10.Bölüm

291 10 0
                                    

Güneş ışınları içimi ısıtıp kavururken aşağıda Kai ve Baekhyun’un gelmesini bekliyordum. Can sıkıntısıyla oyalanacak bir şeyler arıyordum aklıma dünkü bileklikler takıldı cebimden çıkartıp bileklikleri incelemeye başladım, taşları son derece güzel ve ışıltılıydı ama Baekhyun kadar değil. Ona hangisini vermem gerektiğini düşünüyordum, hangisi ona daha çok yakışırdı? Sonuç ne olursa olsun onda hepsi çok güzel duracaktı…

Kai Baekhyun’un ellerini tutarak tabiri caizse -evden- çıktı. Baekhyun karşısında beni görünce birden şaşırıp Kai’nin elini bıraktı. Göz teması kurarak ona iyi olduğumu söyledim daha sonra Kai Baekhyun’u arabaya oturtup yanıma geldi

‘’Baekhyun’u ahşap eve götürüyorum işlerini bitirip gecikmeden sende gel…’’ Onaylayıp onların ve Kai’nin adamlarının arabalarla gidişini izledim bugün acılarımızın biteceği gündü. Bugün Baekhyun’u kaçırıp yeni bir hayata başlayacağımız gündü. Evde kimseciklerin olmadığından emin olduktan sonra kapıyı çalmaya yeltendim Chanyeol kapıyı açıp bana şaşkınca bakıyordu cebimdeki bilekliklerden bir tanesini ona uzatarak Sehun’a vermesini tembihledim daha sonra arabama bindim cebimden telefonumu çıkartıp Kris’i çaldırmaya başladım

‘’Yola çıkıyorum, hazır mısınız?’’

‘’O-oh sayılırız bu arada kaç kişilerdi?’’

‘’Hım tahminen 15 kişi… Birkaç arabayla yola çıktılar. Sayının fazla olması sorun olur mu?’’

‘’Emin değilim yanımızda Tao olduğu sürece pekte sorun olmaz, dediğin gibi sadece 15 kişiyse Baekhyun’u kolaylıkla kaçırabiliriz…’’

‘’Tamam vakit kaybetmeden sizi almaya geliyorum.’’

**************

Kai’yle beraber ormanın içinden geçiyorduk. Hava öylesine güzel ve temizdi ki yaşadığımı hissediyordum. En son ne zaman böyle bir yere geldiğimi hatırlamıyorum bile. Kuş sesleri her şeye ayrı bir hava katıyordu camı açıp oksijenin arabanın içine dolmasına izin verdim. Uyandığımdan beri geçen her şey çok güzeldi, Luhan’ı da görmüştüm. Üstelik bugün Kai’ye katlanacağım son gündü, ama içimde nedenini bilmediğim kötü bir his vardı. Gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım, eğer ki bugün bir şeyler yanlış giderse her şey son bulacaktı. Tamamen burada hapsolup kalacaktım… Luhan’ı asla görmeden yaşayıp ölecektim. İyimser olmalıyım… Neden böle bir şey olsun ki? Her şey yolunda gidecek ve biz yeni bir hayata başlayacağız evet… Birden aklıma Sehun geldi, acaba şimdi nasıldı? Evden ayrıldığımdan beri Sehun’un yüzünü göremiyordum onu çok özlemiştim o benim ailemden geri kalan son kişiydi… O benim biricik kardeşimdi. Kendimi yatıştırmak için tekrar ettim bugün son günüm bundan sonra yeni bir hayata başlayacağız. Sehun Luhan ve ben… Gözlerimi kapatıp yolun keyfini çıkarmaya başladım. Bu güzel sessizliği Kai bozdu,

‘’Heyecanlı mısın?’’ Bana bakıp en içten gülümsemesini gösterdi. Bir an için bütün duygularımın altüst olduğunu hissettim içimdeki kötü his git gide büyüyordu. Gözlerimi tekrar kapatıp olabildiğince sakin cevap verdim.

‘’Bugün benim doğum günüm heyecanlanmamalı mıyım?’’ Tekrar gülümseyip gözlerini benden ayırdı.

************

‘’KYUNGİEEEEE!!!’’ Chanyeol Kyungsoo’nun yanına kendisini kanepeye atarken neşeyle seslendi.

‘’Yeollie~ Amacın beni sağar etmekse ulaşmak üzeresin…’’ Elindeki kumandayla kanalları çevirerek görmezden gelmeye çalışıyordu çocukça hareketler yapan Chanyeol’u.

‘’Aşkım,’’ Chanyeol başını Kyungsoo’nun kısa bacaklarına yaslarken söyledi.

‘’Hım?’’ Kyungsoo yine Chanyeol’a aldırmadan kanalları değiştirmeye devam etti

BRAVE SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin