•Bölüm 11•

130 99 39
                                    

İyi okumalar...💔

06:48
Bu ne ya? Böyle bir saat mi varmış ben ilk defa görüyorum. Alarmdan bir hayli erken kalkmamın sebebini anlamasamda sarsak adımlarla banyoya ilerleyip kısa bir duş aldım. Saçımı da elimle düzelttikten sonra parfümü alıp sıkacakken vazgeçip çantamı tek omzuma alarak odamdan çıktım. Bade Sultana bir günaydın öpücüğü verdikten sonra masaya oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Babam da masanın başındaki yerini alıp bana katıldı.

"Akşama misafirlerimiz var. Geç kalma."

"Kim gelecek?"

"Yakın bir arkadaşımla kızı."

Kafamı sallayarak onu onayladıktan sonra çantamı alarak evden çıktım. Okula vardığım gibi sınıfa çıkıp kafayı vurdum. Ne kadar uyursam uyuyayım bir türlü uykumu alamıyordum. Birisinin kolumu dürtüklemesiyle gözlerimi açtım. Tepemde dikilen Deniz kolumdan çekiştirerek beni zorla sıramdan kaldırdı.

"Noluyor kızım ya?"

"Fatih'i gözetlemeye gidiyoruz. Birinci ve ikinci tenefüs Bora'yla Aslı gözetledi. Üç ve dört de bizde. Hakan saf dışı."

"Ben üç saattir uyuyor muyum?"

"Evet, kaldırmaya çalıştık ama tık yok."

Fatih köşede arkadaşlarıyla sohbet ederken bir filmin en can alıcı noktasını izler gibi dikkat kesildik. Mimiklerini kullanarak konuşmasının yanında sürekli havaya kaldırdığı elindeki bileklik dikkatimi çekti. Deniz'i dürtüp bilekliğini gösterince kafasını sallayıp telefonunu çıkardı. Tam fotoğrafını çekti ki çocuğun yüzüne bir yandan flaş patlarken diğer yandan 'çıkırt' diye kamera sesi geldi. Fatih bu tarafa kafasını çevirirken battı balık yan gider hesabı kendimi yere attım. Baya yere attım kendimi. Şu an okulun fayansında uzanıyorum.
Plajda güneşleniyor gibi poz verirken "Nasıl? Güzel çıktı mı Deno?" diyerek resmen sıvadım. Ayağa kalkıp üstümü başımı silkerken sanki kepçe izliyor gibi beni izleyen etraftaki topluluğa aldanmadan havalı havalı yürüdüm. Artık ne kadar olduysa. Deniz de peşimden gelip kahkaha atarak "Ömer Bey size bir sorum olacak efendim. Ciddi düşünüyor musunuz? Nikah tarihi belli oldu mu?" deyince asfalyalarım daha da attı. Hızlı hızlı sınıfa çıkıp kendimi sırama attım. Çocuklar başıma toplanırken onları savıp kaldığım yerden canım uykuma devam ettim. Ta ki Elvan hocanın sesini duyana kadar. Biraz kendimi toparlayıp derse odaklanmaya çalıştım.

Son çıkış zili de çalınca derin bir oh çekerek çantamı omzuma aldım.

"Gençler birliği ben eve kaçıyorum. Akşama çocuklu misafirimiz var, ortalıkta vazo mazo varsa kaldırayım."

Hepsiyle vedalaşıp evin yolunu tuttum. Kulaklığımda yine Son Feci Bisiklet çalıyordu. Ağır aksak adımlar beni takip ediyordu tabi bide hiç peşimi bırakmayan gölgem. Yanımdan geçen topalı görünce yavaş olan adımlarımı daha da yavaşlattım. Canı yanmasın diye. Elindeki şekeri yere düşüren çocuğa ordaki marketen yenisini aldım. Ağlamasın diye. Hayat her zaman ikinci bir şans vermeyip elindekine sahip çıkmayı öğretsede bu sefer ki bendendi. Çünkü hepimizin mutlu sonlara ihtiyacı var. Hemde hiç olmadığı kadar.

Eve varınca odama çıkıp üstümü değiştirdim. Ardından akşam için hazırlık yapan Bade Sultana yardım etmeye koyuldum. Kapı çalınca babam yüzünde kocaman gülümsemeyle kapıyı açtı. Öndeki adamla dosthane bir şekilde sarıldıktan sonra adam bana doğru dönüp "Ömer? Ne kadar büyümüşsün sen. Yolda görsem tanımam." deyip sarıldı. Onlar babamla içeri geçerken bende gözlerimi yerdeki küçük kıza çevirdim. Ama umduğumu bulamadım. Kafamı kaldırıp benim şaşkın suratımı keyifle izleyen Doğa'yı görünce gözlerim olabildiğince açıldı.

Galaksinin Yıldızları •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin