Yorumlarinizi ve votelerinizi esirgemeyin..
Keyifli okumalar.. 💙
Nefesi kulağımın dibindeyken, arkamda duran bedeninden bir kez daha nefret ettim. Silah üzerinde birleşmiş ellerimize baktıkça akan gözyaşlarıma engel olamıyordum.
"Benimle yanmaya var mısın Jisoo?"
Beni günahını alet edecekti. Belki de dediği gibi cennet ve cehennem bizi ayirmayacakti. Birazdan bu günahın en büyük sebebi olacak ve cehennem ateşi yerine Taehyung'un ateşiyle küle dönecektim.
Göbeğimin üzerinde duran elini belime koydu. Karşı çıkacak hatta konuşacak dahi gücüm yoktu. Birini öldürmek katil konumunda olmak beni bitirirdi.
"Güçlü olmaktan başka bir seçeneğin olmayana kadar ne kadar güçlü olduğunu bilemezsin demiş Bob Marley."
Elimde ki silahı beline yerleştirirken beni kendine doğru çevirdi. Gözlerimin içine baktığı birkaç saniye ardından konuşmaya başladı.
"Güçsüzsün Jisoo her zamanki gibi."
Benimle konuşması bitmiş üvey babama yönelmişti.
"Şimdi seni serbest bırakıyorum. Bir daha yakinimda dolaştığını görürsem her şey bu kadar basit olmaz!"
Onu cezasız bıraktığına şaşırmıştım. Oysa az önce bana oldurtecekti. Üzerime doğru yürüyüp kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla daha da kendime geldim.
Soğuk..
Oldum olası soğuğu severdim. Kışı çok severdim. Kar topu oynamak için değil yolda yürürken kar tanelerinin yüzüme çarpması için severdim.
Sanki soğuk beni gerçeklerle yuzlestiriyordu. Mesela şu an bir daha özgürce dolaştığım sokakların olmayacağını saçlarımda eriyen muhteşem kar tanelerini hissedecemeyecegimi biliyorum. Belki de artık kıştan nefret etmeliyim.
Odaya girdiğimiz gibi defalarca kez yaşadığımız tartışmanın içinde buldum kendimi.
"Canımı o kadar yakıyorsun ki. Kalbimin eridiğini hissedebiliyorum."
Böyle bir cümle kurmami sağlayan neydi bilmiyorum. Sadece gerçekten eridiğimi hissediyordum. Acım gün geçtikçe büyüyor katlanacak gücüm kalmıyordu.
"Benim de senden geri kalır yanım yok."
Derken üzerinde ki kazağı çıkardı. Odanın herhangi bir köşesine firlatirken beyaz bir tişört çıkardı. Giyinmesine yardım etmedim. Çünkü ona iyilikle yaklasabilecegim hiçbir sebebim yoktu.
Şu sıralar sadece kırılan bir kalbin sesini duymak istiyordum. Kalbim öylesine yerle yeksan oluyordu ki belki de bu Allah'ın bir lutfuydu. Çünkü bir kere kırılma sesi duyulsa beni sağır edecek yükseklikte olduğunu biliyordum.
"Seni sevmeme izin ver taehyung."
Bunu yapmak zorundaydım. Acı çekmek istemiyordum. Artık mutlu olmak ve gün yüzü görmek istiyordum. Elimde tek bir seçenek bile yoktu. Sadece zorundaydım işte. Geçen günlerim ardindan yas tutmak yerine bir şekilde ona alışıp hayatımı surdurmeliydim.
"Beni oduğum gibi sevmene izin vermiştim zaten."
Dediğinde kucağımda ki ellerimle oynadım. Olduğu gibi sevemiyordum. Bunu yapmak istesem de olmuyordu. Defalarca kez dediğim gibi o kötü biriydi.
"Beni değiştirmeye çalışmaktan vazgeç. Beni seni nasıl olduğun gibi kabullendiysem, sen de bunu yap. Hem söylesene istediğin gibi biri olursam beni sevecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Tне Sтгugglе Of Lоvе• (Vsoo)
FanficYüreği küçük olan adamın kadına olan büyük sevgisi. Hiç vazgeçmeyen bir adamın mücadelesi.. Aşk mı? "Kaybetmekten korkanlar değil, Mücadeleci olanlar kazanırlar. Ama ben korkuyorum çünkü aşk mücadelesi değil, mücadele aşkı içindeyim." (Taehyung'un...