Serkan:
Derda:
--
Serkan'a aşık olduğumu söylemiştim değil mi? Bunun farkında değilken bile, delicesine merak ediyordum onu. Şu dağ meselesinden sonra, Selim, bir iyilik edip herkesi evinde ağırlamaya başladı. Oturup, kafa patlatıyor ve buradan nasıl bir an önce defolup giderizi konuşup duruyorduk. Tüm bu süre boyunca benim aklımdaki tek şey- korkutucu bir şekilde- Serkan'dı. Onun iyiliğinden endişe ederken buluvermiştim kendimi.
Göz altları çökmüş, güzel gözleri yorgun bakıyordu. Ha varlığı, ha yokluğu kirpikleri kımıl kımıldı. Dudaklarında yer yer morarmalar vardı sanki... Teni solgun, soğuktu. İçim ürperiyordu ona baktıkça. Böyle...
Hani annemin bir arkadaşı, Çin'e gitmişti de dönüşte bir çay takımı hediye getirmişti hatırlıyor musun?
Çin porseleni. Nasıl da kağıt gibiydi inceliği... Parmağımızla dokunmaya kıyamazdık, kırılır belki diye. Çünkü öyle savunmasız, öyle kırılgan duruyordu ki! Çay içerken misal, ne de korka korka götürüyordum ağzıma fincanı. Olurda içerken dişlerime değer, bin parçaya ayrılır diye ne denli korkuyordum... İşte Serkan'a bakarken bu duygu ile doluyordu içim. Ona baktıkça incitmekten korkuyordum.
Biliyorum, biliyorum. Sana bu oldukça garip geliyor.
Serkan, hastaydı. Anevrizma tanısı konulmuş. İnan, onu cam bir kafese koyup saklamak istiyordum. Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Nasıl yapılırdı ki?
Başta, ona acıdığımı düşünüyordum. Çok gençti, böyle bir hastalığı yüklenmek için çok genç. Ona üzülüyordum. O, benim masal anlattığım çocuklar gibiydi gözümde... Ne garipti.
Akşama doğru, yağmur yine esip gürlemiş ve yerini huzurlu bir sessizliğe bırakmıştı. Selim'in evinin arkasında bulunan bahçeye bakan, geniş terasında oturmaktaydık Serkan ile.
"Pek bir düşüncelisin." Dedi, sorusu bahaneydi konuşmak için. "Nasıl olmayayım?" dedim, gülerek. "Haklısın." Dedi, "ne garip şeylerin ortasında kaldık..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Gittik!
Romantizm"Ağrı Dağı'nın eteklerinde uçan güvercin olamayınca, Kaf Dağı'nın tellerine sıçan horozların hikayesi." *** Biliyor musun? Ona sarılmak dünyadaki en güzel hislerdendi. Çok garipti, olmak istemediğim, ait hissetmediğim bir kazanın içerisinde, içine k...