Evlilik... uzun süre düşünmeyeceğim tek şeydi. Bana o kadar uzaktı ki Birini severdiniz onunlayken mutlu olurdunuz. Peki ya bu yetmez miydi? Neden sonunda evlilik vard? Düzenli bir hayat kurmak için mi? Peki kimin ne istediğini nasıl bir düzen aradığını kim nereden biliyordu?
Taehyung da nasıl bir hayat istediğimi sormamişti. Şimdi nikah masasında hayır demeyeceğimin ne garantisi vardı?
Aslında tek kurtuluş annemi de alıp kimseyi umursamadan kaçmakti. Uzağa çok uzaklara. Sahi annem hayatım için kocasını bırakıp gelir miydi? Başımın nasıl bir bela da olduğunu görse gelirdi. Hiç şüphesiz gelirdi.
Şimdi yapmam gereken bir telefon bulup annemi aramakti. Bunu da kimden yapacağımı bilmiyordum. Tabi ki yeni hizmetçi. Aşağı indiğimde mutfakta olmadığını gördüm. Çantası askilikta duruyordu. İlk defa başka birinin çantasını kurcalayacağim için rahatsız hissetsem de mecbur olduğumu biliyordum. Etrafı kolaçan ettikten sonra çantanın fermuarini çektim. İçini karıştırıp aradığımi bulduğumda yüzümde bir gülümseme oluştu. Odama çıktım Beklemeden annemin numarasını tuşladim. Birkaç defa çaldıktan sonra annemin sesi duyuldu.
"Anne benim."
"Anne ben çok zor durumdayim. Lütfen bana yardım et."
"Ne oldu kızım?"
"Anne bir adam beni kaçırdı. Söylediğim yere gelir misin? Beraber kaçalım anne. Kurtar beni.?"
"Ben ne yapabilirim ki? Belki de mutluluğu o adam da bulursun hem babanı nasıl bırakırım? Bir daha beni arama."
Dedikten sonra yüzüme kapattı. Bunları annem söylemişti. Bir annem vardı onu da kaybetmiştim. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Artık dünya benim için bu saatten itibaren durmuştu.
Jiminin Anlatımından;
"Burasi mi?"
Dediğimde başını salladı. Buraya jisoonun annesini uyarmaya gelmiştik taehyungla. Artık onu aramamalari gerektiğini söyleyecektik. Taehyung anne konusunda hassas olduğu için böyle birşey düşünmüştü. Kapıyı çaldığımızda Jisoo gibi bir kadin karşımıza dikildi.
"Merhaba sizinle biraz konuşabilir miyiz?"
Dediğimde bizi içeri davet etti. Taehyung kendini tanıtması üzerine annesinin gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Kızımı kaçıran adam sensin demek?"
"Kızınızı seviyorum. Merak etmeyin o gayet iyi. Sizinle gorusturmemenin sebebi bana alışmasını sağlamak."
"Sen ne dediğini saniyorsun! Bu kadar kolay mı?"
Kadının telefonu çalınca Taehyung konuşamadı.
"Yabancı numara?"
Dedi hemen elinde ki telefonu aldığımda bu defa benim gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bunu Taehyunga söylemeli miydim?
"Taehyung bu yeni hizmetçinin numarası."
"Hoparlöre ver."
Dediğinde telefonu açıp hoparlöre verdim. Biraz sonra ince bir ses duyuldu ama bu hizmetçi değildi.
"Anne benim."
Taehyung anında çıkardığı silahi kadinin kocasinin kafasına dayadı. Ne yapacağını az çok tahmin edebiliyordum.
"Anne ben çok zor durumdayim lütfen bana yardım et."
"Ne oldu kızım?"
"Anne bir adam beni kaçırdı. Söylediğim yere gelir misin? Beraber kaçalım anne. kurtar beni.''
Taehyung sinirle silahı adamın kafasına bastırmaya başladı.
"Şimdi aynen dediklerimi söyle yoksa bu mal herif ölür."
Kadın korkudan başını salladı. Kocasını kaybetmek istemeyebilirdi ama öz kızını kaybetmeye razı gelmişti.
"Ben ne yapabilirim ki? Belki de mutluluğu o adamda bulursun. Hem babanı nasıl bırakırım? Bir daha beni arama."
Taehyungun söylediklerini tekrarladıktan sonra jisoo'ya konuşma hakkını vermeden telefonu yüzüne kapattı.
"Şimdi gidin evimden ve bir daha gelmeyin."
"Kadınların basit olmadığını jisoodan öğrenmiştim. Sen ise bana yalnızca bazı kadınların basit olmadığını öğrettin."
Dedi. kahkaha patlatmak istesem de Taehyungun bana patlatmasini istemediğim için sustum. Evden çıktığımızda Taehyung yakamdan tuttu.
"Lan o hizmetçi arkamdan ne işler çeviriyor? Nasıl telefonu jisoo'ya verir?"
"Kardeşim belli ki Jisoo telefonu yürütmüş."
"Yani hizmetçi ortalıkta unutunca jisooda haklı olarak aramıştır."
Sözümü bitirdiğimde suratıma yumruk yemeyi beklemiyordum. Ama niye yumruk!
"Önce Jisoo, sonra o hizmetçi ve sırada sen üçünüzü de birbirinize çarpacağim."
"Bence jisoodan hesap sorma. Yoksa senin yaptırdığını anlar. Ve annesini aramaktan vazgeçmez."
"Sağol demeden gidip hesab soracaktım zaten. Ayrıca o hizmetçinin numarasını neden ezberledin."
"Numaraları kolay ezberlediğimi bilirsin."
Jisoonun Anlatımından;
Taehyung eve geldiğinden beri yüzüne bakmamiştim. Onun yüzünden annem benden vazgeçmişti. Benim hayatım diye birşey yoktu. Herkesi kaybettim. Niye? Bana aşık olduğunu iddia eden bir adam için. Sevgiyi gram hak etmeyen biri için.
"Kızım bana küs mü?"
İğrenç sesini duyduğumda gözlerimi devirdim.
"Bu tavırların bana sökmüyor ne yazık ki?"
"Seni tinlayan kim acaba?"
"Jisoo çok oluyorsun."
"Ne yaparsın? Yoksa beni kadının yapmakla mi tehtit edersin? Yap onu da yap!"
"Sana zarar vermeyeceğimi sanıyorsun değil mi? Evet haklısın sana zarar vermem. Lakin sözümden çıkmadığın sürece. Aksi halde canını gözümü kırpmadan yakarım."
"Beni korkutmuyorsun artık. Sen benim elimden tüm sevdiklerimi aldın. Bunun yanında fiziksel acı hiç kalır."
"Bu odadan asla çıkıp gözüme görünmeyeceksin yoksa bedeli çok ağir olur he bu arada iki gün sonra evleniyoruz."
Diyip odadan çıktı. Yataktan kalktığım gibi banyoya girdim. Kapının üzerinde anahtar olmamasına lanet etsemde bütün gün aklımda kurduğumu gerçekleştirmem için bir engel olmadığını biliyordum. Önceden kırdığım aynanın bir parçasını dolaptan çıkarırken herşeyi boş verdim.
Bilek kesmeyi sıradan bir intihar biçimi olarak düşünebilirdiniz; ama sanırım en az acıtan yol bu olur.
Sağ bileğime dayadığım cam parçasını bir saniye bile düşünmeden bastirdim. Bir süre sonra hızlanan kan başımı döndürmüş ve modemi bulandirmişti. Gözlerim kararırken sol elimle lavaboya dayandım. Elim lavabonun üzerinde ki su şişesine çarpmış ve tıpkı kalbim gibi binbir parçaya bölünmesini sağlamıştı.
Vote&ve yorumlarınızı bekliyorum canlarim..❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Tне Sтгugglе Of Lоvе• (Vsoo)
FanfictionYüreği küçük olan adamın kadına olan büyük sevgisi. Hiç vazgeçmeyen bir adamın mücadelesi.. Aşk mı? "Kaybetmekten korkanlar değil, Mücadeleci olanlar kazanırlar. Ama ben korkuyorum çünkü aşk mücadelesi değil, mücadele aşkı içindeyim." (Taehyung'un...