam da... Elimden alınmış olsa da... Bir minik büyüdüğüne kavuşacağı bir annesi olacaktı. Söz verildi. Onun emanetiydi. Gözlerine bir kere bakabilmiştim yavrumun... Aynı babası gibiydi... Sonra gitti... Şimdi düşündüm ki artık yaşama daha sıkı bağlanmalıyım.. Yağız'ın bana bıraktığı son mirasa sahip çıkmalıyım...
-Devam Edecek-
Not : Biliyorum hayatımdaki yazdığım en kısa bölümdü ama bir geçiş yapmam gerekirdi. Olaylar artık kavradı ve ileriye, finale doğru ilerledi. Bu nedenle bu bölüm kilit noktaydı... Diğer bölüm mükemmel geliyor, gümbür gümbür..!! Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi de belirtin... Depresyondan çıkmak üzereyim, hayatım entrikalarla doldu anasını :=)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Öykümüz
FanfictionBir genç kadın yazar düşünün (Hazan); yaşadığı aşk öyküsünü hikayeye çeviren. Bir genç adam düşünün (Yağız) ; zengin ve yakışıklı ve hiç beklenmedik bir şekilde dünyasına, dünyadan soyutlanmış bir kadını alır.