Çiftler:Baeklu Chansoo hunho
‘’B-bırakın beni!!Lütfen… Bırakın.’’
Gözümden yaşlar akıyordu. Ben artık buradan kaçamayacaktım. Yapabildiğim tek şey ağlayıp yalvarmaktı. Tek umudum sevdiğim adamın beni kurtarmasıydı. İnanıyordum, o gelecekti. Beni burada bırakamazdı ki. O da beni özlemişti. Ben onu bekliyordum, beni buradan kurtarmasını. Bir gün oldu, bir hafta oldu, bir ay oldu, bir yıl oldu… Ama ben hala onun geleceğine inanıyordum. Her gün onun adını sayıklıyordum...Beni öylece bırakamazdı değil mi? O gelecek! Beni bırakmaz… Bırakamaz…Bırakmamalı... Gün geçtikçe ümidimi kaybediyordum. Onu beklemeye devam mı etmeliydim yoksa sadece bu cehenneme alışmalı mıydım? Her zamanki gibi odamda ağlarken Kyungsoo hyung yanıma geldi.
‘’Baek..Lütfen ağlamayı bırak. Daha ne kadar kendini kandıracaksın? Daha ne kadar kendine böyle eziyet edeceksin? O gelmeyecek kabullen artık!’’
Sesi bağırıyormuşçasına çıkıyordu,
‘’Hayır, hayır hyung hiçbir şey bilmiyorsun o gelecek sadece uygun zamanı bekliyor, beni buradan kurtaracak.’’
Kyungsoo kızgın bir şekilde yanağıma tokat attı,
‘’BAEKHYUN YETER!KENDİNE GEL!’’
Ona korkuyla bakıyordum yavaşça yanıma oturup elimi tuttu gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti gözlerindeki acıyı görebiliyordum derin bir soluk alıp konuşmaya devam etti,
‘’Yapma bunu, tam bir yıl oldu peki nerede bu biricik sevgilin? Niye seni buradan kurtarmıyor? Daha ne kadar böyle bekleyeceksin? Gelseydi çoktan gelirdi Baek…O da biliyor seni buradan kurtarmanın bir yolu olmadığını. Buraya bir kez girersin ve bir daha çıkamazsın ölmediğin takdirde! Seni korkutmaya çalışmıyorum…Bunlar sadece GERÇEKLER!..’’
Gözyaşlarım daha çok akıyordu hıçkırarak ağlıyordum evet. Bunlar yaşamımın acı gerçekleriydi. Ve sanırım o gelmeyecekti. Buna alışmalıydım. Kendimi Kyungsoo’nun omuzlarına bıraktım. Kapı yavaşça açılırken birisi seslendi
‘’Kai seni çağırıyor Baekhyun.’’
Kyungsoo’dan ayrıldım. Beni kendine çevirip göz yaşlarımı sildi.
‘’Özür dilerim hepsi alışman için.’’
Yüzünü yere çevirdi, ağlıyordu sesi titrek bir şekilde çıkmıştı .
‘’Hadi çabuk ol Kai bekletilmekten hoşlanmaz.’’
Yavaşça kalktım ona bakmadan odadan çıktım. Canavarın inine gidiyordum. Kai beni de diğerleri gibi kaçırıp buraya hapsetmişti. Beni sevgilimden, aşkımdan, biricik Luhan’ımdan ayırmıştı. Burada hepimizi oyuncağı olarak kullanıyordu. İşi bitince de bir kenara atıyordu. Kendimi sakinleştirip yavaşça odasının kapısını açtım. Beni izleyen bir çift gözle karşılaştım yüzünde sahte bir gülümseme vardı bana doğru yaklaştı, beni kollarının arasına aldı. Kafasını boynuma gömüp kokumu içine çekti yavaşça boynuma ıslak öpücükler kondurmaya başlarken söyledi,
‘’Baekie’m… Hazır mısın?’’
~Luhan~
Baekhyun’la ilişkimiz çok eskilere dayanıyordu. Biz çocukluktan beri birbirimize aşıktık. Onun ailesi yoktu kardeşiyle beraber yalnız yaşıyorlardı. Ona 15 yaşımdayken aşkımı itiraf etmiştim dudağıma kondurduğu öpücükle beni kabul etmişti. Ben onun için bir sevgiliden fazlasıydım, ben onun asla terk edemeyeceği bir ailesi haline gelmiştim bu durum benim içinde farksızdı. O da benim için her şeydi ailem, sevgilim ve yaşam sebebimdi. İkimiz içinde her şey çok güzeldi. Beraber geçirdiğimiz ilk gün…
Flashback
‘’Yah Luhan… Sevgilim yavaş ol’’
‘’Baekie aşkım sana bir şey göstereceğim hadi’’
Kumsalda suya yakın bir yerde koşuşturuyorduk .Yerler ıslaktı, Baek’in ayağı bir taşa takıldı düşüşünü hafifletmek için onu kendime çektim ama benimde ayağım kaydı birlikte yere düştük. Güneş batıyordu. Baek üzerimdeydi. Islanmıştı. Islanmıştık. Birbirimize bakıp sakarlığımıza gülmeye başladık, Baekhyun gözlerimin içine bakarken yavaşça bana doğru eğildi ve dudağıma tatlı bir öpücük kondurdu.
‘’Sence bu yeterli mi?’’
Onu kendime çektim ve öpmeye başladım. Deliler gibi öpüşüyorduk ama burada eğlenmek için vaktimiz yoktu belki başka bir zaman gelip burada güzel vakit geçirebilirdik. Dudaklarından ayrılıp ayağa kalktım ve elinden tutup onu da kaldırdım, koşmaya devam ettik. Bugün ilişkimizin 4.Yıldönümüydü bu yüzden sahil kenarında bir ev kiralayıp ona sürpriz yapmak istemiştim. Hemen evin içerisine girdik yerler gül yapraklarıyla seriliydi Baekhyun bunu çok romantik bulmuştu bana en içten gülümsemesini sundu güllerin eşliğiyle üst kata çıktık, üst kattaki balkonda onun için güzel bir yemek masası hazırlamıştım sandalyesini çekip onu oturttum, bende vakit kaybetmeden karşısına oturdum. Kiraladığım ev özellikle denize bakıyordu. Güneş batıyorken denizdeki gökyüzü yansıması aşık olunacak türdendi yüzüğü Baekhyun etrafı ağzı açık bir şekilde izliyordu. Sandayleden kalkıp Baekhyun’un dizlerinin önünde eğildim cebimdeki yüzük kutusunu ona gösterdim kutuyu açıp içindeki yüzüğü Baekhyun’un özenle yaratılmış güzel parmaklarına geçirdim şaşkınlıkla beni izliyordu heyecanla konuşmaya başladı,
‘’L-Luhan…A-ama bunlar çok...çok güzel b-ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok teşekkür ederim’’
‘’Sadece anın tadını çıkar,’’
Yaklaşıp alnından öptüm
‘’Seni seviyorum Byun Baekhyun. Sana aşığım her şeyine… Sana ömrümün sonuna kadar bakacağıma ve yanından bir an bile ayrılmayacağıma söz veriyorum kimsenin sana dokunmasına izin vermeyeceğim. Seni hep koruyacağım Meleğim…’’
‘’L-Luhan…B-Ben…’’
Baekhyun mutluluk göz yaşları döküyordu,
‘’Ağlama meleğim bir daha ağlama ben hep yanında olacağım ağlamana izin vermeyeceğim,’’
Yaklaştım ve gözyaşlarını öptüm. Yemeğimizi yedikten sonra yatak odasına geçtik t-shirtümü çıkardım ve ona diğer sürprizimi gösterdim.
‘’İnanmıyorum Luhan… Bu.. acıtmadı mı? Dövme?’’
Bir şey söylemeden onu yavaş yavaş yatağa ittim konuşmak istemiyordum artık bedenlerimiz konuşacaktı, dudaklarım dudaklarıyla buluştu öpücüğü bölüp kıyafetlerimi soymaya başladım onu da soyup nazikçe üzerine çıktım
‘’Şimdi sana kalbimdeki dövmeyi göstereceğim…’’
....Bölüm Sonu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAVE SOUL
FantasyOnları hayata döndürecek olan 'kristal mor bileklik' değildi... Onların ihtiyacı olan tek şey Gerçek Aşk ve Dostluktu...