{15}

609 100 52
                                        

Evet bölümü erken attım ama yorum sayısı 50yi geçtiği için. Yoksa asla atmazdim değer verdiğim bir kız kitabımı aşırı beğendiği için ve en çok yorumu o attığı için yeni bölüm attım isterseniz yorumlara bakabilirsiniz görürsünüz zaten. Bölümleri de 5gün içerisinde atmayı  düşünüyorum artik. Okunma sayısı kadar vote ve yorum gelmemesi beni çok üzüyor. Buradan hayalet okuyuculara sesleniyorum; Neden birkaç defa parmak oynatmak bu kadar zor geliyor? Benim istediğim sadece emeğe saygi. Bunu yapmayacaksaniz kitabımı okumayin.

Jungkookun telefonundan Lisa'yı arayıp buluşacağımız yerin adresini vermiştim. On beş dakika olmuş ve hala gelmemişti. Bu kız bir yerlere geç kalma huyunu hiç değiştirememişti.

Sonunda görüş açımıza girdiğinde kollarını açarak bana doğru ilerledi. Tam sarılacağı sırada ittirdim. Bana şaşkınlıkla baktığı süre içerisinde suratına tokadı geçirdim. Bu beni rahatlatsa da içten içe üzülmüyor değildim. Bir süre yanağını tutup gözlerini bana çevirdi.

“Sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Jin'i öptün. Onu sevdiğimi bildiğin halde bana bunu nasıl yaptın!”

Diye bağırırken lisanın şaşkınlıktan gözleri büyüdü. Bunu öğrenmeyeceğimi mi sanıyordu?

“Ben öyle bir şey yapmadım Jisoo.”

“Bana yalan söylemeyi bırak!”

Lisa'yı taniyamiyordum resmen. En güvendiğimiz insanın bize böyle alçakça ihanet etmesi rezillikti ve olanın bize olması daha da berbatti. Başkaları yerine ise utanmam acinasiydi.

“Yalan söylemiyorum. O gün onu yol da gördüğümde, kanlar içindeydi. Yardım etmeye çalıştım. İyi niyetimi yanlış anlayıp, beni öptü. Bir suçum yok Jisoo. Sana asla ihanet etmedim.”

Derken söylediklerinin gerçeklik payını düşünüyordum. O gün lisanın onu götürdüğünü hatırladım. Ama içim bir türlü rahat değildi. Bir kere kırılmıştı güvenim. Belki de Lisa yalan söylemeye devam ediyordu. Aklım o kadar karışıktı ki ne diyeceğimi bilemiyordum.

“Bana inan Jisoo. Sana hiç yalan söylemedim.”

Konuşmakta güçlük çekiyordu. Ona sarılmak istesemde kendimi durdurdum.

“Ben artık neye inanacağimi şaşırdım.”

Deyip bir şey söylemesine izin vermeden arabaya yöneldim. Jungkookun yan koltuğuna otururken arabayı çalıştırdı. Lisayla attığım tokat yumru gibi boğazıma oturmuştu.

“Yalnız kıza fena patlattın.”

“Kapat çeneni.”

Arkama yaslanirken jungkookun siritmasini umursamamaya çalıştım. Yolculuğumuz sessiz geçerken Taehyungun eve gelmemiş olmasını diledim. Fakat o kadar şanslı bir kızdım ki arka bahçeden girecegimiz sırada Taehyung bir o yana bir bu yana volta atıyordu.

“Şimdi bittik.”

Diyen Jungkook'a verdiği güzel morelden dolayı teşekkür ettim. Taehyung bütün korumaları karşısına almış, saydiriyordu. Arkasını döndüğü gibi beni fark etti. Titrememenin sebebi kesinlikle soğuk değildi. Ecelim bana doğru yaklaşırken korkum gün yüzüne çıkmıştı geri geri gidip Jungkook'a baktım.

“Canını kurtar.”

Dedikten sonra koşturarak eve adimladim. Şükürler olsun ki kapı aralikti ben içeriye kaçarken jungkook çoktan bahçeden kaçmıştı. Odaya girdiğim gibi kapıyı üzerime kitledim. Burada ne kadar güvende olmasam da zaman kazanmaya çalışıyordum. Acaba kendimi klozete atıp sifonu üzerime mi çekseydim? :D Hiç şüphesiz taehyungun yapacaklarindan daha iyi bir yoldu. Ve ya balkondan mi atlasaydim? Ben bunları düşünürken kapı kolu zorlanmaya başlamıştı bile.

•Tне Sтгugglе Of Lоvе• (Vsoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin