℘on dört

7.3K 499 38
                                    

Baran Kaya: Sanırım dün gece beni eve getiren sendin. Teşekkür ederim. (15.11)

Bulut Çelik yazıyor...

Bulut Çelik çevrimiçi

Bulut Çelik: Öd (15.13)

Baran Kaya: İki saattir, iki harf için mi uğraşıyorsun? (15.13)

Bulut Çelik: Sağ elle yazıyorum (15.14)

Baran Kaya: Niye? (15.14)

Bulut Çelik: Diğerini kırdım (15.14)

Baran Kaya: Talat'a yumruk atarken mi? (15.14)

Bulut Çelik: Aynen (15.15)

Baran Kaya: Talat'a sağ elinle yumruk attın, nasıl oldu da sol kırıldı? (15.15)

Bulut Çelik: Allah'ın işi işte (15.16)

Baran Kaya: Bulut, ne oldu eline? (15.16)

Bulut Çelik: Hiç (15.16)

Baran Kaya: Ben mi yaptım? (15.16)

Bulut Çelik: Hayır, elimi kırmadın sen (15.16)

Direksiyona vurdum sana sinirlenerek (15.17)

Baran Kaya: Bana niye sinirlendin ki? (15.17)

Bulut Çelik: Çünkü sarhoşken çekilmez oluyorsun, cinnet geçirdim amk (15.18)

Baran Kaya: Bir şey mi dedim? (15.18)

Bulut Çelik: Çok şey geveledin de anlamadım (15.19)

Hatırlamak için çok yorma beynini (15.19)

Kayda değer bir şey yok (15.20)

Baran Kaya: Tamam. Zaten başım deli gibi ağrıyor. (15.20)

Bulut Çelik: Ne diye içtin ki o kadar? Leş gibi içki sigara kokuyordun (15.22)

Baran Kaya: Canım sıkılmıştı. (15.22)

Bulut Çelik: Bir dahakine canın sıkıldığında uyar da ortamdan topuklayayım (15.23)

Baran Kaya: O kadar kötü müydüm? (15.23)

Bulut Çelik: Evet, midemi bulandırdın (15.24)

Baran Kaya: Bu akşam gelirsen telafi edebilirim? (15.24)

Bulut Çelik: Siksen olmaz (15.24)

Baran Kaya: Hım. (15.24)

Bulut Çelik: Baran (15.25)

Bran Kaya: Evet? (15.25)

Bulut Çelik: Talat, Eren ve Buray'ın gittiğini söylemiştin. Niye oradalardı (15.26)

Baran Kaya: Boş ver, kısa zamanda yine giderler. (15.26)

Bulut Çelik: Cevap değil bu (15.26)

Baran Kaya: Birileri geldiğinin haberini uçurmuş. Yanımda olduğunun da. İnanmadıkları için görmeye gelmişler. (15.30)

Bulut Çelik: Mantıklı (15.30)

O kadar nefret ettiğin 'ibneyle' neden konuştuğunu merak etmeleri yani (15.32)

Baran Kaya: Saçmalama ve bir daha o kelimeyi asla kullanma. (15.32)

Bulut Çelik: Neden? İbne deyince ibne olmaktan mı korkuyorsun? (15.33)

Baran Kaya: Hayır. Öyle olmadığımı biliyorum zaten. (15.33)

Bulut Çelik: Yaa? Sonuçta hiçbir erkeği öpmedin, etkilenmedin değil mi (15.33)

Baran Kaya: Dalga mı geçiyorsun? Etkilenmedim tabiki. Ve öpmek mi? Yok artık. (15.33)

Bulut Çelik: Bence sen sarhoş kalmaya devam et (15.35)

Baran Kaya: Ne? Niye? (15.35)

Bulut Çelik: Hatılarsan yıkılırsın (15.35)

Baran Kaya: Daha açık olmalısın. (15.35)

Birini mi öptüm yoksa? (15.35)

Bir erkeği? (15.35)

Bulut Çelik: Yıkılacağın şey bir erkeği öpmek mi (15.36)

Baran Kaya: Bak... Sana saygı duyuyorum, Bulut. Tercihlerine, arzuladığın cinse. Fakat kendimi senin gibiyken düşünemiyorum çünkü bu benim için korkunç olurdu. (15.36)

Düşüncesi bile mide bulandırıcı. (15.37)

Bulut Çelik: Ben de midemin bulandığını söylemiştim zaten (15.40)

{Baran Kaya kişisini engellediniz}

iki şehrin ayrılığı ⚣ • textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin