•Bölüm 7•

149 141 34
                                    

İyi okumalar...🎈

"Allah boğuluyom! İtfaiyeyi arayın! Anne!"

"Lan atlas okyanusu taştı da bizim eve mi geldi!"

"Tsunami bu kesin tsunami kalk kalk!"

Üstümüzdeki örtüleri atarken ayaklarımıza dolandıkları için bir iki kere düşsekde ayağa kalkabildik. Karşımızda katıla katıla gülen kızları görünce gözümüzün önünden 404 Not Found yazısı geçti. 

"Günaydın!"

Sanki günaydın dememişler de 'Sınavın bitmesine son beş dakika kaldı.' demişler gibi geldi. Onlara ters ters bakarken kapıdan kafasını uzatan Bade Sultan "İşlem tamam mı?" deyince "Sende mi Brütüs?" deyip dolabıma yöneldim. Üniformamı çıkartıp banyoya giderken "Beyler siz maalesef donuna işemiş çocuklar gibi takılacaksınız bir süre." diye bağırmayı da ihmal etmedim. Üstümü değiştirip kahvaltılıklara hunharca saldıran bizimkilerin yanına oturdum. Güzelce karnımızı doyurduktan sonra onlar önden çıkıp evlerine gittiler. Bade Sultana masayı toplaması için yardım ederken içeri babam girdi. Masaya oturup hızlıca kahvaltı yaptı. Hatta normalden çok daha hızlı bir kahvaltı.

"Hadi, bugün seni okula ben bırakacağım."

"Gerek yok. Kendim giderim."

"Bırakayım mı demedim zaten bırakacağım dedim."

Babamla birlikte arabaya binip yola çıkarken sabah sabah oğul sevgisi nerden çıktı merak ettim.

"Navigasyona adresi gireyim istersen. İlk defa okuluma geliyorsun. Altı yıldır ilk defa beni okula bırakıyorsun. Altı yıldır ilk defa arabana biniyorum."

"Geldik. Burası dimi?"

Arabadan inip okula hızlı bir giriş yaptım.

"Oo Ömer Bey sabah şerifleriniz hayırlı olsun efendim. Bugün zat-ı şahaneniz nasıllar?"

"Bu beyhude kelamınızın tez elden bitmesine duacıyım efendim."

Bora 'ooo' larken yumruklarımızı tokuşturduk. Tören ve müdürümüzün lodos dalgası eşliğinde yaptığı konuşma bitince sınıfa dar girdik. 

"Bir konuşmayıda uzatma be adam."

"Yalnız bende ilk beş dakikadan sonrası yok. Ömerin gölgesinde oyun oynadım. Oh mis! Yaşasın uzun boylu kankalar!"

Hepimiz gülerken sınıfa hoca girince sıralarımıza geçtik. Yine okuldaki en ciddi hocanın dersiydi. Bu adam hiç mi gülmüyordu ki. Yalnız suratına bakına çok fena gülesim geliyordu. Cenaze evinde de gitsem kendimi tutamıyordum. Ya kardeşim benim suçum sanki. Ciddi ortamlarda aklıma en olmayacak şeyler geliyordu. Telefonumu sıranın altından çıkarıp gruba yazdım.

Site Sakinleri

Ömer: Lan hocanın suratına bakınca tek bana mı gülme geliyor?

Bora: Dişlerimi sıkmaktan çenem ağrıdı. Dişlerime bir şey olursa tedavi masraflarını hocaya gönderecem. Onun yüzünden olucak. Ama gerçekten yüzünden.

Hakan: Tipe bak. Sanki gökkuşağı sıçan unicorn görmüş.

Aslı: Ya da Tom Jerry yi yakalamış.

Deniz: Ya da Gargamel bütün şirinleri yakalayıp kafese hapsetmiş.

Ömer: Ya da Avni karşı komşularının peri olduğuna Suzan'ı inandırmış.

Bora: Ya da Taci'nin insan halini görmüş.

Beşimizde yaptığımız mükemel ötesi tespitlere bıyık altından gülerken hocayla göz göze gelmem yüzümdeki sırıtışı 0.5 saniyede falan sildi. Hoca hepimizde tek tek göz gezdirip "Ne sırıtıyorsunuz emoji gibi evladım? Gülünecek bir şey varsa söyleyin de hep beraber gülelim." deyince daha bir gülesim geldi. Kendimi zar zor tutup kafamı kitabın içine soktum. Ders biter bitmez gözlerimizden yaşlar gelinceye kadar güldük. 

Galaksinin Yıldızları •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin