Jennie'den;
Arkamdan bağıranları umursamadan sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Koşarken istemsizce bağırıyordum.
"Lisa'ya bir şey olmasın lütfen bir şey olmasın. Keşke yanında olsaydım. Geliyorum lütfen burnun bile kanamıyor olsun."
Koşmaya devam ederken karanlık yüzünden görmediğim büyük bir taş ayağıma takıldı. Yere sertçe düşmüştüm. Bacağımın kanadığını hissediyordum. Yalan yok çok acımıştı. Ama şu an Lisa'nın hayatta olması her şeyden daha önemliydi.
Ayağa kalkıp koşmaya devam ettim. Yaklaşık 20 dakika daha koşup patlamadan dolayı yanan bölgeye gelmiştim. Ambulans, itfaiye ve polis/askeri araçlar vardı. Çevredekiler yangını söndürmüşlerdi. Etrafa göz gezdirip Lisa'yı aramaya başladım.
Onu göremediğim her saniye kalbim acıyordu. Nefeslerim düzensizleştiği anda duyduğum o ses beni deli etmişti.
L; Unnie?
Gözlerim dolu dolu karşımdaki bedene baktım. Lisa'ya sarılmak için ona doğru hızla koştum. Kollarımı açıp boynuna sarıldığımda bir an kızı boğdum hatta belini kırdığımı falan sandım ama umrumda değildi. Sadece sarılmak istiyordum. Boyum ondan kısa olduğu için parmak uçlarımda yükselerek sarılmak zorundaydım. Lisa zorlandığımı anlayınca hafifçe güldü.
Belimden kavradığı elleri beni biraz kendine doğru doğrultup boyumun yetmesine yardımcı oldu.
Gülerken kısılan gözleri ve kıvrılan dudakları beni benden almıştı. Ellerim hala boynundayken onun elleri belimdeydi. Ellerimi çekmeden yüzüne bakmaya başladım. Sonra konuşmak için dudaklarımı araladım.
J; Sana bir şey oldu sandım. Çok korktum.
L; Gerçekten bunca yolu bana endişelendiğin için mi geldin?
J; Korktum Lisa. Gerçekten korktum.
L; Unnie, benim için endişelenmen çok hoş.
Ellerimi boynundan çekip konuşmaya devam ettim. Gözleri dolmuştu.
J; Lisa.
L; Efendim Unnie.
J; Senden bir şey istiyorum.
L; Nedir?
J; Bana unnie demesen olur mu? Hoşlanmıyorum.
L; Ama sen benden büyüksün-
J; Yaşın ne önemi var boşver işte. Sadece bana Jennie demen daha iyi oluyor.
L; Peki, Jennie.
J; Neydi bu patlama?
L; Anlatıcam ama çok üşüdüm şurada çadırım var oraya gidelim.
J; Tamam.
Yürümeye çalıştığımda içimden bir küfür savurdum. 5 dakika öncesine kadar yaşadığım korku ve adrenalin yüzünden acıyı hissetmemiştim ama bacağım çok ağrıyordu. Karanlıkta derin kesik aldığımı fark etmemiştim. Lisa yürümekte zorlandığımı anlayınca arkasını döndü.
L; Un- yani Jennie iyi misin? Sorun ne?
J; Yok bir şey ufak bir kesik olmuş bacağımda.
Bacağıma doğru eğilip eliyle bacağıma dokundu.
L; Bunun neresi ufak? Nasıl oldu bu?
J; Buraya gelirken ayağım takılmıştı. Gerçekten önemli değil.
L; Jennie yürüyemiyorsun. Nasıl önemli değil?
Konuşmama fırsat vermeden beni kucağına alıp taşımaya başladı. Bir eli kafamı bir eli bacaklarımı tutarken ben de ellerimi boynuna koymuştum. Tam şu an kalbimin atışını uzaydakilerin bile duyduğuna eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Love Is An Agent // JenLisa
Fanfic"Madem aşıksın bana ama aşkımız gizlilik gerektiriyor gizlilik senin en iyi yaptığın iş değil mi? Öyleyse bana sadece sevgini bahşet gerisini bana bırak, bırak ki seni ve aşkımızı özgürlüğe kavuşturmak için her şeyi yapayım. Mesela gel kaçalım burad...