İyi okumalar... 🍁
Bir hastane koridorunun tabanı kaç fayans alır, dakikada kaç defa sterilizasyon kokusu çekeriz ciğerlerimize, kaç saniyede bir yutkunuruz, göz kapaklarımıza ve can acımıza kaç saat direnebiliriz. Hepsini ama hepsini saydım. Çölde kaybolmuş bedeviden farkım olmayan saatlerin ardından ameliyathane kapısı açıldı. Bacaklarım işlevini unutmuşcasına debelenirken doktorun etrafını bir kalabalık sardı. Ne zamandır burda olduklarını bilmesem de herkes burdaydı.
Doktor ailesiyle odasında konuşmak istediğini söyleyip kalabalığın arasından sıyrıldı. Boynuma dolanan kollarla kendime gelip kimin olduklarını kestiremediğim kişilere sımsıkı sarıldım. Şükür edercesine sarıldım.
Hastane koridoru görüp görebileceği en samimi sarılışlara şahit olmuştu bu sefer. Acı çığlıkları içimize atıp kahkahalarla inlettik duvarları. Deniz yaşıyordu ya soluğum geri gelmişti. Bu kez de yoğun bakımın önünü istila edip beklemeye başladık. Biraz sonra koridorun başında duvarlara tutuna tutuna bize yaklaşan Deniz'in annesinin yanına koşup koluna girdim. Bana yaslanıp adım atarken hıçkırıklarını zorla bastırıyordu. Herkes pür dikkat Deniz'in annesinin ağzına bakarken o "Uyanmayabilirmiş. Uyansada yürüyemeyebilir, konuşamayabilir, göremeyebilir, duyamayabilirmiş."
Lafı biter bitmez yaradana yalvarırcasına, isyan edercesine, sorgularcasına, içi sökülürcesine bir feryat kopardı. Canı çıksa bu kadar acı çekmezdi. Anneydi o. Canı acırdı tabi. Dağlar ova, ovalar dağ olsa ayağına taş değdirmeyecek kızının korkusu vardı içinde.Boğazımdaki yumru yutkunmamı zorlaştırırken, titreyen ellerimle dönen başımı tutmaya çalıştım. Zifiri karanlık bir odaya girmişcesine gözlerimin önüne perde indi. Karardı dünyam. Bacaklarım zangır zangır titrerken içimden anahtar kelimeyi tekrarlıyordum.
"Umut, umut, umut, umut, umut..."
•••
Günler gecelere kavuştu, Mecnun Leylasına, yağmur toprağına hatta ay bile tutuldu. Ama Deniz uyanmadı. Tabiat dahi ayak uydururcasına döktü yapraklarını, sararttı otlarını. Sonbahar geldi kapıya ama hiç birimiz o son yaz gününden kopmak istemezcesine içeri almıyorduk onu.
Deniz'in annesi bir ayda on yıl yaşlanmıştı sanki. Zayıflamış, uzun saçlarını omuzlarında kestirmiş, yüzü solgunlaşmış ve bir kaç çizgi daha eklenmişti. Babasının da ondan farkı yoktu.
Biz ise... Biz yoktuk artık. Her güne gördüğümüz rüyanın en tatlı yerinde uyanırcasına uyanıyorduk. "Bugün de yaşıyoruz çok şükür." diyip yeni günü kucaklayıp bağrımıza basamıyorduk. Duaları dilimizden düşürmüyor Allah'a Deniz'imizi bize bağışlaması için yalvarıyorduk.
Her gün aramızdan birisi hastaneye gidiyor biraz izleyip geri dönüyordu. Ailemden birisi daha beni bırakıp giderse nasıl tutunurum diye düşünmek istemedikçe kötü sahneler peşimi bırakmaz olmuştu. Bir hafta boyunca gördüğüm kabuslar sonunda uyumamaya karar verdim. Diğer üç hafta gündüzleri ruhunu teslim etmiş gibi nereye çekilirsem oraya sürükleniyordum. Geceleri ise kimi zaman camın önünde sabahlıyor kimi zamansa kabuslar uğrayana kadar uyuyakalıyordum. Acının en saf halini hissetmiştim bu sefer. Annemin gidişinden ötürü yıllardır çektiğim tüm acıyı sanki bir ayda tekrar çekmiştim.
Okula ara sıra uğruyor, sorulan soruları geçiştiriyorduk. Kimsenin gerçeklerle yüzleşip olanları dillendirmeye cesareti yoktu. Beşimiz birbirimize umut oluyor, günleri atlatmaya çalışıyorduk. Birimizin bıraktığı yerde ötekimiz sarılıyordu hayata. Birimiz mumu söndürürse diğeri tekrar alevlendiriyordu. Yavaş yavaş iki ayın sonunda eski düzenimize eksik dahi olsa döndük. Hayatın kısır döngüsü yeniden içine aldı bizi. Kaya'yla eskisi gibi didişmeyi bıraktık. Doğa ile daha sık görüşür onda teselli bulur olmuştum. Dört erkeğin arasında bunalan Aslı da Doğa'yla iyi anlaşıyordu. Ona Deniz'le yaptıklarımızı anlatıyor her konuşmanın ardından ağlıyordu. Babam ise... Babam işte, ilk haftalarda Denizle ilgilensede sonraları işleriyle alakadar olmaya devam etti. Birisinin para kazanmaya devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Haklıydı da. Ara sıra hastaneye birlikte gidiyorduk hatta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaksinin Yıldızları •Tamamlandı•
Roman pour AdolescentsGalaksinin yıldızları, görevi ayak basılmamış kayıp galaksileri bulmak olan uzay taşları arasındaki beş astronotun hikayesi. Yıldız kayarken dilek tutan, gökyüzüne dilek balonu gönderen, bulutların üstündeki teyyareye seslenen ve ay dedeye şarkı sö...