4) 1997-Ankara - Cebeci Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi

57K 433 1
                                    

Bazı olayları hiç kimse kolay kaldıramaz...

"Kapat gözlerini" dedi ince ve narin bir kadın sesi yatağa bağlanmış çaresiz bir şekilde yatan sarışın genç kıza. Yataktaki sarışın genç kız oldukça yıpranmış, yorulmuş fakat bu bitkinliğe rağmen aşırı masum bir haldeydi. Başında duran ince sesli kadın ise biraz sinirli biraz bıkkın bir halde olan mavi önlüklü hasta bakıcıydı.


"Bana gözlüklerimi verin!!" diye çığlık attı genç kız. "Hiçbir yeri göremiyorum yalvarırım bana gözlüklerimi verin!!" Onun çığlıklarını adeta duymazdan geliyordu hasta bakıcı. Hasta bakıcının cevap vermemesine rağmen genç kız inatla çığlıklarını sürdürüyordu. "Abim katil değil. Annemi o öldürmedi, diğerlerini de o öldürmedi. Ben deli değilim lütfen dinleyin beni. Beni abime götürün yalvarırım."


Kızı susturamayacağını anlayan hasta bakıcı arka masadan aldığı sakinleştirici iğneyi kızın koluna yavaşça batırdı. İğnedeki kimyasal kızın kanına karıştıkça odadaki derin, yardım isteyen çığlıklar azaldı. En sonunda da kız derin bir uykuya daldı. Hasta bakıcı tam rahatlamıştı ki kapıdan gelen sert tık tık sesleriyle bir kez daha gerildi. "Geliyorum bir dakika!" Kapıyı açtığında karşısında beyaz önlüklü başhekimi buldu.


Başhekim hemen lafa girdi. " Ne bu gürültü? Hastaları sizle birlikte burada güvende bırakamayacak mıyım? Bu hastanede huzur istiyorum." Hasta bakıcı, doktoru bu kadar sinirli bir halde gördüğüne şaşırmıştı, tedirgin ve kısık bir ses tonuyla cevap verdi "Doktor bey, kızı sürekli uyutmak zorundayım. Çünkü ne zaman uyanık kalırsa aynı cümleleri çığlıklar eşliğinde tekrarlamaya devam ediyor. Bu kadar çok sakinleştirici iğne alması da onun sağlığı açısından iyi değil. Ben inanın elimden geleni yapıyorum." Doktor sinirini meraka çeviren mimikleriyle birkaç soru daha yöneltti. "Kim bu hasta? Ne tekrarlıyor sürekli? Bugün kaç kere ilaç verdin?"


Hasta bakıcı rutin çalışma koşullarından dolayı sorgulayıcı sorulara alışkındı. "Doktor Bey bu hasta sizin Amir Kemal'den bize hediye diye tanıttığınız hasta. Bir katilin kardeşi diye bahsetmiştiniz. Tekrarladıklarına gelince de 'abim katil değil, ben deli değilim, abim annemi öldürmedi' tarzında şeyler. Bilmiyorum ben bile bazen bu kızın hasta olduğunu düşünmüyorum."


Doktorun sürekli değişen ruh haline şimdi de bir yenisi eklenmişti. Sakinleştirici ve babacan bir ses tonuyla "Tamam biliyorum ben bu kızı. Çok fazla kötü şey yaşadı. Senden istediğim önümüzdeki iki üç gün kesinlikle bu kızın yanından ayrılmıyorsun. En azından hastaneye alışana kadar. Anlaşıldı mı?"


"Pekala, Doktor Bey dediğinizi yapacağım. Bana güvenebilirsiniz."


Daha sonra doktor odayı yavaş adımlarla terk etti. Hasta bakıcı için zor saatler daha yeni başlıyordu. Genç kızın iki üç saat daha ilacın etkisinde uyuyacağını düşünen hasta bakıcı da bir müddet kestirmeye karar verdi. Hasta yatağının kenarındaki kanepede usulca uykuya daldı.


Aradan yaklaşık bir saat geçmişti ki aynı çığlıklar, aynı seslenişler hasta bakıcıyı uyandırdı. Kız bu sefer çığlıkları atarken bir yandan da bağlı olduğu yataktan kurtulmaya çalışıyordu. "Bana gözlüklerimi verin!! Abim katil değil. Annemi o öldürmedi, diğerlerini de o öldürmedi. Ben deli değilim, lütfen dinleyin beni. Beni abime götürün yalvarırım." Bu cümleler hasta bakıcının beyninde öylesine yer etmişti ki artık hasta bakıcı cümlelerin anlamlarını irdelemek yerine sadece kızın davranışlarını inceliyordu. Kızın davranışlarından, yataktaki çırpınışından iyice rahatsız olan hasta bakıcı, tekrar masadan iğneyi alacakken kulağına gelen farklı cümleleri duydu. Bu cümleler sabah saatlerinden beri çığlık atan kızdan bu sefer gayet düşük bir ses tonuyla geliyordu hasta bakıcının kulağına.


"Ne olur bana yardım et. Ben gerçek katili biliyorum. Bunu diğerlerine anlatmama yardım et."


İntikam GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin