{12}

792 78 41
                                    

Ölümle-Yaşam arasında ki ince çizgi sözünü hep duymuşumdur. Fakat o anı yaşamayı bile hayal edemezdim. Sonra ne mi oldu?

Yaşadım..

Hep bir gün başıma birşey gelse ve hastaneye düşsem kaç kişi başımda olur diye düşünürdüm. Annem ve bütün sınıfın olacağını bilirdim. Şimdiyse gözlerimi aralamaya çalışırken yalnızca yanımda taehyungu görmüştüm. Yaşadıklarım beynime istila edince gözlerim bileğime takıldı. Beyaz bir bandajla sarılmış bileğime baktim. Yatakta uzanıyordum. Hayvan herif hastaneye bile götürmemişti.

Uyandığımı görünce yanıma yaklaştı. Üzerime doğru eğilip alnıma öpücük kondurdu. Eliyle yanağımı okşadı. Bazen o kadar güzel şefkat gösteriyordu ki beni gerçekten sevdiğine inanıyordum. Bazense nefret dolu bakışları düşmaniymişim gibi hissettiriyordu.

"Sana birşey olsaydı bu dünyayı yakardim."

Sadece iyileşmeni bekleyeceğim. İşte o zaman intihara teşebbüs ettiğin için elimden çekeceklerini saymiyorum bile."

Korkuyla gözlerimi kaçırdığımda yüzümdeki elini çekti.

"Ölmene bile izin vermeyeceğim."

"Sen istediğin zaman mi ölebilirim sadece?"

"Ölmeni hiç bir zaman istemem."

"Haa yaşayarak ölmen tercihim diyorsun."

Parmağıyla yavaş bir şekilde alnıma vurup,

"Hazır cevap, hazır cevap."

İster istemez gülümsediğim de oda gülümsedi. Ve onun gülümsemesi beni daha fazla gülümsetti. Keşke hep böyle biri olsaydı. Kim bilir belki de onu severdim. Sonuçta herkes bir şansı hak ederdi.

"Bir hafta boyunca sana bakacağım. Bir hafta sonunda sana yapacaklarım için sen kendine bakacaksın."

"Ben böyle birşey yapmak istemezdim. Çok üstüme geldin hayatımı bitirdin."

Dediğimde yanıma uzandı. Bi anda sarilmaya başladı. Sanırım birinin bana sarılmasına ihtiyacim vardı.

"Beni ilk nerede gördün?"

"Seni ilk salak arkadaşlarına uyup, on yedi yaşında bir şekilde girmeyi başardığın bir barda gördüm."

Ne yani beni bir yıldır tanıyor muydu? Bu konuya birşey diyecek olsam yuh derdim.

"Niye o zaman yanına almadın?"

"Daha küçüktün."

"Bir yılda büyüdüm mü?"

"Hala küçüksün."

Diyip dudağımi öptü. Kaşlarımı çatarken bana aldırış etmeden hala öpmeye devam etti. Birden geri çekilip elimi tutup öpünce ağzım şaşkınlıkla aralandi.

Kahretsin etkileniyordum! Normal zamanlarda bu kadar nazik davranmayan taehyunga övdüm bu sefer ilk defa. Öpücükleri boynumu bulduğunda ondan etkilendiğim için utanıyordum.

"Utanma."

Diyip yanağıma öpücük kondurdu.

"Utanma fıstık."

Sesini duyduğumda yüzümü yastığa gömüp ayağına tekme geçirdim. İlk defa kahkaha attı sesi çok güzeldi ve bunu sürekli tekrarlaması gerekiyordu. Yataktan kalkıp sağ tarafa geçtiğinde gözlerim onu buldu. Elini bitmiş seruma uzatıp yavaş bir şekilde çıkardı.

"Bunu çıkaralım da rahat uyu."

"Keşke herzaman böyle ilgili olsan."

"Erken iyileş diye yapıyorum. Biliyorsun daha almam gereken bir ifaden var."

İşini halledip tekrar yatağa uzandı. Gözlerimi yumarken uykum kendini belli etti uyumadan önce taehyungun sesini duydum.

"Sana birşey olsaydı gerçekten dünyayı yakardim Jisoo."

🐼🐼🐼

Gözlerimi araladiğimda güneş yeni doğuyordu. Bugün biraz daha kendimde gibiydim. Yan tarafıma bakınca taehyungu göremedim. Anlaşılan erken gitmiş olmalıydı. Kapı açılınca hizmetçi içeri girdi. Bu kız hiç konuşmaz miydi?

"Kahvaltınizi odaya getirmemi ister misiniz?"

Konuşabiliyormuş!

"Daha çok erken."

Dediğimde başını sallayip odadan çıktı. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Tek elle yüzümü yıkayıp dişlerimi firçaladim. Odadan çıktığımda Taehyung'da karşı odadan çıktı. İşe gitmemiş miydi?

"Uyandın mi?"

"İşe gitmedin mi?"

"Bugün gitmeyeceğim."

Beraber aşağıya indiğimizde kahvaltı masası hazırdı. Fakat canım birşey istemiyordu. İkili koltuğa geçtiğimde taehyungun gözlerini üzerimde hissediyordum.

"Buraya gel Jisoo."

"Canım birşey istemiyor."

"Jisoo sana buraya gel dedim!"

Taehyung bağırınca olduğum yerde sıçradim. Korkuyla yerimden kalkıp yanına yaklaştım. Kolumdan tutup beni çekistirince dudaklarimdan bir çığlık firar etti. Sağ bileğimi tutmuştu ve bu acıdan gözlerimin dolmasına sebeb olmuştu. Zaten yanına gitmiştim. Bunu yapmasına ne gerek vardı?

Sargının üzerinde birkaç damla kan lekesi belirmişti. Bileğime ardı ardına giren sancılar canımı yakıyordu. Taehyung beni kucağına alınca bileğimi sabit tutmaya çalıştım. Kalktığım koltuğa tekrar oturup yukarı çıktı. Kan lekeleri artık daha fazlalaşmişti. Biraz sonra elinde bir çantayla indi. Bileğim de ki sargiyi çıkarıp pamukla yavaş bir şekilde kanı sildi.

"Dikişler açılmamış."

Dediğinde bileğimi ondan uzaklaştirdim.

"Bırak canımı yakmaktan başka birşey yapmıyorsun."

Bileğimi tekrar eline alıp yeniden sardı.

Kapı çalınca hizmetçi bakmaya gitti. Daha sonra yanımda Taehyung boylarında bir adamla geri döndü. Ben adamı süzerken oda aynı şekilde bana bakıyordu. Hizmetçinin yuzundeyse tuhaf bir endişe vardı. Adam bakışlarını Taehyunga çevirince Taehyung yerinden sinirle ayağa kalktı. Adamın yanına gidip suratına yumruğu geçirdi. Böyle bir hareket beklemediğim için ağzımdan küçük bir çığlık çıktı.

"Senin ne işin var lan burada?"

Taehyungun bağirisiyla adam yediği yumruktan etkilenmemiş gibi siritti. Gözleri tekrar bana kayinca,

"Kardeşini herzaman ki gibi çok güzel karşıladın abi."

Dedi.

Ve istediğiniz yb geldi yorumlarınızı bekliyorum dkcnjfkfk bu arada sizce taehyungun kardeşi kim olabilir? tahminlerinizi yorumda belirtirseniz bu yazarınız çok mutlu olur:) Bölümü en kisa sürede atmaya çalışacağım iyi okumalar. 💗

•Tне Sтгugglе Of Lоvе• (Vsoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin