{23}

519 70 70
                                    

Nerede benim satır arası yorumlarım???

İlk defa ayak bastığım topraklar bana o kadar yabancıydı ki… binlerce ölü arasında tek başınaydım. Etrafim mezarlıklarla doluydu.

Arıyordum…

Yalnızca onun mezarını arıyordum.

Mezarların arasında gezinirken gördüğüm isimle kalbim tekledi.

Kim taehyung…

Bu bir zamanlar asla ellerinden kurtulamayacağını düşündüğüm adamın yeriydi. Peki beni buraya sürükleyen neydi? Dirisinden deli gibi kactigim adamın ölüsünden ne istiyordum?

Toprağından bile korkuyordum. Sanki bir kere dokunduğumu hissederse mezar ikiye bölünecek ve içinden çıkacaktı. Yine kolumdan sürükleyerek beni kendine mahkum edecekti. Arkamdan duyduğum sesler buradan kaçmam gerektiğini söylüyordu. Şu an bütün ağaçlar dallarını bana doğru uzatmış ve konuşuyorlardı.

“Sen katilsin. Senin yüzünden öldü!”

Kulaklarım söylenenleri birer uğultu gibi algilarken rüzgar nefesimi kesti. Ellerimle kulaklarimi kapatıp bağırdım.

“Ben bir şey yapmadım!”

🐼🐼🐼

Gözlerimi aniden açtığımda panikle etrafima bakindim. Ne mezardaydim ne de konuşan ağaç vardı. Beyaz duvarları görünce hastanede olduğumu anladim.

İki gündür buralarda surunuyordum. En son Taehyung'un kalbinin durduğunu söylemişti doktor. Kurşun kalbinin yakınlarına gelmiş ve durumu ağırdı. Kalbinin durması da bir dakika sürmüştü. Sonra bir şekilde hayata geri donebilmisti. Doktor onu hayata döndüren güçlü sebepler olduğunu söylediğinde bütün gözler bana dönmüştü. Fakat her şeye rağmen iki gündür derin bir uykudaydi. Ne zaman uyanacagiysa bilinmiyordu.

Bunun dışında Jimin, kameralardan üvey babamın vurduğunu öğrenmişti. Dünden beri babam elindeydi ve nerede tuttuğunu jungkook bile söylememişti. Onunla konuşmalı ve babamı adalete teslim etmesini istemeliydim. Uzandigim yataktan kalktığım gibi kendimi odanın dışında buldum. Suzy ve jungkook bir şeyler konuşurken Jimin onlardan uzak bir köşede takılıyordu. Yanına gittiğimde kimse beni fark etmedi.

“Biraz konuşabilir miyiz?”

Dediğimde yeni fark etmiş gibi bakışlarını bana yöneltti. Hiçbir tepki vermediğinde yanına iliştim.

“Taehyung uyanmadan önce o adamı polise vermemiz gerek. Yoksa onu öldürür.”

Derken bir bacağını diğerinin üstüne attı. Oturuşu daha da lakayıtlaşırken, göz ucuyla bana baktı.

“Taehyung'un uyanacağını anlamış olmana sevindim.”

Gözlerimi devirip ben de bir bacağımı diğerinin üstüne attım. Göz ucuyla bana baktığını hissetsem de oturusumdan taviz vermedim.

“Öleceğini hiçbir zaman söylemedim.”

Dediğimde bir şey söylemedi. Fakat birkaç saniye sonra cevabı yüzüme yapıştırdı.

“Diledin.”

“Sen ne demek istiyorsun! Gerçekten kötü biri olduğumu mu düşünüyorsun? Eğer öyleyse aynaya bak. Çünkü hiç kimse sizden daha kötü olamaz!”

Ayağa kalkıp çıktığım odaya girdim. Sanki herkes taehyung'u ben vurmuşum gibi davranıyordu. Suzy ve jungkook'un da üvey babamın vurduğunu öğrendiğinden beri tavırları değişmişti. Bu Taehyung'un beni ilk kaçırdığı zamanlar da söylediği bir sözü aklıma getirtmisti. Jin'i dövdürürken bana 'bazen yaptığımız hataların bedelini başkaları öder.’ demişti. Bazen sözleri o kadar yerine oturuyordu ki ben onları sonradan anlıyordum. Babamın yaptığı hatanın bedelini ben ödüyordum.

•Tне Sтгugglе Of Lоvе• (Vsoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin