|16|

316 32 40
                                    

16. Bölüm: Büyük An...

Hastaneden çıkalı bir ay olmuştu. Selim o günden beri bana 'delirdin' deyip duruyordu. Çünkü o gün gerçekten karşımda o vardı. Ben o gözleri asla unutamazdım. Rüya da falan da değildim eminim. Peki ya neden?

Selim elindeki laptop'la koşarak yanıma geldi. Yanıma oturup bana bir şeyler anlatıyordu heyecanlı heyecanlı.

''Anlamıyorum ne bunlar? ''

Bana dönüp elini alnına koyup ofladı.

''Kızım işte senin basılan kitabının verileri. Şuan bir ay içerisinde en çok satın alınan kitap seninki oldu. Başardın. Herkes senin hayatını konuşuyor ve biraz mutlu olurlarken biraz da üzgünler... ''

Ellerimi çırptın mutlu olmuş gibi. Amacım çok satılmak değildi. Alan kişilerin kitabımda ne demek istediğimi anlamalarıydı. Yine de mutluluğumu gizleyemedim Selim'e sarılıp geri çekildikten sonra.

''Kutlayalım!''

...

Okurlar kitabı okuduktan sonra bir grup kurmuşlardı. Onun adı da 'Hazan'ın Gözyaşları'. Onlar her bir gözyaşı olarak görüyorlardı kendilerini.

K : Yağız'ın ölmediğinden şüpheleniyorum, gözyaşları!

M : Aynen bende aynı şekilde, o Sevinç denen pislik karı yaptı bir şeyler kesin...

A : Kız anlatmış her detayına kadar işte, daha ne ölmedi diyorsunuz? Biliyorsunuz ki bu hayali bir kurgu değil gerçek! Yaşanmışlık bir öykü...

K : Sen karışma ben inanıyorum ki, Yağız hala hayatta.

Ö : O zaman onu bulalım olmaz mı?

T : Harika bir fikir. Benim babam polis ondan yardım alırım.

K : Gözyaşı T, aferin. Başka yardım etmek isteyen?

Ve gruptakiler yapabileceklerini tek tek anlatıp kaybolmuşlardı sislerin içinde.

...

Hazan ve Selim dışarı çıkmışlardı uzun bir sürenin ardından. Eğlenmek içindi hem de. Geceydi... Bir bara girdiler. Selim içkileri söyledi. Kafaları bozulana dek içtiler. Sonra kendilerini müziğin ritmine verip çılgınlar gibi dans etmeye başladılar. Hazan çok uzun zamandır hiç bu kadar eğlenmiyordu. Baya eğlendiler ki gecenin 2.45 olduğuna fark edemediler. Selim en son Hazan'ı kolundan tutup dışarı çıkardı. Kapıda elleri içkili kalıplı adamlar vardı. Hazan ve Selim'e gülerek yaklaşıyorlardı. Selim yüzündeki o saçma gülücüğü kesip Hazan'ı arkasına aldı.

''Gittttt-in''

''Ne diyor bu değişik?''

Selim elinde sanki kılıç varmış gibi elini sağa sola götürüyordu değişik hareketlerle. Adamlardan biri Selim'i tutmaya çalıştı Selim ona kafa attı. Adam gerileyince diğeri Selim'e saldırdı o sırada kafa attığı adam da Selim'i dövmeye başladı. Diğer pislik gibi sırıtan adam Hazan'ı tutup öpmeye kalkışıyordu ki hiç beklenmeyen bir yerden gelen yumruk adamı daha Hazan'a yaklaşmadan kesmişti. Beklenmeyen bir yerden gelen adam silahını çıkarıp adamlara tutunca hepsi korkup kaçtı. Yerde yatan Selim'e çömeldi Hazan, onu tutup kucağına yatırdı. Bu arada dönüp ona yardım eden kişiye baktı ama yoktu. Bir gölge gibi gelip gitmişti.

...

Hastaneden sonra eve geçmişlerdi. Selim ufak kırıklıklarla atlatmıştı. Fakat Hazan'ın aklında o kahraman vardı gölgelerin ardındaki. Merak etmişti, yüzünü görmek istemişti fakat gitmişti çoktan adam. Çok kafa yormadı, Selim'i yatağına kadar gitmesine yardım etti, ışığı kapatıp tam odadan çıkacak iken Selim seslendi.

Bizim ÖykümüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin