20.Bölüm

223 6 1
                                    

Kai banyoda kendisini rahatlatırken WuFan’a küfürler saydırıyordu,‘’Ukala büyücü! S-Senden nefret ediyorum(!)’’ Eliyle penisini hızla çekip gözlerini kapatarak inlemeye başladı,

‘’Ihmm Ahh..'’ Kaşlarını çatıp mırıldandı,‘’Tch istemiyormuş ha?! Sanki ben onun koca penisini içimde istiyorum da(!)’’ Kai büyük bir inleme bırakıp eline boşaldı. Güzelce temizlendikten sonra banyodan çıkıp odaya girdi. Gözleri WuFan’ı arıyordu, yatağa bakıp iç geçirdi. Kafası tamamen karmakarışıktı. Ona karşı ne hissettiğini bilmiyordu, bir insandan hem çok fazla nefret edip hem de onu delice sevebilir misiniz? Söylemesi bile saçma… Nefret ve aşk aynı anda aynı kişiye hissedilebilir miydi? Kai’in içindeki duygular savaş halindeydi. Kendisini bir bataklığa saplanmış gibi hissediyordu. Kararsızlıkla saçlarını karıştırıp kendisini yatağa attı. Az önceki anıları aklına gelince kalbi deli gibi atıyordu. Bu düşüncelerden kurtulmak için başını iki yana salladı,

‘’Hayır Kai hayır, aşkın kazanmasına izin veremezsin!!’’ Ayağa kalkıp büyük beyaz dolaba yöneldi. Altın kollarını çekip kapağını açtı. Üzerine beyaz ve uzun bir t-shirt geçirdi altına da siyah dar bir pantolon, Kai’e tam uymuştu. Gözüne çarpan bir parfümü alıp koklamaya başladı. O kokuydu. Kai’i sarhoş eden WuFan’ın kokusuydu. İçine çektikten sonra yerine bırakıp dolabın kapağını kapattı. Aynaya doğru yürüyüp kendisini süzdü, elleriyle saçlarına şekil verirken gözünün önünde masum bir gülümseme belirdi. Luhan! Kai ne yapacağını bilmeden odadan çıkıp kendisini merdivenlere attı, etrafa bakıp endişeyle arkadaşının adını sesleniyordu,

‘’Luhan!! Neredesin?! Luhaaannn!!’’ Kai hızla yürürken önünden geçtiği odanın içinden sesler geliyordu. Durup kapıyı dinlemeye başladı.

‘’Bunu gerçekten yapacak mısın?’’ Bu WuFan’ın sesiydi! Neyden bahsediyordu? Kai anlamayarak kulağını kapıya daha çok yasladı

‘’E-Evet! Yapabilirim!’’‘’Luhan onca şeyden sonra hala Kai’i korumak istiyor musun?’’ Kai’in kafası şimdi daha çok karışmıştı. ‘Lanet olsun neyden bahsediyorlar?! Beni korumak? Neyden? Luhan aklında ne var senin?!’ Küçük bir sessizlikten sonra Luhan yutkunarak kendinden emin bir şekilde cevap verdi,

‘’Evet… Onun bir suçu yok, yapması için bir neden de yok! B-Ben yapabilirim 1000 sene de olsa! Baekhyun için her şeyi yapabilirim, şimdi bana bilekliği ver!’’ WuFan’ın gülme sesleri odanın içinde yankılanıyordu. Kai şimdi anlıyordu, Luhan yapacaktı. Baekhyun için tıpkı Yixing’in yaptığı gibi kendi hayatından vaz geçecekti! WuFan gülmeyi kesip Luhan’a yaklaştı,

‘’Küçük beden, cesur ruh huh? Sevdim seni Luhan, sana düşünmen için biraz daha zaman vereceğim.’’

‘’İhtiyacım olan zaman değil! Bileklik!’’ Kai dayanamayarak hızla kapıyı açıp içeri daldı. İkisi de şaşkınlıkla ona bakarken Kai yaklaşıp Luhan’ın kolundan sinirle tutarak sarsmaya başladı,

‘’Lanet olsun Luhan neyden bahsediyorsun sen?! Canını vermek mi?! Aptal mısın sen?! Bunu başka yollarla da halledebiliriz!!’’ Luhan hızla elini diğerinden kurtarıp bağırdı

.‘’Nasıl Kai?! Nasıl? Ne yapacaksın?’’ Kai sinirle saçlarını karıştırıp önündeki sarışına baktı, yine aynı şey oluyordu. Kai’in kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu. Geçmişte Baekhyun’u sevmişti evet ama şuan önünde duran sarışına karşı daha önce hissetmediği şeyleri hissediyordu. Düşünmemeye çalışarak tekrar Luhan’a bakıp cevap verdi,

‘’Luhan güven bana, bir yol bulacağım!!’’ Luhan’ın gözlerinden yaşlar geliyordu Kai’e nefretle yaklaşıp ellerini yumruk yaparak oğlanın göğsüne vurmaya başladı

BRAVE SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin