Baekhyun’u görmeye gidiyordum. Bir yıldır yaptığım planları bozacak kadar aptal değilim bu yüzden kılık değiştireceğim.
---------------------
Kai odaya girdiğinde Baek’in uyanmasını bekliyordum,
‘’Soo! Dışarıya çıkmanın yasak olduğunu size kaç defa daha söyleyeceğim? Ya Baekhyun’u gören olsaydı? Onun elimizde olması yasal değil bir gören olursa beni Suho’nun elinden kimse kurtaramaz!’’
Kai sinirle bağırıyordu
‘’B-ben özür dilerim ama doktor Baek’in durumunun ciddi olduğunu ve hastaneye gitmemiz gerektiğini söyleyince bir şey yapamadım. Özür dilerim.’’
Kyungsoo üzgünce fısıldıyordu,
‘’Seninle bunu daha sonra görüşeceğiz.’’
Kai tehditkar bir şekilde söyleyince Kyungsoo’nun tüyleri diken diken olmuştu. Kai odadan hızlıca çıkıp Chanyeol’ün yanına gitti, sesleri duyuyordu.
‘’Yeol, o uyanınca bana haber verin. İçeriye kimseleri almayın gözün Soo ve Baek’in üzerinde olsun.”
Chanyeol başıyla onayladı. Yoldayken Baekhyun’u görmenin hayaliyle heyecanlanmıştım. Aynı zamanda durumunun kötü olmasından endişeleniyordum. Baekhyun’u hep canlı, gülümser halde gördüğüm için bunlar bana yabancı gelmişti, onu yatakta bilinçsiz ve yaralı bir halde bulmak... Onu görmekten başka bir şeye odaklanamıyordum yüzüme ve vücuduma gelen yağmur damlalarıyla kendime geldim. O günkü gibi yağmur yağıyordu…
Flashback
‘’İnanmıyorum sana Luhan bunu nasıl yapabildin? Sen..Sen..Cidden düşüncesizin tekisin! Nasıl o kabadayıyla benim için kavga edersin? Yüzünün haline bak! Luhan bir daha sakın bunu yapma!‘’
‘’Yeter Baek! Beni böyle çocukmuşum gibi azarlama, ben yanlış bir şey yapmadım. Chanyeol seni böyle rahatsız ederken nasıl kayıtsız kalmamı beklersin? Hiçbir şey için pişman değilim bir daha olsa bir daha yaparım benim Baekie’mi kimse rahatsız edemez ayrıca o da benden dayak ye- Ah! Acıyor Baek yavaş ol.’’
Baekhyun yaralarıma pansuman yapıyordu, yüzünde acı bir gülümseme vardı elindekileri bırakıp bana baktı, ciddiyetimi korumak için dudağımı ısırdım.
‘’Lulu sana zarar verecek olan her şeye karşıyım beni anlıyor musun? Superman’im olman için illa birini dövmek zorunda değilsin seni her halinle seviyorum ve bir kez daha bunu yaparsan… Sonuçlarına katlanırsın! Seni uyarıyorum!’ ’
Dövüşmemizden 1 hafta sonra okul çıkışı Baeklerin evine doğru yürürken Chanyeol ve Baekhyun’u konuşurken gördüm gizlice izlemeye devam ettim, yağmur çiseliyordu. Beni yerimde durmaya alıkoyan bir şey oldu Chanyeol Baek’in yanağına elliyordu öfkeyle koşarak Chanyol’a yumruk attım, yumruğun etkisiyle Chanyeol kendisini yerde buldu. Biran kendimle gurur duydum. Chanyeol’a bakıp öfkeyle Baek’ten uzak durmasını söyledim. Bu sırada Baek bizden kaçar adımlarla uzaklaşıyordu, Chanyeol’a dersini vermek isterdim ama şuan Baek benim için daha önemliydi. Yağmur şiddetini arttırıyordu. Chanyeol’ü bırakıp Baek’in peşinden koşmaya başladım, Baekhyun’un arkasından durması için bağırıyordum
‘’Ya! Baekhyun beni bekle! Konuşmamız lazım…’’
Beni dinlemeden hızlıca eve girdi. Zili çalıyordum,
‘’Baekhyun buraya gel, kapıyı aç, konuşmalıyız…’’
İliklerime kadar ıslanmıştım ve çok üşüyordum telefonumu çıkartıp ona mesaj yazmaya başladım ‘Benimle konuşana dek burada yağmurda bekleyeceğim!’ Baekhyun olanlardan dolayı sinirlenmişti. Luhan’a zarar gelecek her şey onu üzüyordu ve Luhan Baek’in bütün uyarılarına rağmen kavgalardan uzak durmuyordu. Baekhyun hızlıca odasına girdi kapıyı kapatıp biraz dinlendi. Evde kimse yoktu. Baekhyun evde kardeşi Sehun’la birlikte yaşıyordu. Sehun büyük ihtimalle şuan okuldaydı. Sehun müzisyen olmak istiyordu Baekhyun kardeşinin başarıları aklına geldikçe gurur duyuyordu yavaşça ıslanmış olan kıyafetlerini çıkardı telefonundan gelen sesle irkildi. Bir mesaj gelmişti; Luhannie’den mesajı okuduktan sonra Baekhyun hızlıca saatine baktı eve geleli yaklaşık yirmi dakika oluyordu bu demek oluyordu ki Luhan yirmi dakikadır soğukta ve yağmurda dışarıda bekliyordu. Baekhyun koşar adımlarla aşağı indi kapıyı açınca Luhan’ı karşısında gördü. Islanmış ve üşümüş görünüyordu. Baekhyun kendini suçlu hissetti vakit kaybetmeden Luhan’ı içeri aldı. Hemen havlu getirip onu kurulamaya başladı,
‘’K-Konuşmamız lazım Baek.’’
Titreyerek söyledi Luhan,
‘’Burnun kızarmış. Üşüyor musun? Böyle olmayacak sana kıyafet getirmeliyim.’’
‘’Bae-‘’
Sözünü bitirmeden gitmişti bile Baekhyun. Elinde kıyafetlerle geri döndü.
‘’İşte…Şey benimkiler belki sana küçük gelir diye sana Sehun’unkileri getirdim,’’
‘’Baekhyu-‘’
‘’Luhan sana sıcak bir kahve yapmamı ister misin ısınırsın ha?’’
‘’Baekhyun yeter! Konumuz ben değilim kes şunu!’’
Baekhyun sinirli gözlerle Luhan’a baktı elindekileri sehpaya bırakıp ayağa kalktı,
‘’Asıl sana yeter Luhan. B-ben senin için endişeleniyorum. Benim yüzümden yirmi dakikadır dışarıda o soğukta yağmurun altındaydın! Ya sana bir şey olursa? Ya hastalanırsan? Birazcık kendini düşünemez misin? Neden bunları yapıyorsun?’’
Baekhyun sakinleşmeye çalışıyordu yavaşça yerine oturdu,
‘’Tamam…Konuşmak mı istiyorsun? Konuşalım ama önce lütfen git ve sıcak bir duş al. Ondan sonra konuşacağız, tamam mı?’’
Luhan pes etti. On beş dakika sonra elinde havluyla saçlarını kurulayarak geri döndü.
‘’İşte... Kahve iyi gelecek.’’
Elindeki kahveyi Luhan’a uzattı. Beraber kanepeye oturdular. Elindeki kahveden bir yudum aldı.
‘’Neden Chanyeol’la konuştun? Ondan uzak durmanı söylemiştim’’ dedi Luhan.
‘’Çünkü benimle konuşmak istiyordu peşimizi bırakması için onunla konuşmam gerekiyordu. Bizden uzak durmasını söyledim hepsi bu kadar...’’
‘’Hepsi bu kadar mı? Baekhyun o sana dokundu! Ya biraz daha geç gelseydim? Peki o zaman ne olacaktı? O hayvan sana her şeyi yapabilirdi! Neden sözümü dinlemiyorsun Baek?’’
O sırada Sehun eve geldi.
‘’Hyung ben gel-‘’
‘’Çünkü sana zarar gelmesinden korkuyorum Luhan!’’
Baekhyun bağırıyordu.
‘’Sana bir şey olursa ben yaşayamam! Geçen seni öyle gördüğümde neler hissettim biliyor musun? Kalbim parçalandı…’’
Baekhyun sakinleşmişti.
‘’Şştt tamam geçti Baekie’m bana bir şey olmayacak merak etme..’’
Luhan Baekhyun’a sıkıca sarıldı. Çenesini kafasına yaslayıp derin bir nefes aldı.
‘’Baekie’m buradan gidelim Chanyeol’dan kurtulup güzel bir hayat yaşayalım?’’
‘’Peki ya Sehun?’’ ‘’O da bizimle gelsin eğitimini orada tamamlar.’’
‘’Tamam senin olduğun her yer kabulüm.’’
Luhan Baekhyun’u kendisine doğru çekti Sehun uzaktan onları izliyordu.
‘’Seni seviyorum ’’dedi Luhan Baekhyun’un gözlerine bakarak.
Birbirlerine yaklaşıp öpüşmeye başladılar. O an Sehun kalbinde bir ağrı hissetti bu görüntü ona rahatsızlık vermişti koşarak odasına çıktı.
‘’Bende seni seviyorum Her şeyim...’’
Flashback end
...BÖLÜM SONU...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRAVE SOUL
FantasyOnları hayata döndürecek olan 'kristal mor bileklik' değildi... Onların ihtiyacı olan tek şey Gerçek Aşk ve Dostluktu...